İrade, çıkar, aşk üçgeninde özgürlük
Hürriyet kavramını bir başka açıdan ele alacak olursak karşımıza şunlar çıkar. Anı kabul edip durumdan memnun olma hali, sonraki iş ve davranışları kendi isteğimize göre şekillendirebilme gücü verir. Ama şimdiki hal bizi rahatsız ediyor ve onunla kavga etmeye devam ediyorsak aslında özgürlüğümüzü kendi ellerimizle kısıtlamış oluruz. Burada şimdiki halden razı olma bilinçle yapılmalı ve geçmişin ve geleceğin etkisinden kurtarılmalıdır. Böyle olunca gelecekte önümüze çok daha fazla seçenek sunulacaktır. Farklı çözümler üretebilme kabiliyeti kazandıracaktır. Ama geçmişin gölgesi ve geleceğin endişesi sarmışsa özgürlükten bahsedemeyiz. Örnek olarak trafikte sıkışan adam bilinciyle hareket etse, çevresiyle kavga etmeyi bırakırdı. Saatleri kontrol ederek ya da her zaman gittiği yollar dışında gidebileceği alternatifleri arardı. Sadece bilinçli hareket etmek bizi birçok zorluktan kurtarır ve özgürleştirir.
Para bir değer oluşturmaya başladığımızda ortaya çıkan bir sonuçtur. Ama kendi başına hayata anlam kazandırmaya yetmeyen bir araçtır. İstediğin kadar kazan, büyük amaçların yoksa elde ettiğin sana yük olmaktan öteye gidemiyor. Para; ufku, amacı ve görgüsü olan insanlar için bir yol açıcı araç olabilir. Piyangoda çok kazananların çoğu için sadece huzursuzluk sebebi olmuştur. Yine ABD basketbol ligi oyuncularının nasıl sözleşmelere imza attığını bilmeyen yoktur. Ama aynı sporcuların jübile yaptıktan sonra ki hayatından kimse haberdar değildir. Çoğu sokakta yaşamaya mahkûm düşmektedir. Aslında parayı kazanmaktan çok harcamak görgü gerektiriyor. Belki de en büyük tutsaklık, bankada ne yapılacağı belli olmayan birikmiş paradır.
Pişmanlıklar bilinçsiz seçimler sebebiyle ortaya çıkar. Kısa vadede çevrenin ve popüler kültürün dayattığı işleri bugünün insanı artık otomatik olarak yapmaktadır. Bu şekilde bir otomasyon söz konusu ise insanın özgürlüğü değil bağımlılığı konuşulur. Nihayetinde kendinizden olmayan işler bizi sadece pişmanlığa götürür.
Diğer yandan ihtiyar ve irade kelimeleri de konumuzla alakalı görünüyor. İhtiyar, yapabilmeyi tercih edebilme gücü irade ise yapmamayı seçebilme gücü olarak anlayabiliriz. İnsanın özgürlüğü için bir irade olması gerekiyor. İradenin olmadığı yerde özgürlükten bahsedilmez. Eğer bir kötülüğü yapıp yapmama özgürlüğüne sahipseniz sorumlusunuz demektir.
İnsanın özgürlüğü denilen şey dürtülerin tersine seçim yapabilme ve tercihte bulunabilme durumudur. Ramazan orucu insan dışında hiçbir canlının kendi özgür iradesi ile yapacağı bir iş değildir. Başka bir canlı bunu isteyerek yapmaz. İnsanoğlu arzularının tersine olan bu işi yapabiliyor.
İnsanoğlu içinden gelen her şeyi yapmaya kalkarsa bu özgürlüğünün delili olmaktan çok güdülerinin peşinden sürüklendiğini gösterir. İnsan her arzusunun peşinden gidiyorsa, kendini tutmuyorsa ya da tutamıyorsa nerede kaldı bizim farkımız? Günlük hayatta özgürlüğümüzün göstergesi seçim yapabilmemizle alakalıdır. Seçim yapabilme imkânımız yoksa özgürlükten bahsedilemez. Özgürlüğün sadece bu yönü bile ahlak, din ve hukuk gibi disiplinlerde ne kadar önemli olduğunu gösterir.
Beynimizde olan her şey dışardan gelen bilgilerin bir sonucudur. İnsan çok karmaşık davranışlar sergileyebilen bir garip makine gibi davranır. Aslında insanların her biri aynı olaylara farklı tepkiler göstermeye yetenekli yaratılmıştır. Çoğunluğun benzer davranışlar göstermesi bizi yanıltmamalıdır. Mutlaka bir kısım insanlar tamamen kendi iradeleri ile farklı tepkiler gösterebilir. Özgür iradeye belki de saçmalama özgürlüğü bile denilebilir. Diğer canlılarda böyle bir özellik yoktur. Hemen hepsi yaklaşık aynı davranışları gösterir. Oysa ki insan hayatta kalmasına katkısı olmayan, genel olarak hayatın amaçlarına uygun olmayan bazı işleri yapabilmektedir.
Daha iyi bir örnek bulacağımızı sanmıyorum. Dünyada hiç kimse Kassam tugaylarının yaptığı direnişi makul olarak tarif etmeyebilir. Çünkü karşısında hangi güçlerin var olduğunu herkes bilir. Peki bu direnişi neyle izah edeceğiz? Yenilmez olarak görülen ordulara karşı bu direniş aşk dışında nasıl izah edilir? Bu aşk özgürlük aşkıdır, makul ve mantıklı olmayabilir. İnsanın hayatının devamına değil aksine binlerce insanın ölmesine sebep olsa da bu özgürlük tutkusu dışında izah edilecek bir tarafı yoktur. Duygularımız bizi hayatta tutunmamızı sağlar. Bu aşk, bu tutku göründüğü kadarıyla yarar, menfaat ve makul kelimeleri ile izah edilemez. Öyleyse bunun ismi özgürlüğe olan aşktır. Bu insanlar o toprakların asıl sahipleri, o topraklar atalarının yurdu ama asıl muharrik güç aşktır ve özgürlük tutkusudur. Filistin direnişi, ölerek hayatını devam ettirmek v
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.