Erol Sunat

Erol Sunat

Haber geldi felekten

Haber geldi felekten

Felek elinde elek bildik bileli meydanda. Elenen meydanda, elenecek meydanda, elek yüzü görmeyecekler meydanda…

Haber geldi felekten…

Başladı tevatür, uçtu rivayet…Tur atmaya çıktı laf…

Haber mi gelmiş? Kime gelmiş? Ne zaman gelmiş? Kimmiş o elekten geçirilecek olanlar?

Elinde elek olanın kaç türlü eleği varmış? Herkesin eleği farklı mıymış?

Elek meselesi derin mesele derler de inanmaz insanlar.

Derler ki, elek değil mi?

Sana da bir, bana da bir?

Lakin gerçek o değil…

Felek ve elek el ele verdilerse, yan ağla, dön ağla…Senin eleğin, benim eleğim, onun eleği, bunun eleği, şunun eleği diye başlayanlar, akşamı ediyor.

Bir de bakmışsınız ki, çare dedikodulara kurban edilmiş…

Sonra da ah felek, zalim felek diye dövün dur…

Felek dost değil, arkadaş değil, hele sırdaş hiç değil…Ağzında bakla ıslanmayan bir soğuk nevale…

Şu yalan dünyaya geldik geleli, keser durur yolumuzu. Ne yakamızı bıraktı ne rahat bir nefes aldırdı. Kendince adam seçti, adam kayırdı, korudu, öncelik verdi, iş hesap faslına geldiğinde de aldı eleği eline, ilk önce bizi eledi.

Yetmedi eledi de eledi…

*****

Ne diyordu vatan şairi rahmetli Namık Kemal; “Felek her türlü esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin / Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten”

Ne diyordu Mehmet Emin Yurdakul, “Unutma ki, şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş, öksüz çocuk gibidir.”

Feleğe, Namık Kemalle, Mehmet Emin Yurdakul’la, Mehmet Akif’le, Arif Nihat Asya ile karşı koyarsınız.

Felek iyilerin yanında değil…Cesurların yanında değil…Doğruların, dürüstlerin yanında hiç değil…

Neden mi?

Biz bunu ekonomik sarsıntılarda, dibe vurduğumuzda, Pandemi de virüsün pençesine düştüğümüzde enflasyonun elimizi kolumuzu, yolumuzu bağladığında çok daha net gördük…

Şair, “Ben küskünüm feleğe…” demiş. Felek küsmekten anlasa, bana küsmüşler, çok üzüldüm diye özür dilemeye gelse, her şey bambaşka olurdu inanın.

O zamanda felek, felek olmaktan çıkardı.

Melek olurdu…

*****

Vay arkadaş vay…

Felek ve elek yan yana geldi, resmen işler sarpa sardı.

Elek var…

Eleğin üstü var…Eleğin altı var…Feleğin belli ki bizimle bir derdi var…

Hiç bitmeyen bir dert meselesi bu…

Felek bizden yana olsa dişimi kırarım diyene, dur demişler, lafla bile olsa dişine yazık…

Felek, konjonktür gibi bir şey…

Bize faydası dokunur mu diye bekleyenlerin nafile beklemesi gibi bir şey…

Felek bir kere zalim…Ah felek zalim felek diyen durup dururken söylemedi ya bu sözü…

Felek, fakir fukaranın yanında değil…Borcu harcı olanın, işsizin, gençlerin, öğrencilerin, çiftçinin, köylünün, zor durumda kalan esnafın yanında da değil…

Felekten gün çalanların yanında olabilir mi?

*****

Felek almış eline bir elek…Un eler gibi eliyor insanları…

Eleğin üstünde kalanlara kalburüstü diyor, eleğin altına düşenlere de selamünaleyküm demiyor. Felek diye, ölüp gidenler, ardından ağıt yakanların semtine uğramıyor.

Bilmem şu feleğin bende nesi var diye sormuş ya aşık…

Felek alacaklı sanki…

Hani kuzgun gibi bekliyor derler ya…

Bizim mor sümbüllü bağımız yok…

Atımız, katımız, yatımız, arabamız da yok…

“Ne istersin felek bizden, anlamazsın hiçbir sözden” diyeni de dinlemiyor.

Fakirin bağı olmaz, aş yapacak yağı olmaz…

Gelse gelse haber gelir felekten…Fakirler fukaralar kurtulamaz elekten…

*****

Felek zalimliğine zalim, ayırım yapanın önde gideni, taraf tutanın, taraf olanın akıl hocası. Adam seçmesi, karşı yakaya geçmesi, geçerken gemileri yakması, karşıdan el sallaması meşhur.

Kimini dillerde gezdirir. Kimini canından bezdirir.

Kimini görmezden gelir Kimini bir kendi bilir.

Herkesin eleği farklıdır felek için…Sordurmaz kimseye ne neden ne niçin?

Kimin halini sordun felek? Kimin tuttun da elinden kaldırdın? Kimin çaldın kapısını da gönlünü aldın?

Felek yalan dünyanın rüzgâr gülü gibi. Uzaktan davulun sesinin hoş gelmesi gibi. Zenginin malının züğürdün çenesini yorması gibi…

Faydası dokunması gerekenden kaçan o…Söz verip de bir sefer dahi sözünde durmayan o…Felek iyi gün dostu, iyi günde yanınıza serer postu.

*****

Darendeli rahmetli Hasan Turan, bestesini Cemil Demirsipahi’nin yaptığı, “Nem alacak felek benim” şarkısının o güzel güftesinde bakın ne demiş feleğe;

“Ne dikili bir taşım var / Ne devletli bir başım var / Ne de bir tek gardaşım var/Nem alacak felek benim”

“Dedi boyun eğ hükmüme / Bela verdi küme küme / Ferman okudu köküme / Nem alacak felek benim”

“Senedim yok kalmak için / Dünyadan zevk almak için / Bir can verdi almak için / Nem alacak felek benim”

“Hasan Turan boynum bükük / Yapraklarım dünden dökük / Felek vurdu bağrım sökük / Nem alacak felek benim”

*****

Fakirin emeklinin evi yok, kira…Maaş on bin, on iki bin beş yüz lira…Elektrik para, yakacak para, gıda para…

Zaten eleğin altında fakir fukara…

Daha neyini alacak bu insanların felek?

Canını mı?

Canı veren felek mi?

Felek; dünya demek, âlem demek, talih demek, baht demek, şans demek…

Rabbim isterse, şans döner, talih döner, baht açılır, felek tasını tarağını toplayıp gider. Elek elemeye bin tövbe eder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR