Erol Sunat

Erol Sunat

Başkanım!

Başkanım!

Adayların neredeyse tamamının belli olduğu şu günlerde siyaset şenlendi meydanlar hareketlendi.

Havaya girmenin ilk adımı, sihirli bir kelimeyle başlıyor!

Ne mi o kelime?

“Başkanım!”

Adaylara, daha şimdiden baş döndüren, ayaklarını yerden kesen o kelime denmeye başlandı bile…

O kelime, rastgele bir kelime değil. Harikulade derler ya hani…Mest eden…Gönüllere hoş gelen…

Başkanım diyen, bir daha diyor. Etraf, çevre, tanıdık, tanımadık kim varsa, Başkanım geldi. Başkanım gelecek. Başkanım da Başkanım diye yıkıyor ortalığı…

Bu arada Başkan adaylarının her biri Başkan gibiler. Başkan seçilemeseler bile, kendilerine “Başkanım” denmeye devam edecek olan bir sürece girdiler.

Sıkılmadık el, çalınmadık kapı bırakmamak yerel seçimlerin olmazsa olmazı.

Ziyaretler, paylaşımlar, günlük değerlendirmeler, ayak üstü anketler, rakiplerin yakından takibi, dedikodular, kulisler, 24 saatin adaylara yetmeyeceği bir dönemi işaret ediyor.

Kimlere mi, “Başkanım” diyeceğiz?

Onu sizden başka kim bilebilir ki... Oy sizin, karar sizin. Başkanlar şehrimizin, ilçemizin, beldemizin.

*****

Adaylar arasındaki söz düelloları gırla gidiyor. Aday seçim derdinde, millet geçim derdinde…

Kimin derdi mi daha önde?

Tartışmasız geçim…

Bu seçimin kaderini geçim belirleyecek diyenlerin tespitleri yabana atılacak gibi değil.

Geçim şartları, enflasyon ve hayat pahalılığı seçimi gündemden düşürdü. Oy verecek olanlar mutsuz, umutsuz ve karamsar bir haleti ruhiye içerisindeler.

İnsanlar onları görmeyenleri, unutanları, yokmuş gibi farz edenleri, enflasyona ve zamlara ses çıkarmayanları, en zor anlarında yanlarında durmayanları oy verirken hesaba katmayacaklar mı?

Sürekli hayal kırıklığı yaşayan gençler, işini kaybedenler, iş bulamayanlar, atanamayanlar, atanma beklerken mağdur olanlar, mağdur edilenler, hakkımız yeniliyor diyenler, asgari ücretliler, emekliler ve dar gelirliler bu ülkede ekseriyete sahipler.

Hırpalanan, verilen sözler sürekli tutulmayan ekseriyet, az sükutu hayale uğramadı! Beklentileri boşa çıktı. Güvendikleri dağlara yağan karlar, çığ olup üzerlerine düştü.

Seçimden zafer bekleyenlerin istisnasız tamamı, insanların ne çektiğini hiç bu kadar unutmamışlardı.

Oylar sandıkları mı patlatır, rakipleri mi çatlatır, beklentiler ellerde mi patlar? Atı aldık Üsküdar’ı geçtik diyenler, burası Üsküdar olacaktı, biz nereye geldik böyle mi derler?

Bilemiyoruz.

Varsa bilen, varsa iki adım önünü gören? Varsa her şey çantada keklikti, ne oldu bu kekliklere diyen, konuşsun şimdiden…İki ay öncesinden…

*****

Millet olarak havalara pek bakarız! Bakmak ne kelime…Bayılırız…

Bahar havasına, yaz havasına, kış havasına, güz havasına ayrı ayrı vurgunuz. Her birinin üstüne şiirler yazdığımız, şarkılar bestelediğimiz, türküler yaktığımız sır değil…

Havasından geçilmeyenlerin havası ise herkesin malumu.

Siyaset havası, seçim havası, seçmen havası, sandık havası denildiğinde işin rengi değişir. Böyle havalar Orhan Veli misali mahveder bizi, taraf oluruz, taraf tutarız, herkesin yolu da adayı da partisi de sevdiği insanlarda değişir. İşler ve insanlar ciddileşir. Ortam gerilir. Seçim bittikten sonra yine yüz yüze bakacağımız hakikati her defasında çıkar gider aklımızdan.

Seçim havaları bir başkadır çünkü…Hava deyince, akan sular durur.

Havalı konuşanların, havalı yürüyenlerin, hava atmaktan geri durmayanların bir çoğumuza antipatik geldiği söylense de hava atanlara, caka satanlara, fiyakalılara imrenmekten geri durmayız.

Adaylardan bahsedilirken adamın duruşu, konuşması, kıyafeti bile karizma diye anlatanların içinde bulunduğu hava, bir anda imrenmeyi aşar, hayranlığa dönüşür gider…

*****

Anadolu efsane Başkanların hizmet ettiği şehir ve ilçelerle dolu olsa da onlar vefayı ve vefasızlığı dolu-dolu yaşadılar.

O Başkanların, Başkanım diye yanlarına gelenler, karşılarında el pençe divan duranlar, ardından söylemediği laf bırakmayanlar, arkasını döndüğünde dedikodusunu yapanlar, kuyusunu kazanlar, onun yanında görünüp, rakipleriyle birlikte hareket edenler her daim oldu.

Öyleleri dünde vardı, bugün de var, yarın da olacak.

O hilekarları, o düzenbazları, o sahtekarları, o yalancıları var mı hatırlayan?

Yok…

Ancak “Başkanım” sözünü yerden göre kadar hak eden o fedakâr ve cefakâr Başkanlar herkesin dilinde. Herkesin gönlünde…Bu dünyadan ayrılanları unutulmuş değil. Ne zaman şehir üzerine bir şeyler konuşulsa ilk akla gelen hep onlar.

Çünkü Başkanlık yaptıkları o şehrin her tarafında izleri var, eserleri var. Yıkılsa ve yıktırılsa dahi, bir zamanlar burada şu Başkanın yaptığı şöyle bir bina vardı, eser vardı hırsına mağlup olanlar yıktırdılar.

Ne mi geçti ellerine?

Kocaman bir hiç…Adları hasede çıktı, kıskanca çıktı.

Ahali dedi ki, ey Başkan, taş üstüne taş koyanlardan ol. Şehre bir çivi çakanların çivisini sökme, var yanına bir çivide sen çak. Sende, senden öncekiler gibi iz bırak.

Ey Başkan! İşin gücün var olanı yıkmak olmasın. Senden öncekilerin yaptıklarını yıkmazsan kendini kabul ettiremezsin diyen o akıllı geçinen danışmanlarından bir an önce kurtulmaya bak. Şehrin sevdiği insanların izlerini istesen de silemezsin. Çünkü, şehir gönlüne girenleri unutmaz da unutturmaz da. Gel vazgeç kendine de yazık etme, şehre de…

*****

İstisnalar haricinde bugüne kadar, arkamda şu kadar oy var, senden başkasına gidersek namerdiz Başkanım. Sen bizi bilirsin, babamı tanırsın. Kayınpederimi bilirsin. Yeminle bütün sülale yanındayız. Üçten dokuza şart olsun Başkanım! Diyenlerin oyu söz verilenlere gitmedi.

Evet seçim de bir imtihan.

Vatandaşı oy verdiği adayla, adayı oy veren vatandaşla imtihan ediyor.

Mahalli seçimler sonrası da bir şehri kime layıksa, neye layıksa o şekilde idare olunmakla baş başa bırakıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR