YENİ CUMHURBAŞKANI
Aylardır 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerini merakla bekledik ve sonunda beklediğimiz gün geldi. Acaba yeni cumhurbaşkanımız kim olacak?
Tüm Türkiye’nin sorduğu bu sorudan ziyade; politik, stratejik yönüyle Ortadoğu’nun ve Türk Dünyasının kilit noktası olan, gücünü sevgiden, vicdandan, merhametten alan ülkemin nasıl bir cumhurbaşkanı olmalıdır.
Dünyada uzun yıllardır süren savaşların sebep olduğu, zulümlerin, yıkımların, katliamların asıl varlık sebebinin, giderilemeyen sevgi eksikliği ve nefret politikaları olduğunu görmekteyiz. Dünyaya genel olarak baktığımız zaman birbirlerinin fikirlerine, dinine, milletine, ırkına, teninin rengine saygı duymayan insan kitleleriyle karşı karşıyayız. Farklı düşündüğü, farklı giyindiği, farklı ibadet ettiği için bir başkasından nefret edebilen, kin duyan hatta sırf bundan dolayı daha da ileri gidip başkalarına eziyet edebilen insanlar…
Bir toplum birbirine sevgi ve saygı duymadıkça asla var olamaz, çünkü bunlar tarih boyunca toplumdaki düzenin kalıcı olabilmesi, istihdamın ve çağdaşlaşmanın sağlanabilmesinin en temel faktörleri olmuştur. Bu yüzden sevgisizlik bir ülkeyi tehdit eden en önemli meseledir. Ve sevgi politikaları yaygınlaşmadığı sürece diğer tüm politikaların varlığı etkisini yitirir.
Türkiye’de dış güçlerce planlanan, varlığımızı ve bütünlüğümüzü parçalamaya yönelik nefret politikaları uygulanmaktadır. Sosyal medyada, televizyon programlarında bunu çok açık ve net bir şekilde görmekteyiz. Buna karşı yeni cumhurbaşkanımız zaman zaman sevgisizliği kınayan ve kardeşliği teşvik eden konuşmalar yapmalı ve dört bir yandan gelen sevgisizlik telkinini kırmalıdır. Örneğin Cumhurbaşkanımız Okullar, bilgi, birikim artıyor fakat suç oranı bu artışa bağlı olarak azalma göstermiyor; aksine sevgi yönünden eksik.. ruha yeterince hitap etmeyen eğitim ve öğretim programları gençlerimizin suç işlemeye olan eğilimlerinin artmasına neden oluyor. Okullarda bedensel, sosyal, kültürel, sanatsal aktivitelerin daha çok yer edinmesi ve nitelikli, sağlıklı, mutlu insanlar yetişmesi hedeflenmelidir." Ya da "Hiçbir yerde; okullarda, iş yerlerinde, hastanelerde ve buna benzer kurumlarda gerçek sevgiden, milli bilinci ve şuuru aşılayacak olan birlik ve beraberliğin öneminden söz edilmemektedir. Ki bölünme gibi bir tehlikeyle karşı karşıyayken bu temel eksikliğin giderilmesi şarttır" benzeri kısa konuşmalar yapmalıdır
Görüldüğü üzere sevgiyi, kardeşliği sürekli vurgulayan, politikalarını, çalışmalarını sevgi üzerine temellendirmiş, eğitim projeleri üstlenen biri olmalıdır, bizim cumhurbaşkanımız.
Bizim vicdanlı, ahlaklı, her türden insanı kucaklayabilen, özellikle yüksek potansiyele sahip olan gençliğimizin ihtiyaçlarına cevap veren, onların yaşam tarzlarına, fikirlerine, kıyafetlerine, eğlenebilmelerine özgürlük tanıyan bir cumhurbaşkanımız olmalıdır. Cumhurbaşkanımız sanata, bilime, teknolojiye, müziğe, nitelikli eğitime, yüksek kültüre değer veren, modern ve dışa dönük olmalıdır.
Anadolu insanının sımsıcak yüreğindeki şefkati, içtenliği, tevazuyu, dostaneliği bilip bu ruhla hareket etmeli, sağlam karakterli ve toplumun her kesimiyle istişare edebilen biri. Gelişimi destekleyen, baskıdan, anarşiden kaçınan, medeni, her insanın dilinden anlayan, güzellikten hoşlanan, farklılıklara saygı duyabilen ve her insana değer verebilen bir kişi olması ülkenin yararına olacaktır. Ateistlerin de, gayrimüslimlerin de, kadınların ve erkeklerin de, başı açığın da kapalının da, sünninin, şiinin, alevinin de bir arada son derece rahat yaşayabilmesi için gayret etmesi gerekmektedir.
77 milyon insanı kucakladığı gibi dünyadaki zulme sessiz kalmayan bir ülkedir Türkiye. Vicdanıyla dünyaya örnek olmuştur hep, ağabeydir, arabulucudur. Bu yüzden bu özellikleri Türkiye’nin cumhurbaşkanı da taşıyor olmalıdır. Arap’a, Türkmen’e, Kafkas’a, Gürcü’ye… Komşu olsun veya olmasın ihtiyacı olan her ülkeye uzanabilen, mazlumlara yönünü dönmeyen, yardım elini uzatabilen bir vazife üstlenmelidir. Türk Milletinin yüksek ideali olan İttihad-ı İslam ülküsünü her daim taşımalıdır.
Bölünmeye son derece karşı, kesin bir tavır göstermeli, milletimizi parçalamaya yönelik tüm unsurlarla, kararlı bir mücadeleyle savaşmalıdır. İç ve dış tehditlerlerden haberdar olup tüm gücüyle gerekli tedbirleri akılla, ilimle, eğitimle yok edilmesi adına çalışmalar göstermelidir.
Türkiye’yi dış politikada iyi temsil edebilmeli, hukukun üstünlüğü ilkesine sadık kalabilmelidir.
İşte bizim cumhurbaşkanımız bu niteliklere sahip olan biri olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.