Erol Sunat

Erol Sunat

Kıyamet mi koptu?

Kıyamet mi koptu?

Kıyamet kopsun diye el ele mi verdik? Öyleyse muradımıza erdik!

Sonra da başladık o neden, bu neden, bilmeden, istemeden, görmeden, kendiliğinden koptu gitti diye konuşmaya…

Sanki gidişatı bilmiyorduk? Sanki olan bitenden hiç haberimiz yoktu? Kıyamet durup dururken mi koptu?

Kıyametin koptuğunu kime sormalı?

Kim bilir doğrusunu?

Hoca Nasreddin!

O da sizlere ömür!

Çünkü biz;

Bayılırız kıyamet üzerine konuşmaya…

Bayılırız bir bardak suda fırtına koparmaya

Bayılırız bir şeyleri abartmaya…

Ne zaman kopmuş? Kim koparmış? Yok mu gören? Yanlış anlamayın da kendiliğinden mi kopmuş? Yoksa kazara filan ya da tesadüfen mi bu kopma hadisesi?

Yazık be Abi!

Kim ne istemiş kıyametten?

Kim yaptıysa ayıp etmiş!

Hiç yakışmamış!

Önemli olan kıyametin kopacak noktaya gelmemesiydi…

*****

Siyaset çıkmış meydana…

Atmış narasını…

Her taraf inlemiş, zangır-zangır titremiş!

Adeta kıyamet kopmuş…Taşlar yerinden oynamış… Sarsılan sarsılmış… Kendine gelen kendine gelmiş… Ben bu işten hiçbir şey anlamadım diyen ortada kalmış… Kimileri kendince yol almış…

Değişenler olmuş…. Didişenler çokmuş… Hüsrana uğrayanlar… Umduğunu bulamayanlar… Sağ gösterip sol vurulanlar…

Liste mağdurları… “Ali Cengiz” oyunları derken…

Yeni bir sayfa açılmış, ya da açılıyor gibi yapılmış… Kimi kanmış…

Kimi yeni bir şeyler oluyormuş sanmış…

Yalanmış, falanmış, filanmış…

Güya bir devir kapanmış!

Laf olsun torba dolsun demişler, varsın isterse kıyamet kopsun!

Netice de;

Tevatür ve rivayet girmişler kol kola…

Düşmüşler yola…

Kimi uğurlar olsun demiş, kimi hayrola!

*****

Bu arada ne mi oldu ne mi bitti?

Mesela…

Hayat pahalılığı verdi mi mola?

Vermedi…

Vermeye niyeti var mı?

Yok diyorlar!

Hiç mi?

Yeminle hiç?

Hatta üzerine bir bardak soğuk su iç!

Sanki mola verse kıyamet mi kopar?

Kopmaz amma…Çok daha eskiden aman kopmasın diye özen gösterilirdi.

Nazik olunurdu, kibar davranılırdı. Kelimeler özenle seçilir, insanları kırmamaya azami dikkat sarf edilirdi. Aman ha kıyamet kopmasın koparılmasın diye ikazlar yapılırdı.

Mesela…

Aşkımız bitecek böyle giderse şarkısını mırıldanırlardı…

Hangi aşk mı bu bitecek olan?

Kıyamet üstüne ne denmişse artık…

Ne diyordu bir başka şarkı…

Biz Heybeli de her gece …

Kıyamet kopmuşsa ne Heybeli’si ne sandalı ne mehtabı, ne çıkması denir mi?

Koptuysa da ne denir?

Olmadı, ne kadar çiğ laf var her biri ardı ardına söylenir.

*****

Enflasyon doludizgin, halimiz ahvalimiz ne sen sor ne biz söyleyelim tadında…

Piyasaların istikrarsızlığı, fiyatların önünün alınamayışı, cebimizde var olan paranın her geçen gün alım gücünün geriye gitmesi gibi konularda da kıyamet koptu.

Kıyamet maaşlarda koptu…Sağlıkta koptu…Eğitimde koptu. Beklentiler de koptu…Yılın ilk yarısı, ikinci yarısı ümitleri açmadan soldu.

Ev kiralarında koptu kıyamet, uçtu kiralar, tavan yaptı. Dur diyen yok! Çarşı-Pazar fiyatlarına da…

Sonra marketlerde koptu kıyamet…Ellerinde bir tomar etiket…Değiştirmeye yetişemiyorlar. İndirim çöldeki serap gibi.

Önce usturuplu tarafından zamlanıyor, sonra indirim konusunda nazlandıkça nazlanıyor.

Sonrası daha da manidar…

Yapılan zam üzerinden indirime tabi tutulmuş ürünlerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Kıyametin tam ortasında kalmışsınız. Daha da soruyorsunuz kıyamet kopmuş diyorlar doğru mu?

Kopan ve kopacak olan kıyametten haberi olmayanlar olarak, daha…daha…daha…diye öyle bir aç gözlülüğün ve gözü doymazlığın peşine takıldık ki, asıl kıyamet bu…

Dur durak tanımıyoruz…

Bu hızla nerede duracağımız, nereye çarpacağımız, nereye uçacağımız belli değil.

*****

Ne oldu kıyamet mi koptu?

Hem ne kıyamet…

Kızılca kıyamet, kızılca…

Yeminle öyle böyle değil…

Kopmamıştır amma, pireyi deve, habbeyi kubbe yapanlarımız sağ olsunlar.

Onca toz duman arasında her defasında gerçekler yalan olur, araya kaynar gider, göz ardı edilir, öncelik listesinde bir türlü yer almaya muvaffak olamazlar.

İş işten geçtikten sonra keşkelerden kurulu bir çuval boş laf ve cümle kurulur.

İnsan onları dinlerken içi burkulur, bıkar, yorulur.

Hani kıyametleri koparmıştınız ya, nerede o kopardığınız kıyamet sorularına cevap veren bulunmaz. Kıyamet koptu, kopuyor, kopacak diyenlerin bir tanesi bile ortada görünmez.

*****

Ah kıyamet ah! Bu işten kim kâr eder, kim kârlı çıkar, kim kâr ettim sanır? Her ne denirse densin, bu kargaşa, bu karmaşa her defasında hiç ders alınmamışçasına yaşanır. Hiçbir şey olmasa da sanki bir marifetmiş gibi denir ki; Kıyamet kopmadı amma, az kalsın kopacaktı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR