Yeni Konya Sokağı!
Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Konya kültürüne dönük çalışmalarıyla takdir toplamaya devam ediyor.
Yeni Konya Sokağı bunlardan biri.
Karatay’ın o bölgesine oldukça hoş bir kültür dokunuşu yapmış Başkan Kılca.
Kültür dokunuşu böyle bir şey.
Kültürü sevmek, kültüre saygı duymak, kültüre değer vermek başka bir şey.
Başkan Kılca, Karatay’ın çehresini değiştirirken, Karatay’ı ilgi çeken, merak edilen bir merkez İlçe yapma yolunda.
Pandemi dönemi öncesi yani en az yedi ay önce, basın mensubu arkadaşlarla birlikte kendisiyle yapmış olduğumuz görüşmede yapacağı çalışmaları anlatmış, Konya kültürünü yapacağımız bu yeni sokakta yaşatacağız demişti.
Başkan Kılca, yeni bir Konya sokağı oluşturduklarını şöyle anlatıyor;
“Eski tarihi ve geleneksel mimariyi ve buradaki dokuyu koruyarak, Konya evleri mimarisini, yeni yaptıklarımızla birlikte restore ettiğimiz binalarda yaşatıyoruz. Yeni bir Konya sokağı oluşturduk. Bu alan 100 bin metrekarelik Mevlana Müzesi'nin yanı başında, merkezinde bir yer ama terk edilmiş, buradaki binaların birçoğu yıkılmış. Sağlıksız ve deprem riski bulunanların birçoğunu da biz yıktık, yerine aslına uygun olanını inşa ettik. Kimliksiz binalar yapmaktansa deprem riskine dayanaklı binalar yapıyoruz. Bu evlerin hepsinin hikayesi var. Sundurmasından kapı tokmağına kadar her bir ayrıntısının anlamı var. Bunları bütün olarak burada yaşatmaya çalışıyoruz."
Dilerim, Konya kültürü buram buram bu yeni Konya sokağında yaşar ve yaşatılır. Kaybolmaya yüz tutan el sanatlarının son temsilcileri, Konya’nın yüz akı olan son ustalar, bu sanatları böyle mekanlarda yeniden diriltebilirler.
Bu konuda sayın Hasan Kılca’nın samimiyetine, içtenliğine ve kültüre olan yatkınlığına güvenen ve inananlardanım.
ESKİ KONYA SOKAĞI!
Hatırlarsanız, kültür dokunuşu yapamadığımız için, yapıyormuş göründüğümüz için, ziyan ettiğimiz, içinden çıkılmaz bir hale getirdiğimiz, sil baştan değişmesi gereken, tekrar şehrin kültürüne ve turizmine kazandırılması gereken bir sokağımız daha var!
Eski Konya Sokağı!
Bile bile eskittiğimiz, ruhunu çaldığımız, canına okuduğumuz, şu an Konya sokağı olma vasfını koparırcasına elinden aldığımız bir sokak orası.
Neresi mi? Herkesin bildiği Tarihi Mengüç sokak! Yani Konya Sokağı olarak bildiğimiz o sokak!
O sokak, hepimiz için bir hayal sokaktı. Konya kültürünün hayalini süsleyen sokak olacaktı.
Ne mi oldu?
Önce simitçiler sokağı oldu…Sonra yumurtacılar sokağı…
En sonrada nargilecilere teslim oldu. Nargileciler sokağı oldu.
Elinde bir Şerbet-i Veladet töreni kalmıştı.
Ondan da olduktan sonra, ilk Konya sokağı hazin bir hale büründü.
O ışıl ışıl hali gitti, sokak içine kapandı, kendini bu hale getirenlere küstü!
Sokak lambalarının dahi ağladığı, ağlayışını ve inleyişini kimsenin görmek ve bilmek istemediği bir sokak oldu. Yazık oldu.
Dokunulması gereken yerlerden birisi de Mengüç sokak. Sokak sağlıklaştırması deniyor ya…Bu sokağımızın acele sağlıklaştırılarak, sağlığına kavuşturulması, yeniden Konya Sokağı olması gerekiyor sevgili belediyelerimiz.
KÜLTÜR DOKUNUŞU!
Kültür dokunuşu demişken, Belediyelerimiz, Selçuklu türbelerini, hanlarını, medreselerini, kervansaraylarını, camilerini tanıtma yönünde bir fotoğraf yarışması açtı mı?
Selçuklu Medeniyetini açısından en zengin merkez ilçemiz Karatay!
Selçuklu ve Meram’da da Selçuklu eserleri var.
Şehrin neresini kazsanız, her kazdığınız yerden tarih fışkırıyor.
