Uğur Özteke

Uğur Özteke

KONYA DERSEM HATA YAPARIZ AMA BU ŞEHİR ...

KONYA DERSEM HATA YAPARIZ AMA BU ŞEHİR ...

 

2017 yılına şerefsizlerin yüzünden yine acılı, yine şehit yine ölümler ve kanlı girdik. İnşallah gün gelecek bu çirkin oyun bir son bulacak. Tek bildiğim ve inandığım Allah’ın bu milleti çok sevdiği. Aksi takdirde işimiz iş.

Neyse biz haddimizi aşmayalım ve kendi küçük dünyamıza Konya’mıza dönelim.

Herkes gibi benim de bir siyasi görüşüm ve yapım var. Gerçi yaşlandıkça ben de o keskinliğimden sürekli kan kaybediyorum yaaa. Bunlara rağmen madem demokrasi var herkes yasal çerçeveler içerisinde istediği gibi yaşar, kanunları çiğnemeden istediğini söyler yazar çizer. Dün de bugün de devletin yapmadığı baskıyı mahallelinin yapmasına da karşıyım. Çünkü bu baskı içten içe inanılmaz kinin nefretin oluşmasına sebep olur ve bir gün mutlaka bir yerde patlar.

Yılbaşını da kimileri kutlar, kimileri kutlamaz. Kimileri eğlenir yer içer dansözler oynatır. Kimileri namazını kılar duasını eder. Bütün bunların hesabını herkes bir gün Cenab-ı Allah’ın huzurunda verir.

Cumartesi sabahından akşam belli bir saate kadar görevimiz gereği sürekli hareket halinde idik.

Hep söyleriz yaa, bizim cumartesilerimiz, pazarlarımız hafta içlerinden çok daha hareketli geçer. Mesela bu cumartesi şehirde öyle bir hareketlilik, öyle bir alış veriş, öyle bir farklılık vardı ki kimse bana bunu “Yılbaşı” hareketliliği dışında bir şey olduğunu söyleyemezdi.

foto-1-241.jpg

Nitekim Cumartesi günü 19 sularında bu şehrin Belediyelerimizde üst düzey yöneticilerden tutun, bürokratlarımıza, iş adamlarımızdan eğitimcilerimize kadar bir grup ile birlikte idik.

Ortaya aynı iddiamı attım “Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın. Allah korusun öyle bir noktaya geldik ki karşımızdakini kandırdığımız gibi Allah’ı da kandırdığımızı sanmaya başladık. Bu şehir şöyle muhafazakar böyle inançlı filan demesin. Bu millet bal gibi yılbaşı kutluyor” demiştim.

Ve o gruptan bir kişi çıkıp da “Hayır sen yalancısın. Sen iftira ediyorsun. Sen günaha giriyorsun” gibi radikal bir çıkış yapmadığı gibi, “Uğur abi bu kesim çok küçük bir kesim. Böyle görme. Konya’mıza haksızlık etme” gibi kibar bir itirazda dahi bulunmadı.

Çünkü hepimiz biliyorduk ki büyük küçük, bilerek bilmeyerek yılbaşı kutlanıyordu.

……………

Dün sabah gazeteye gelip bilgisayarımı bir açtım ki o da ne?

Onlarca farklı kanaldan kırmızılı, beyazlı, mavili, yeşilli masa üstlerinde şıkır şıkır göbek atan dansözler onlarla fotoğraf çektirme yarışına giren bizim insanlarımız.

Gazetemizin yayın politikası, şehrin yerel bir gazetesi olma sorumluluğu gibi gerçeklerin ve veballerin yanı sıra kendimden utanmasam bazı kareleri burada yayınlayıp ne demek istediğimi sizlerle de paylaşırdım.         

Ama inanın çok utandım.

Tekrar söylüyorum. Vatandaş, serbest ve özgür.

Yasal suç değil ki dansözde oynatır, kendisi de çıkar masanın üzerine göbek de atar.

Ama bakın bu şehre boyuna şehit geliyor. Gazilerimiz hâlâ tedavi altında.

Bunlar bizi hiç mi etkilemiyor?

Ya da biz bu acımasız hayattan, 20 yaşındaki gençlerin kara toprağa verilmesinden etkilenip kendimize bir çeki düzen vermek için acaba daha neler görmemiz gerekecek ki?

Şahıs olarak, gazeteci olarak 17 Ağustos Depremi bir farklı milat idi.

Neyse buralara girmeyelim.

Her şey Allah’tan. Kadere imanımız sonsuz ama öyle bir an geliyor ki insan olduğumuzu unutuyoruz. 

Çok üzgün çok çok sinirliyim. Bu konuyu şimdilik kapatıp diğer konularımıza girmek istiyorum.

YOLLLARIN, KALDIRIMLARIN TEMİZ OLMASI

İSTEĞİ VATANDAŞIN EN DOĞAL HAKKI

Kar ve sonrası muhabbeti havaların soğuması ve yerde ki karın da dona çekmesi ile farklı bir sıkıntıya dönmüş durumda.  Tekrar ediyoruz. Ben dahil hiç kimse “Belediyeler çalışmadı, Başkanlar yattı” demedi diyemez. Önceki gün geceden, dün bile sabah sabahın körü itibari ile belediyeler araçları ile temizlik işçileri ile seferber idiler.

Amenna. Ama peki Davut Bey bize yorum yapmış.

“Uğur Bey emlak vergisi, su parası düzenli ödeniyor. Şahsımıza hiç bir şey istemiyoruz ammeye ait yol ve kaldırımları temizlemesini talep ediyoruz. Belediyeye oy vermişiz olmadı. Milletvekillerine oy vermişiz olmadı. Hizmeti becerememişlerse yapamadık deyip talip olmasınlar.” Demiş.

Peki şimdi Davut Bey’e “Yalan, haksızlık yapıyorsun mu?” diyeceğiz.

…………..

Bırakın bu karlı buzlu durumları pırıl pırıl güneşli yaz günlerinde bile Belediye başkanlarımızın yüzüne elli defa söyledik “Hizmette sınır yok diyerek çıtayı öyle bir yükselttiniz ki yarın bu iş sizin ayağınıza dolanacak”…

Evet bu milleti böyle alıştırırsanız her şeyi istemek de en doğal hakkı.

BU ARADA DOLMUŞ SÜRÜCÜLERİ YİNE HEDEFTE

Trafikte sürücü olsanız da, vatandaş olsanız da belediye otobüs şoförleri ile dolmuş sürücüleri en kötü hedeftekilerdir. Haaa bunu hak ediyorlar mı? Allah şahit hepsi için evet diyemem ama bazılarını ayaklarından assalar az derim.

Belediye otobüs şoförlerinin bir noktada su götürür tarafı var. En masumu bile durakta durup indi bindirme yapmak zorundadır. Öte yandan 60 kişilik otobüse 160 kişiyi de doldururlar, soranı yoktur. Adama beğenmiyorsan dolmuşa bin derler.

Ya dolmuşlarımız. Bu şehirde en büyük göstermelik levhalar dolmuş durakları içindir. Dolmuşa binmek ve inmek yolun ortasında bile yapılabilir. Bunda sürücü kadar vatandaş da sorumludur ama bu iğrenç alışkanlığa kimse yıllardır dur dememektedir.

O zamanda bu insanlar kötü olurlar ve hedefte kalırlar.

Soğuk havalarda bu şikayetler ayyuka çıkmış durumda. Bizden hatırlatması.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İki şey insanı çileden çıkarır; söyleyecek yerde susmak, susacak yerde söylemek.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bencillikten kurtulduğumuz zaman daha iyi ADAM oluruz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR