TEDBİRSİZ DÖNÜŞMEYİN
Ankara’daki eski havagazı fabrikası yıkım girişimleri bir gerçeği bir kez daha ortaya çıkardı; maalesef çevre bilinci ve güvenlik kültüründe almamız gereken daha çok yol var. Bazı sivil toplum kuruluşlarının politize yapıları bu tartışmaların bilimsel mi siyasi mi olduğu konusunda düşünce farklılıkları oluştursa da kentsel dönüşüm adı altında yapılan yıkımlarda da gerekli tedbirlerin genelde alınmadığı üzgünüm ama görünen bir gerçek.
Doğal afet riski, ekonomik nedenler, yapı projelerinin gelişmesi, daha modern yaşam gereksinimi ve arzusu gibi nedenler kentsel dönüşümü zorunlu hale getiriyor. Kentsel dönüşümde yıkımı planlanan binaların hemen hepsi asbestli, yıkımda yoğun asbest maruziyeti riski taşıyan binalar. İzolasyon malzemeleri, panel tavan kaplamaları, kazan ve borular, zemin döşemeleri, asbestli çimento ürünleri olarak oluklu çatı kaplamaları, duvar kaplamaları gibi bir çok unsur üretildikleri dönem itibarı ile asbest içerdiği bilinen malzemeler. Asbest, IARC (Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı) tarafından kesin kanserojen olduğu kabul edilmiş bir madde. Solunum, içme suyu gibi yollarla vücuda giren asbest 20-40 yıla varan süre içinde akciğer, gırtlak ve sindirim sistemi kanserlerine yol açabilmektedir.
Kentsel dönüşüm veya eski bina yıkımları sadece güzel proje çizimi; belediye-mal sahibi veya müteahhit-mal sahibi anlaşmasından ibaret değildir. Mutlulukla, neşeyle atılan bu güzel adımlar tedbir alınmazsa yıllar sonra etkileri ortaya çıkabilecek vahim sonuçlara yol açabilir. İtalya’da Eternit fabrikasının çalışanları ve kentte yaşayanlarda kansere neden olduğu iddiasıyla açılan davalarda firma sahipleri 2012 yılında hapis ve tazminat ödemeye mahkum edilmişlerdir. Belediyelerimiz yıkımlar öncesi risk analizleri ve acil eylem planları hazırlatmalı, asbest içerme riski olan bölgeleri belirlenmeli, çevreyi tozutmaksızın, teknik eleman destekleri alarak, yıkım öncesi bol su ile ıslatma yapılarak, etrafı perde ile kaplamak suretiyle işe koyulma sağlanmalıdır. Üzeri branda ile kaplı araçlarla hafriyat taşınmalı, tercihen belirli saatlerde taşıma işlemleri şantiye sahasından çıkan araçların tekerlekleri de temizlenerek yapılmalıdır. Yıkımda çalışacak kişiler kişisel koruyucu donanım kullanma tedbirlerini almalıdırlar. Yıkım materyali üst katlardan üzeri kapalı oluk yolu ile atılmalıdır. Depolamalar da özel şartlarda yapılmalıdır.
Bu konuyu ilk kez 17 Aralık 2015 tarihinde “Plan elde, Tedbir nerede?” adlı yazımda dile getirmiştim. Uygulamalarda herhangi bir olumlu gelişme olmadığı gerçeği üzerine yetkililer ve siz değerli okurlarıma hatırlatmada bulunmak istedim. Umarım günümüzde zorunlu hale gelmiş olan kentsel dönüşümler çevre sağlığı kurallarına uygun olarak başlar ve devam eder. Saygı ile.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.