Bu eserlerin bazılarını Belediyemiz, Vakıflar Bölge Müdürlüğümüz kurtardı. Bazıları ise kıyıda, köşede, kaderine terk edilmiş bir durumda kurtulacağı, kurtarılacağı günü bekliyor.
Dökülenleri, yıkıldı yıkılacak olanları, tabelası bile olmayanları, görmezden gelinenleri, kaderine terk edilenleri var.
Gerçek fotoğraf karesine girmesi gereken onlar. Türbelerimizin çok hazin, hüzünlü ve acıklı hikayeleri var. Mahalle arasında bir sokağın sırasında kalanları var. Yıllarca ev olarak, kiler olarak kullanılanları var, halen garaj ortasında bırakılanları var, halen bir petrol istasyonundan geçildikten sonra türbeye ancak varılabilenleri var.
Bu türbelerin fotoğraflarını çeken oldu mu? Gören, araştıran, merak eden oldu mu?
Belediyelerimizin kültür daireleri, kültür müdürlükleri bu konuda ne gibi tespitler yaptılar?
Bu eserlerin restore yüzü görmeyenleri…Restore ettik diye tarihi eserlikten çıkmış olanları…
Bir tanıtım levhası bile çok görülenleri var…
Nasıl bir kültür sevgimiz var anlaşılır gibi değil. Nasıl bir tarih sevgimiz var, tam bir muamma…
Nasıl bir koruma düşüncesidir ki, yıkılsın da gidelim denir gibi!
Ve nasıl bir vefadır ki, vefadan bi-haber yaklaşımlar içerisindeyiz!
Selçuklu eserlerine sahip çıkmak bu kadar zor mu?
Orda bir türbe var uzakta, orda bir kervansaray var uzakta, orda bir han var uzakta diye başlıyor, gitmesek de, gelmesek de, yerini yurdunu bilmesek de, o türbe, o kervansaray, o han bizim türbemiz, kervansarayımız, hanımız demeye devam ediyoruz.
Bunun adına ne mi deniyor?
Havanda su dövmek! Üstelik gittiği yere kadar gitsin yaklaşımıyla…
Havanda su dövenler eliniz yorulmadı mı? Kültür dokunuşu yapmanın zamanı gelmedi mi?
FAKİH DEDE TÜRBESİ
Halk arasında Fakih Dede türbesi olarak bilinen, tanıtım levhası bile olmayan, Karatay Belediye binasının eski garaj tarafında, yeni tellal pazarına komşu olan türbe yedi yıl kadar öncesinde, seyyar satıcıların bulunduğu, sattıkları her ne varsa onlardan geri kalan çöplerin çevresine saçıldığı bir türbeydi. Hatta hemen ön tarafında çöp konteynırları oldukça yakışıksız bir şekilde duruyordu. Türbenin sağı solu da park yeri haline getirilmiş, otobüsler, dolmuşlar, özel araçlar, çevresini sarmıştı.
O dönemde konuyla ilgili bir yazı yazıp ilgililerin dikkati çekmeye çalışmıştım.
Sonra tarafıma, köşe yazısında dikkat çektiğim konunun halledileceği ve Büyükşehir’le birlikte oraya özel bir proje yapılacağı telefonla bildirildi.
5 Kasım 2013 Salı günü adı geçen yere tekrar gittiğimde ne göreyim;
Alan çevresi, kolay geçilemeyecek bir şekilde, yeni tellal pazarıyla olan bağlantısı kesilmiş, demir parmaklıklarla çevrilmiş, alan asfaltlanmış, türbe etrafında daha önce var olan uyduruk, birkaç tarafı kırılmış demirden korkuluk tamamen kaldırılmış.
Artık mübareğin türbesinin rahat bir nefes alması temin edilmiş bir görüntü sağlanmıştır diyeceksiniz değil mi?
Nerde efendim?
Bana bildirilen özel proje neymiş biliyor musunuz?
Orası, belediye otobüslerinin park yeri, hareket noktası gibi bir yer olacakmış meğer ve öyle olmuş.
Hassasiyet dediğiniz ancak bu kadar olurdu!…
Yıllar önce, bu türbenin bulunduğu alan, basit de olsa bir park şeklindeydi. Demek ki, Belediye otobüslerini koyacak yer bulamayınca, türbe çevresi bir hareket merkezi olmuş çıkmıştı!..
Olan Fakih Dede Türbesine olmuştu.
Pandemi dönemi öncesinde de, herhangi bir değişiklik yoktu.
Mübareği koruduk mu, kuşattık mı belli olmayan bir manzara hakimdi.
Fakih Dede Türbesine de acilen bir kültür dokunuşu yapılması gerekiyor mu?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.