MUHSİN YAZICIOĞLU VE MUKADDES DÂVÂSI (9)
“Ben yarı başkanlık
sisteminden yanayım”
YAZICIOĞLU: “Sistemi ve bozuk düzeni sorgulamak hiç kimsenin aklına gelmiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önemli olan kimin seçileceği değil, sistemin değişmesidir. Ben cumhurbaşkanı yetkilerinin azaltılıp yarı başkanlık sistemine geçilmesinden yanayım.”
“Ben dinimin, imanımın davacısıyım”
Muhsin Başkan, Konya’ya her gelişinde Birlik Parkı girişinde karşılanırdı. BBP’liler ve onu seven halk, Birlik Parkı’na arabalarıyla gelirler ve Muhsin Başkan, eski model mercedes otomobilinden iner, kendisini karşılamaya gelenlerin elini teker teker sıkardı. Bir gün yine partinin otomobiliyle gelmiş ve inmeden arabanın kapısı açıldığında elleri dizlerinde namaz kılarken görmüştüm. Muhsin Başkan, devamlı Anadolu’yu geziyor ve Anadolu insanıyla kucaklaşmak istiyordu. Çünkü o Anadolu insanını, halka ve milletini çok seven, hal hatır sorarak dertleriyle dertlenen bir liderdi. Genel seçimler dolayısıyla 2007’de Konya’ya geldiğinde “ben oyunu kuran olmak istiyorum. Elin atına güvenip de yaya kalmak niyetinde değilim” diyecek ve şu tarihi sözü söyleyecekti: “Ben dinimin, imanımın ve milliyetimin davacısıyım.”
Yazıcıoğlu’nu sevenler neden oy vermiyordu?
Konya’da beraberinde BBP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Erdil’le birlikte gelen Muhsin Başkan, Konya’daki katılım törenine katıldıktan sonra Bozkır ve Taşkent’te teşkilatlarını ziyaret ederek halkla sohbet etmiş ve bu arada Hadim’in BBP’li Korualan Belde Belediye Başkanı Ali Güven’i makamında ziyaret ederek “Bizler BBP’li olarak milliyetçi, muhafazakâr ve demokrat bir siyaset izliyoruz. Anadolu halkı ırgatlaştırılmak isteniyor. Biz buna izin vermeyiz. Bu yapılan zulmün hesabını sandıkta illaki soracağız. Şimdi birlik olma zamanı. Şimdi Büyük Birlik Partisi’ne oy verme zamanıdır” demişti.
Muhsin Başkan, her gittiği yerde partisine oy istiyordu. Her parti gibi o da iktidara gelmek ve vatanına, halkına ve milletine hizmet etmek istiyordu. BBP’nin bir “G.Ö.R” projesi vardı. Çok güzel bir proje olduğu için iktidar partisi dahil diğer partiler be projeden alacaklarını alıp programlarına koyduklarını sonradan kendisi de haberdar oluyordu.
Muhsin Başkan, halkla ve esnafla tokalaşırken diğer partili vatandaşlarla da tokalaşıyor ve onlardan da oy istiyordu. Ak Partililer dahil herkes onu sevdiğini söylüyor ve hatta “Başkanım bizim evde 4 seçmen var o oylardan biri sizin” demesine rağmen genel seçimlerde vatandaşlar; sevdikleri Muhsin Yazıcıoğlu’nun şahsında BBP’yi hiç GÖR’müyorlardı…
Türk seçmeni Muhsin Yazıcıoğlu’nu sevmesine rağmen sandığa gittiğinde onun partisine değil, güçlü olan ve medyanın öne çıkardığı parti ve liderlere oyunu atarak destek veriyordu. BBP’nin oyları yüzde 2’den yukarı çıkamıyordu. Yazıcıoğlu’nu sevenler çoktu, ama sandıkta ‘hilâl ile gül’e oy yoktu!
“Siyaset sabır isteyen uzun soluklu adımlardır”
Bozkır’ın pazar yerindeki esnafların hal ve hatırını sorarak “hayırlı işler” dileğinde bulunan Yazıcıoğlu’na, cevabını merakla beklediğim o soruyu sordum: “Başkanım vatandaş seni sevdiğini söylüyor ama sevgisini neden hiç sandığa yansıtmıyor? Bunun sebebi sizce ne?” dedim. Aldığım cevap düşündürücüydü: “Siyaset çok sabır isteyen uzun soluklu adımlardır. Ben sabretmesini bilen bir insanım. Sonuna kadar sabredeceğim de, sevgisini neden yansıtmadığını şimdiye kadar bende çözebilmiş değilim. Ama üzerinde duruyoruz.”
Anadolu çiftçisi ile küçük esnafın dertlerini bildiklerini ve iktidara geldiklerinde bunları teker teker çözeceklerini belirten Yazıcıoğlu, Bozkır’da “Ben dinimin, imanımın ve milliyetimin davacısıyım. Bunları sonuna kadar da savunacağımı bilmenizi isterim. AB ve küresel emperyalist güçler, Türkiye’den iki şeyi hiç yapmamasını istiyor. Bunlardan biri tarıma destek vermemek, diğeri de nükleer santral yapmamaktır. İktidara geldiğimizde bunların hepsinin tersini yapacak ve köylümüzü, çiftçimizi destekleyecek adımlar atarak üreten kesimlerin elinden tutacağız.” şeklinde konuşmuştu.
“Ben yarı başkanlık sisteminden yanayım”
Yazıcıoğlu ayrıca, Türkiye’de sadece hükümetlerin numarası ve iktidar partilerinin adının değiştiğine dikkat çekerek bugünlerde çok tartıştığımız Başkanlık Sistemiyle ilgili partisinin düşüncesini şu sözlerle dile getirmişti:
“Sistemi ve bozuk düzeni sorgulamak hiç kimsenin aklına gelmiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önemli olan kimin seçileceği değil, sistemin değişmesidir. Ben cumhurbaşkanı yetkilerinin azaltılıp yarı başkanlık sistemine geçilmesinden yanayım.”
YARIN: Muhsin Başkan’ın dünyası…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.