Erol Sunat

Erol Sunat

Hakikat!

Hakikat!

Vatan şairimiz, Vatan yahut Silistre’nin, Hürriyet Kasidesinin yazarı rahmetli Namık Kemal, "Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar" diyor. Her ne kadar fikirlerin çarpışmasından hakikat doğar dense de, biz fikirleri çarpıştırmayı sevmiyoruz. Hem öyle sevmiyoruz ki, hakikatin doğmasına, ortaya çıkmasına tahammülümüz yok!

Dolar düştü düşmesine de, akaryakıt düştü mü? Düşmedi! Ya doğalgaz? O da hayatından memnun! Ya elektrik! Çarpmaya devam!

Marketlerde gördüğümüz indirim ise devede kulak!

Hakikat ortada değil mi?

Ortada amma…Fakat var, ancak var, lakin var! Var da var!

Keşke diye kurulan cümleler her sokakta, her cadde de, her köşe başında avuç avuç saçılıyor.

Yanında da, cips niyetine birer paket “-ecek” ve “-acak!” veriliyor!

Sıkıntı, dert, keder, açmaz deseniz artmış kat be kat!

Neredesin be hakikat?

Efendim hakikat var! Hakikatli olmak var! Hakikaten diye başlayan cümleler kurmak var!

Hakikat nerede mi?

Yola çıkmış, yoldaymış, gelecekmiş inşallah!

Senin hakikatin, benim hakikatim derken! Mutfaklar yanarken! Cepler-cüzdanlar iflas ederken!

İnsanlar işini-aşını kaybederken! Emekli düşüncelere dalıp gitmişken! Çiftçinin ürünü tarlada kalmışken! Kimsenin kimseyi düşünecek, görecek hali kalmamışken!

Neredeydi hakikat?

Çıkıp gelse ben hakikatim, hakikatin ta kendisiyim dese ne diyeceğiz?

Hoş geldin mi?

*****

2020 ve 2021 yılının bize en büyük hediyesi belirsizlik!

Virüsten, varyantlarından, enflasyondan, ekonomiden, dağıttık, dağıldık, kolumuz-kanadımız kırıldı, dibe vurduk, yere çakıldık, şakulümüz kaydı, kimyamız bozuldu. Psikolojimiz hiç iyi değil!

Maddi ve manevi kayıplarımız sayılamayacak kadar çok!

Efkârımızdan günlerce konuşsak, konuşacağız!

Muhatabımız hem var, hem yok!

Yalnızlığımız ona keza…

Hakikat ortada yoksa ortada olan ne?

Yalan! Beyazı, pembesi, kuyruklusu, yaldızlısı tekmili birden hayatımızın tam içinde, yani ortasında!

Ne mi diyor yalan?

Hakikat benim! Koyunun olmadığı yerde keçiye nasıl Abdurrahman Çelebi derlerse, işte o dedikleri benim!

Hatta, hakikat benim göbek adım!

Bana gel! Beni dinle! Yanıma gel, aç kulağını!

Ben hakikatin hasıyım! Hakikatin özüyüm! En geçerli sözüyüm!

*****

Dolar düşse de, fiyatlar düşmüyor. Piyasalar, fiyatlarını yükselttiği yerden indirmek istemeyenler, hafta sonunu yanı yılın bitmesini bekliyor. Ağırdan alınması ondan…

Yılbaşı için birkaç kalemde yapılan sözüm ona indirimlerde dostlar alışverişte görsün, indirim yapmadılar denmesin babından hareketler!

Enflasyon denen illet, öyle bir yakamıza yapıştı ki, düşmüyor.

Dolar ise hafif dalgalı, çırpıntılı bir denizdeymiş gibi, biraz iniyor, biraz çıkıyor, az biraz yalpalıyor, piyasaların havasına göre oynuyor, rol kesiyor.

Küçük yatırımcı dolar bu seviyelere inmeden önce 16 liradan, 17 liradan hatta 18 liradan aldığı dolarların şokunu yaşamaya devam ediyor.

Dolar 11 lira ile 12 lira bandında Pazartesini bekliyor.

Pazartesi 3 Ocak? O tarihte ne mi olacak?

TÜİK Aralık ayı enflasyon rakamlarını açıklayarak, memur ve emeklilere yapılacak zammın oranını belirleyecek!

Tahminler pek çok! Hakikate ne kadar yaklaşacak soruları ise cevapsız!

Hakikat mi diyorlar ya…Hangi hakikat? Kimin hakikati? Hakikat, elimizde son nefesini vermek üzere!

*****

Enflasyonla savaşmak vatandaşın harcı değil.

Parası pul olmuş vaziyette…

Çiçek yağının anormal yüksek olan fiyatını on lira indirmişler!

Bunun adı nasıl bir indirim?

Hakikatle dalga geçen bir indirim!

On lira indi diye millet kuyruğa falan mı girecek?

Var olsunlar, bizi düşünmüşler mi diyecek?

Elli kuruş, bir lira gibi indirimler, evlere şenlik babından!

İndirim denilmedi mi?

Al sana indirim!

Adım Hıdır, elimden gelen budur deyince her şey bitiyor mu?

Dolar yükselirken, fiyat değiştirmeye yetişemiyoruz diyenler, şimdi neyi bekliyorlar!

Bu bekleyişin adı ne?

Hakikatli olmak, hakikati davranmak, vatandaşın lehine düşünmek bu yaklaşımın neresinde?

*****

Genel hava ne biliyor musunuz? İndirim bekleyenin isterse canı çıksın, bekleye-bekleye bıksın, çeksin gitsin misali bir hava.

Öte yandan toptancıdan pahalı aldık, elimizdekiler bitsin! Bizde istiyoruz indirimi! Ne oldu, öldü mü bu insanlar? Biraz daha beklesinler. Ocak ayının ortalarına kadar piyasalar anca durulur, o tarihlerden önce mümkün değil olmaz. Bizi de düşünsünler canım! Diyenler az değil!

İyi de vatandaşı kim düşünecek?

Düşündük düşünüyoruz, düşüneceğiz diyenlere kalırsa 2022 de geçer gider!

Ocak ayının on beşini falan bulur o indirim dediğiniz şey diye başlayan ve biten cümleler kurulması biraz da ondan!

İndirim yapmamak için ayak direyenler öyle ağlıyorlar ki, esas ağlaması gereken vatandaş, onların ağlamasına, ağlanmasına, feryadı figanına bakıp kendi derdini unutacak nerdeyse!

Hakikat nerede mi? Ortalık ben bilmem, ben görmedim, gördü dersen inkar ederim diyenlerden geçilmiyor!

Varsın, hakikatin ruhuna el Fatiha diye için-için sevinenler olsun! Hakikatin en değişmez özelliği hiçbir zaman kaybolmadığıdır. Netice de, tevatür gider, rivayet biter, geriye hakikat kalır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR