Rasim Atalay

Rasim Atalay

Ardıçlı çöp kovasına döndü!

Ardıçlı çöp kovasına döndü!

Konya’nın gelişime en açık ilçesi olan Selçuklu’da kısa bir süre önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın marifeti ve yerel yönetimlerin destekleriyle adeta koca bir mahalle kuruldu.

Etaplar halinde gerçekleştirilen ve toplamda 6 etaptan oluşan TOKİ konutları, Konya’da yeni bir mahallenin oluşmasını sağladı.

Ardıçlı TOKİ Konutları olarak bilinen ve Akademi Mahallesi’nde bulunan bu bölge, 5 bine yaklaşan konut sayısı ile şimdilerde Konya’nın bazı küçük ilçelerinden daha büyük nüfusa sahip bir yerleşim yeri haline geldi.

İnsana yapılan bir yatırım vardı ortada…

Maddi imkanları elvermeyip konut sahibi olamayanlar, TOKİ aracılığıyla böylesi önemli bir fırsatı değerlendirerek başlarını sokacak bir eve sahip olmasını bildi…

İnsanın olduğu yerde her şey oluyor…

Ama zaman zaman insana yakışmayan şeyler de maalesef yaşanıyor.

Hele ki konu çevre temizliğiyse daha hassas olmak gerekirken, ‘Çevremizi temiz tutalım, çöpümüzü yan komşunun muhitine atalım’ mantığı ne yazık ki oluşuyor.

Aslan yattığı yerden belli olur derler…

Dinimiz de temizliği emreder, ‘temizlik imandandır’ der…

Bölgedeki konutların tamamen dolmasıyla birlikte ilk yerleşildiği zamanlardaki hassasiyet, temizlik anlayışı da zaman içerisinde üzülerek söylüyorum ki kayboldu.

Konya’nın ayaklarınızın altında olduğu, havası kronik nefes darlığı, astım gibi hastalıkları olanlara bile iyi gelen, tertemiz yerleşim yeri dünden bugüne çok değişti.

‘Aman benim attığım bir parça çöple ne olacak?’ diyenlerin çevredeki boş arazilere attığı çöplerden şimdi kocaman yığınlar oluştu.

Her etapta her sitenin yöneticileri temizlik konusunda hassasiyet göstermesine rağmen; çöplerin ayrıştırılarak yerinde hızlı bir şekilde geri dönüşüme gönderilebileceği bir altyapının bulunmasına rağmen özellikle boş araziler çöpten geçilmez hale geldi.

Şöyle baksanız sitenin içerisinde tek bir çöp tanesi dahi göremezsiniz. Ama boş arazilere doğru yürüdüğünüzde, ayağınız ya bir teneke kutuya, ya bir alkol şişesine ya da bir poşete muhakkak takılacaktır.

Bir de Ardıçlı’nın gece nöbetçileri var…

Niye geliyorlar, ne anlıyorlar, nereden geliyorlar anlayabilmiş değilim…

Özellikle şehrin ışıklarını gören cephede, istisnasız her gün hava karardıktan sonra burada beliren, arka arkaya sıralanan araçların içinden çıkan şahıslar, şehir manzarasında yiyip içiyor, sonra da pisliğini oraya bırakıp kaçıyor.

Polis, asayişi bozacak bir durumla karşılaşmamak adına zaman zaman devriye geziyor. Ama ne yapsın, polisin işi de çevreyi kirlettirmemek, çöplerin tabiata atılmasını engellemek ya da atılan çöpleri toplamak değil ki.

İşin özünde, meselenin aslında biz varız, yani insan…

Çevre hassasiyeti gelişmemiş, etrafını kirletmekten çekinmeyen, temiz olmak gerektiği gerçeğini unutan biz…

Bizim mahalleden olmayan biz… Dışarıdan gelen biz… Birkaç saat takılıp, yiyip içtikten sonra geriye çerini çöpünü bırakan biz…

Biraz ahlaksız, biraz terbiyesiz, biraz hassasiyetsiz olan ve bize yakışmayan siz.

Ayıp etmekle kalmıyor, bizim mahalleye de yakışmıyorsunuz.

O yüzden lütfen, bir daha gelmemek üzere gider misiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Rasim Atalay Arşivi
SON YAZILAR