Narin Çocuklarımız
Arkadaşlarıyla oynayıp eğlenmesi gereken yaşta olan Sıla ve Narin’in, yürekleri burkan bir şekilde bu dünyadan göçüp gitmeleri, şüphesiz hepimizi sarstı. Ne yazık ki yine bir ÖLÜM; çocuğa yönelik şiddet ve istismarın toplumumuzda nasıl büyük bir problem olduğunu gözler önüne serdi.
Sıla ve Narin’in başlarına gelenler, bize bir kez daha çocuklara yönelik şiddet ve istismarın karşısında verilen cezaların yeterliliğini sorgulatıyor. Bu iki kıymetli çocuğumuzun ölümleri; çocuklara yönelik şiddet, cinayet ve istismara karşı verilen cezaların, halkımız nezdinde caydırıcı olmadıklarını kanıtlıyor ve toplumun adalete olan inançlarını da sarsıyor.
Hepimiz biliyoruz ki; Sıla ve Narin’in başına gelenler bizim görüp duyabildiklerimiz arasında lakin her yıl binlerce çocuk fiziksel ve piskolojik şiddetin kurbanı oluyor. Bu tür olayların çoğu zaman aile içinde gizli kalması ya da tutulması ve toplumun bu tür olayları görüp duysa dahi kör ve sağır taklidi yapması, toplumu da bu suçlara ‘suç ortağı’ yapmaz mı? Toplumsal bilincin bu hususlardaki yetersizliğinin yanı sıra “çocuğun dayağı hak ettiği” gibi kültürel inanışların varlığı da geleceğimiz olan çocuklara yönelik şiddetin temellerini atmaktadır.
Çocuklara yönelik şiddet ve istismarı ortadan kaldırmak istiyorsak şayet cezaların yanı sıra, toplumsal bilincinde artırılması da gerekiyor. Cezalar yalnızca bir sonuç olmakla kalmayıp aynı zaman da bir sürecin de başlangıcı olmalıdır. Başta aileler olmak üzere toplumun her kesimine çocuklar hususunda daha kapsamlı bir eğitim verilmelidir. Bu eğitimlerle beraber şiddet ve istismar yapan yahut yapmaya meyilli kişilerin tespiti gerçekleştirilmelidir.
Unutmamalıyız ki; “Çocuklar geleceğimizin teminatıdır.” Onları korumak sadece yasaların değil insani olarak toplumunda sorumluluğudur. Çocuklara yönelik şiddete karşı atılacak her adım, çocuklarımıza aydınlık bir gelecek sunmak için atılmış bir adım olacaktır.
Peygamber Efendimiz’in(sav) dediği üzere: “Çocukları hakkıyla sevmek ve onları korumak cehennemden kurtuluşa vesiledir.” Bizde bu kurtuluşa erişmek için çalışıp çabalamalı ve elimizden gelen bütün imkanlarla geleceğimiz olan çocuklarımızı korumalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.