Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

Muallim/2

Muallim/2

Orhan’ı yetiştiren, Fatih’i cihanda harika bir manevi olgunluğa sahip kılan muallimlerdir. İkinci Murat, mürşidine teslim bir zahit, Yavuz yalnız âlimin önünde eğilmesini bilen, muallimin mesuliyetlerine hürmeti bilmiş, kılıcının olduğu kadar ruh dünyasının da bir kahramanı idi. Dünyaya söz geçiren hükümdar yalnız müftüsüne itaat ediyordu. Âlimin atının ayağından sıçrayan çamurun bile şeref olduğunu kabul ediyordu.

Bilin ki!

Bizim bütün tarihimiz, muallimin yükseltildiği devirlerde şan ve şerefle medeniyet ve ahlakın zirvelerine tırmanmış, muallimin alçaltıldığı dönemlerde ise uçurumlara yuvarlanmıştır.

Tarihte muallimin itibarsızlaştırılması

Muallimin alçaltılması, onun devlet emrinde bir bende haline getirilmesiyle başlar. XVII. Asırdan beri, şeyhülislamların birçoğu, devlet siyasetinin telkiniyle fetvalarını vermeye başladılar. Gaye hükümdara yaranmak, vasıta ise ilim ve şeriat oldu. Zamanla medrese istiklalini kaybederek, tamamıyla devletin eline geçti. Müderrisler, devlete ait menfaatlerin simsarı oldular. Devlet siyasetini güdenler bu mevkilere getirildi. Sonra daha beşikte iken ulema denen sabilerin başına sarık sarıldı. Nihayet sonuncusu, muallimliğin meslek halinden çıkarılması oldu.

Muallimliğin Önemi

Medeniyetler muallimle kuruldu. Muallimi her devirde, o devrin ruh ve idealinin hüviyetine bürünmüş görüyoruz. Devirlerin idealizmini yaşatan muallimlerdir. Ruhumuzun sanatkârı, hayatımızın nazımı olan muallimin aramızdaki yerinin yüksekliğini, vazifesinin genişliğini ve ruhi mesuliyetinin pek ağır olduğunu maalesef gençlere değil, bu gün muallimlere hatırlatmak lüzumunu duyuyoruz.

Muallim, gençlere bilmediklerini öğreten bir nakledici değildir. Bu iş, kitabın işidir, bilmediklerimiz kütüphanelerde bulunmaktadır. Muallim, genç ruhları bir örs üzerinde döverek işleyen bir demircidir. İlk tahsil çağlarından başlayarak, bilhassa edebiyat, felsefe, tarih gibi kültür derslerinin genci kâinat karşısında kendine mahsus görüşlere sahip, bizzat kendisi için hayat kaideleri yaratabilen bir bütün insan olarak yetiştirmesi lazımdır.

Muallim, geçeceği yol bütün engellerle örtülü olduğu halde buna tahammül etmesini bilen, tahammül etmesini seven idealdir. İdealin düşmanları karşısında bile bunlara “beddua et” denildiğinde “hayır, ben beddua için gönderilmedim” diyerek, “bir gün gelecek bunlar davamıza en büyük hizmeti yapacaklardır” diyen rahmet müjdecisidir.

Muallimlik bir sevdadır!

Muallimlik sevgi işidir, ruh sevgisidir. Ruhun ulvi olan isteklerine nefsinden her şeyi feda eden sevginin ferdi ulaştırdığı örnek insan mertebesidir. Muallim, hepimizin her an muhtaç olduğu doktordur. İman ve anlayış vasıtaları ile bizi tedavi eder. Ruhlarımıza sunar ve hakikat âleminden haberler verir.

Tahammülsüzlüğün, şikâyetin başladığı yerde muallimlik davası biter. Muallim, daima muvaffakiyetsizliğinin, zaaflarının sebebini arayarak kendini düzeltmeye çalışmalıdır. Gandi, talebelerinde hata görürse, bunun sebebinin nefsindeki kifayetsizlik olduğunu kabul ederek oruç tutuyordu. Muallim, kaderinin karşısına çıkardığı engellerle mücadele ederken sonuna kadar nefsinden fedakârlık yapmayı göze alabilen cesur insandır.

Tehdit ve dayakla öğretmek, muallimin işi değildir.

Muallim, insan olan varlığımızı alır, ona sonsuzluk dünyası olan ruhi hayat istasyonlarında yol alacak kudretin ve değerlerin aşısını yapar. Ruhumuza aşılar yapan doktor olarak muallim, ruh dünyamızın hem duygu, hem bilgi, hem de irade bölgelerinde tedavisini ve aşılarını yapmaya mecburdur. Şayet bunlardan bir kısmı ihmal edilirse ruhi yapı buhran içinde kalır, sayıklar ve kendine gelemez.

Eğitim En Küçük Yaşta Başlar!

Duygular sahasında eğitim en küçük yaşta başlayacaktır. Kalbe yapılan ilk aşı, merhamet aşısıdır. Sonra, hemcinsini sevmek ve sevdiği için aldatmamak, ihmal etmemek aşıları yapılır, cemaat sevgisi verir.

Görülüyor ki muallim, bizim bütün ruh yapımızın ustasıdır. Böyle olunca da ondaki sakatlıkların hepsinden mesuldür.

Eğer bir toplumda alışveriş pazarlıkla yapılıyorsa, çocuklar birbirlerini yumrukluyor, her biri birer baba olan büyükler birbirlerinden rüşvet alıyorlarsa…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR