Nihayet beklenen açıklama geldi.

Evet, Özgür Özel Cumhurbaşkanı Adaylarının kim olduğunun deklarasyonunu bir program vesilesiyle yapmış oldu.

Kim mi?

‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’

Bilemediniz mi?

Durun, Sayın Özel’in açıklamalarını şuracığa bırakayım da kafanızdaki soru işareti gitmiş olsun.

Buyurunuz:

‘Sanayi sitesinde ustanın yanında duran kalfası benim adayımdır, ustasını o ikna edecek. Tarlada yan tarladaki komşusuyla sohbet eden çiftçi benim adayımdır, onu o ikna edecek. Balkanlar’dan gelmiş olup da Atatürk’ün partisinden başka bir partiye hâlâ oy veren varsa onu bu Makedonya göçmeni ağabeyim ikna edecek, aday odur. Yarın ev gezmesine giden kadın kolları üyem Cumhurbaşkanı adayımızdır. Okullardaki öğrenciler Cumhurbaşkanı adayımızdır. Üniversitelerde Gençlik Kolları üyelerimiz ya da sokaktaki Gençlik Kolları üyelerimizin her bir ferdi doğal olarak Cumhurbaşkanı adayımızdır. (CHP gençlik birlikteliğine parti örgütü diyordu ama Sayın Özel atladı sanırım.) Eğer her biriniz yarın sabahtan Cumhurbaşkanı adayı olarak kalkarsanız, bu partiye bir oy, bir oy, bir oy toplarsanız bu yoksulluğa çarenin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu, bu işsizliğe var bir çaresi onun da Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu, her sorunun Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında çözüleceğini siz anlatırsanız artık Cumhurbaşkanı adayımız ilan edildiği gün o bir aday değil gün sayan Türkiye’nin gelecek Cumhurbaşkanı olacaktır. Ben onu size emanet ediyorum, bu görevi size veriyorum.’

Ve akabinde de şu açıklamaları sıkıştırdı:

‘Gelecek seçimin Cumhurbaşkanı adayı ben değilim. Seçmenin, Erdoğan karşısında ayağa kalktık diye bana kızıp adaya oy vermeyecek hali yok. Ben her türlü bedeli ödemeye hazırım. Gerekirse kendimi feda edeceğim ama bu seçimi kazandıracağım.

Sayın Özel CHP literatüründen birkaç derleme cümleyle kendini geriye çekermiş gibi yapıyor ama CHP tabanı Sayın Kılıçdaroğlu’ndan kalma ifadelere alışık olduğu için bu sıralı cümleleri sahipleneceğini zannetmiyorum.

Özgür Özel ve tayfası ‘Biz halkız, halk da biz’ kalıbını motto edinip kısa vadeli gaz alma ve gaz verme operasyonlarını her seçim olduğu gibi bu seçimde de uygulama makamına koyacağa benziyor.

Ve her fırsatta bir önceki seçimdeki hamlelerin hatalı oluşuna vurgu yapılıyor.

Halk kimi isterse aday olarak sahneye o çıkacak ifadeleri de bilindik ifadelerden.

Peki halkın sosyolojik ve ekonomik doygunluğunu ve dahi şişkinliğini göz önünde bulundurduğumuzda bu cümleler okkalı ve amacına hizmet eden cümleler diyebilir miyiz?

Banan sorarsanız bu ifadeler sıfırın altında, eksi değer barındıran ifadeler.

Örneğin, PKK ve uzantısı olan siyasi partiyle arasına mesafe koyamayan Ana Muhalefet partisinin söylemleri tok söylemler olmaktan bir hayli uzak.

Her seçim arefesinde halkın hassasiyetlerini sahiplenirmiş gibi yapıp seçimden sonra arka kapıdan çıkıp gidiyorlar.

Ve bunu da siyasi bir manevra olarak adlandırıyorlar.

Yani onlar için olağan ve olması gereken bir tutum.

‘Halk İmamoğlu’nu nerede isterse İmamoğlu orada olacak’ diyen Ekrem Bey bu işleri çok iyi bilir.

Sayın Özel konuşmalarını yapmadan önce İmamoğlu’ndan biraz brifing alsa hiç fena olmaz.

Kendi aralarındaki koltuk kavgalarını sonlandıramayan siyasi çatı, bir ve bütünlük halinden bahsedip büyük tablodan söz ediyor.

Halk ise o tablonun detaylarıyla ilgileniyor. Bunu belirtmek de fayda görüyorum.

Millet sol elinde büyüteç, sağ elinde blok not ile gezerken bunların romantize edilmiş cümleleri çok itici geliyor artık.

Üstelik daha seçime seneler varken neden bu hesap kitap?

Ha sorsanız bu hesabı-kitabı iktidar kanadının yazar-çizer takımı muhalefeti yıpratmak için ortaya attı derler.

Yahu Allah aşkına sizin içinizdeki ‘Doğrucu Davutlar’ dan ve ‘Miksekler’ den sıra mı gelir karşı mahallenin çocuklarına?

Nevşin’i bir, Altaylı’sı iki, Ataklı’sı üç derken sıralanıp gidiyorlar.

Hâl böyleyken oradan buradan rüzgâr aramak safdillik olur.

Kasırganın ta kendisi sizsiniz çünkü.

Ve kendi kendinizi yakıp yıkacaksınız, az kaldı.

Selâmetle…