İçinde bulunduğumuz ekonomik koşulların, ülkenin çok büyük bir bölümüne öğrettiği ve çok önemli olan bir husus var…

Sabır…

Ekonomi alanında belki de son zamanlarda ülkece en zor sınavlardan birini veriyoruz. Dünya ölçeğinde de bunun böyle olduğu söyleniyor. Ama bizi ilgilendiren bizi neyin ne kadar etkiledi…

Dahası bizi ilgilendiren paramızın ne kadar güçlü olduğu…

Bugün yaşanan zorlukların ve tüm sıkıntıların sonunun iyi olacağına yönelik ülkemizi idare edenlerin söylemleri bir miktar motive etse de bu durum markete, pazara gidinceye kadar ancak sürebiliyor.

Sonrasında ise paramızın pula döndüğü gerçeğiyle yüzleşiyor, çareyi sabra sığınmakta bulmaya çalışıyoruz. Çünkü başka bir yolumuz yok.

Sabır sınavımızı en çetin şekliyle verirken arada bazı söylemlerin eyleme dönüşüyor olduğunu da görüyoruz.

EMEKLİLERİ HEYECANLANDIRAN GELİŞMELER

Emeklilerin sabırla ve dört gözle beklediği düzenleme mesela…

TÜİK verilerine göre açıklanan 6 aylık enflasyonun ardından maaşı 10 bin TL’nin altında olan birçok emekli vatandaşı, emekli maaşına yapılan zamlar teğet geçmişti. İçinde bulunduğumuz koşulların zorluğu da dikkate alınarak en düşük emekli maaşının 10 bin TL’den daha yüksek bir rakama çıkarılması için bir çalışma yapılıyor şimdilerde.

En düşük emekli maaşının en az 12 bin TL olacağı kulislerde konuşuluyor. Şu an bununla ilgili çalışmalar yürütülüyormuş. Ve öğrendiğimiz kadarıyla da Temmuz ayında dağıtılacak emekli maaşlarına yeni rakam yansıyacakmış. Atla deve değil ama en azından iyi niyetli çabanın bir göstergesi olduğu aşikar.

ASGARİ ÜCRETE BİR DÜZENLEME YOK MU?

Emeklilerin taban maaşlarını artırmaya yönelik düzenleme bir anda milyonlarca asgari ücretli çalışanı da heyecanlandırdı. Emeklinin taban aylığına bir düzenleme yapan irade asgari ücrete de günün koşulları göz önünde bulundurularak bir düzenleme yapamaz mı? Bu soru milyonlarca asgari ücretlinin beynini kemiriyor. Ancak şu da açık ve net bir şekilde belli ki bugünden yarına asgari ücrete yeni bir düzenleme olmayacak. Hükümet, asgari ücrete ara zammın olmayacağını ayan bir şekilde beyan etmiş ve asgari ücretliye ‘böyle bir beklenti içerisinde olmayın’ mesajını vermişti.

Sağolsunlar, başta sanayiciler, fabrikatörler, büyük işletmelerin sahipleri işçinin hakkını teslim etme konusunda geçmişe nazaran epeyce yol kat etmiş durumda. Bugün Konya’da sanayideki herhangi bir yerde çalışan işçinin aylık maaşı yeni başlamış olsa bile asgari ücretin az da olsa üstünde. Sosyal hakları, mesai ücretleri derken 20 bin TL barajının üstüne çıkabiliyor işçiler.

Vasıflı olanlar, yani herhangi bir mesleğe sahip olup işini en iyi yapanlar ise bugün bir devlet memurun aldığı kadar ücreti zaten alıyorlar.

VATANDAŞIN BEKLENTİSİ BAMBAŞKA

İşin aslına bakarsanız bugün çalışanın ne kadar kazandığı değil, neye ne kadar harcadığıdır önemli olan. Çalışan ne kadar çok kazanırsa kazansın, yetiremediğinden, kazancının yetmediğinden dem vuruyor, dert yanıyor.

Bu anlamda herkes bir müjde bekliyor. Beklenen o müjde ise, paranın daha kıymetli hale geldiği, alım gücünün arttığı, enflasyon denen canavarın başının ezildiği, daha müreffeh bir hayatın geldiği müjdesi…