TMO buğday bağı, teknik ve sosyal ağı
İnsanımızı anlamak ve anlatmakta çok zorlanıyorum. Niye diye sorulursa, üzerine lazım olsun olmasın, herkes her konu hakkında bilgiler serdediyor, doğru-yanlış çözüm yolunu da gösteriyor. Çözüm bulma da bir sakınca yoksa da, bulduğu çözümün keşke konu ile bağı olsa da dikkate alında diyesim geliyor.
Yer aldığım, hem de teknik elemanların çoğunlukta olduğu bu grupta bir arkadaş marketin birinde gördüğü buğday unu promosyon fiyatını, günümüz buğday fiyatı ile karşılaştırıyor. Buna göre 5 kg’ı 63.75 TL olan un promosyon olarak 49.00 TL ye; diğer bir ifadeyle kg’ı 12.75 den, 9.80 TL ye düşmüş. Arkadaş bunu bir türlü anlayamıyor, diğer bazılarıyla güncel fiyatları üzerinden veryansın ediyorlar.
Bir ülkede üretim politikaları iç mesele olduğu gibi, aynı zamanda dünya ürün arzının da meselesidir. Bu durum dünyanın her yerinde sık sık rastlanan bir durumdur. Nitekim pandemi, ardından Rusya-Ukrayna krizi gerek bizi, gerekse de dünya buğday ticaretini ve fiyatlarını şiddetle etkilemiştir.
Buğday-ekmek arasındaki ilişkiyi buğday fiyatı üzerinden gidersek şöyledir. Günümüzde ortalama kg buğday fiyatı 10.0 TL. 1 kg buğday işlenecek mamule (ekmek, börek, baklava vs.) göre % 60-85 randıman (un oranı) verir. Geri kalan kepek veya diğer organik atıklar olup, bu atıklar da atılmaz bir şekilde (yem gibi) değerlendirilir. Unun 1 kg maliyeti (kepek de dâhil edildiği için) 12-15 TL kadardır.
Ekmeğe gelecek olursak, diyelim ki 10 TL buğdaydan 800 gr un alınsın. 1 kg buğdaydan alınan 800 gr una su da girdiği için yaklaşık 1 kg ekmek elde edilir. Bu durumda ekmeğin 1 kg maliyeti 30 TL’yi geçmez. Buradan anlaşılan 10 TL’lik buğdayımız 30 TL’lik ekmeğe dönüşmüş durumda olur.
Yani 1 kg buğdaydan 200 gr’lık 5 ekmek elde edilirse kar da dâhil 1 ekmeğin 6-7 TL ye satılması normal görülmelidir. Bu fiyatlar elbette köyde-kentte; büyük-küçük şehirlerde enerji, teknoloji ve emek maliyetine göre değişiklik gösterecektir. Bunun dışında verilen fiyatlar fahiş sayılır.
Her sene olduğu gibi bu senede hasat başlamadan, TMO ve buğday ile ilgili tezviratlar başladı. Konu ile ilgili TMO Genel Müdürümüz Ahmet Güldal, geçen yıl olduğu gibi son üretici gelene kadar alım randevuları ve alım yerlerinin açık olacağını vurguladı. "TMO, bu yıl da 600'ün üzerinde bir alım noktasının açıldığını, hasat döneminin yarısının geçmesine rağmen 2.5 milyon ton ürün alındığını" ifade etse de ülkenin gelişmesinden rahatsız olan muhalefet iyi olanı da kötü gösterme konusunu işledi. Bırakın 30-40 seneyi 15 sene evvel lisanslı depoculuğu kim bilirdi. Bundan önce de olduğu gibi sezonunda TMO silolarına alınamayan buğdaylar, yer silolarına alınır, böylece mahsulün bir kısmı israf olurdu. Şu an itibarıyla ülkede 11 milyon ton lisanslı depoculuk kapasitesi bulunuyor ve kullanılıyor.
Bu sene geçen senenin altında bir hububat rekoltesi beklendiği durumda üreticilerinin ödemelerinin 45 güne kadar yapılacağı açıklaması da yapılarak, ödemelerin 25-30 günlük vadelerde yapılacağı belirtildi. Depolarla ilgili söylentilere itibar edilmemesini isteyen Güldal, kurumun geçen TMO hasat döneminde 13.1 milyon ton ürünü depolama yapmış durumda. Tüm bunlara rağmen farklı depoculuk (kiralık, yer vs.) şartlarında üretici 13 milyon ton ile TMO'ya ürün verse dahi, hepsinin alınabileceği ve depolayabileceği ancak bu sene, geçen seneye kadar ürün gelmeyeceği de belirtildi.
Efendi, hiç mi kitap, yayın, gazete okumaz, hep yanlış medya organlarından mı beslenirsin. Niyetiniz belli ve bu durum cezasız bırakılmamalıdır. Toprak Yığınları altında çürümeye terk edildiği yönünde sosyal medyada algılar oluşturulmaya çalışıldığı, bunun da kesinlikle yanlış olduğu bir durumda bu münafıklık yapan her türlü algıcıları hangi taraftan olursa olsun, kesinlikle şiddetle cezalandırılmalıdır.
Ülkemi ve tarımı münafık operasyonlarla kimsenin küçük düşürmeye, moral bozmaya hakkı yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.