Şarkdemir ve destansı şiir
“Bence şiirimiz, yavaş yavaş İkinci Yeni'nin egemenliğinden çıkmaktadır. Artık, modern şiirimizin kazanımlarıyla şiir yazan, varlığını belirginleştiren bu kuşak kendini hissettirmeye başlamıştır... Şiirimizi İkinci Yeni'nin egemenliğinden çıkarmaya başlayan bu kuşak, bu özet durumunu da aşarak kendi sesiyle, kendi sözüyle konuşmaya başlamıştır. Bu kuşak, şiirimize büyük bir güç olarak yerleştikçe, şiirimizin yeni bir aşamasından söz edilmeye başlanacaktır. İşte bu yeni aşamanın önemli aktörlerinden birisi Hakan Şarkdemir’dir.” (Osman Özbahçe)
Hakan Şarkdemir’i doğru anlama yolunda ilk bilinmesi gereken konu öncülerinden olduğu modern epik şiir, diğer bir deyişle yeni destansı şiirdir. Hareketli, hızlı, kaygı taşıyan ve idealist bir şiir olan destansı şiirin “ne”liğini ve hikâyesini ilk elden, Şarkdemir’in Ebabil’den çıkan ‘Kahramanın Dönüşü’nde tüm veçheleriyle okuyabilir meraklısı.
Şarkdemir’den el alayım modern epik şiir mevzuunda; “Karakterin eyleminin(tercihinin) yönü, yani şiirde beliren irade, içe dönükse, lirik; bütünüyle içe kapalı ve dışa açıksa, dramatik; hem içe hem de dışa açıksa epik şiir söz konusudur. Bir başka ifadeyle söyleyecek olursak: Şiirdeki ana düşünceyi yalnızca karakterin iradesi belirliyorsa lirik; ana düşünce ile karakterin iradesi çelişiyorsa dramatik; karakterin iradesi ana düşünceye göre beliriyorsa epik şiirin alanı içindeyiz demektir.”
Epik şiir, lirik ve dramatik şiire göre daha geniş alana sahiptir. Bu da her yanı akan bir ev portresi çizebilir, ancak böyle değildir. Şiirin alanını işaretleyecek olursak disipline edilmiş şiir, ne kadar atılım yapmış olsa da hedefinden şaşmaz. Ancak, epik şiirin alanını züppece kullanmak isteyenler, epik şiiri temsil ettiklerini düşünebilirler. Düşünceleri yanlıştır ve benzinleri ne yazık ki onları yolun sonuna götürmeye kafi gelmeyecektir.”
Şarkdemir, Modern Epik Şiir çatısının altında kahramanın/öznenin/ben-oluşunu da şu şekilde tarif eder: “Modern Epik Şiir'de kahraman, kutsalın yerine yeni bir kutsal ikame etme gerekçesiyle karşımıza çıkmaz (…) Modern Epik Şiir'in kahramanı, sıradan insan olarak şiirin ayaklarını yere bastırır. O, eskilerin tanrısal insan rüyasından uyanmış, şiiri gündelik hayatın gerçekliğine geri getirmiştir.”. Modern Epik Şiir'in kahramanı bu şekildedir. Toplumla bir arada yaşayan, burnu havada olmayan, düşen bir çocuğu düştüğü yerden kaldıran insan formatındadır: “şarko inanmıyor demokrasiye hiç / inanmıyor bu savaşın biteceğine bir gün / bütün bildiği siperler ve yangın yerleri / o susamış gaziler arasında geziniyor”. Kahraman, gözünden ateş çıkarmaz, olağanın üstünde bir formatta değildir. Halkın içinde gezinir, onlar gibi yaşar, onlar gibi savaşa katılır. Halkla bunların hepsini yapar ancak halklaşmaz, herkesleşmez. Çünkü ifşa etmediği bazı kahramanlık vasıfları vardır: “Şarko! / göklerden icazet almış gibi / bir ulu direğe asılmış / konferanslar veriyor uluorta / çıplak tepelere dikmiş gözlerini”. “Bana göre, bugün için, ideal şiir uzunluğu 55 mısradır, bu aynı zamanda Modern Epik Şiir için yaklaşık olarak en kısa şiir uzunluğudur.” Şarkdemir’in “Yerçekimi Bilgisi” kitabındaki “yerçekimi bilgisi”, ”şarko”, “şarkoname”, “track” ve “anti track” bu ölçüyü şiirinde kullandığına tanıklık edebiliriz.
Günümüz şiiriyle bağ kuranların aklına gelenek meselesi de gelecektir. O zaman Hakan Şarkdemir’in geleneğin kullanılması, köklerden beslenilmesi tarafında yer aldığı bilgisini de ekleyeyim.
Hakan Şarkdemir’in şiir evrenini ana hatlarıyla bu şekilde özetledikten sonra yeni şiiri ‘Küçük Karahindibanın Şarkısı’ndan hareketle mütevazı bir tahlil denemesine yarın girişeyim inşallah.
Yazının sonuna tadımlık bir Hakan Şarkdemir dörtlüğü yakışır değil mi…
Reddedildin kitaplarım, hor gördüler seni
Bekletildin kapılarında tedrisatın
İçerlerden bir ses gelir diye yılların geçti
Canı cehenneme müfredatın
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.