“RECEP’İM 10 BİN KİŞİLİK CAMİİ KONYA’YA YETER Mİ SANDIN?...”
Allah’a şükürler olsun ki bugün kimse şu saate kadar keyfimi bozamadı. Hiç kimseye de bulaşmıyorum. İnşallah bu sabaha nasıl başladım ise akşamı da öyle yapacağım. Yeter yahu.
Bu ne ya? Bana ne…
Kim kime ne yaparsa yapsın. Geldik şurada hayırlısı ile ömrümüzün sonuna vallahi kendime çok kızıyorum. Millet ve memleket meselelerinden hasta oldum hasta. Yaşlandım da tabii bu gerçeği hiçbir zaman göz ardı etmiyorum. Biraz gaza geldim mi oturup ağlıyorum.
Bana yazık değim mi yahu?
Tam gülüp mutlu olacağım anda şehrimize memlekete üzülüyorum. Becerebilirsem bundan sonra ben de rahmetli hoca gibi “hadi oradan, hadi oradan (!)” diyeceğim.
………….
Biz hemen bugünkü yazı konularımıza geçelim.
Birazdan bir okurumuz Erdal Ö……….. Bey’in çektiği sıkıntıyı ve mücadeleyi sizlerle paylaşacağım. Sonunda sizde diyeceksiniz ki bizi yönetenlerin hiç mi işleri yok da bu kadar küçük ve kolay şeyleri ne hale getiriyorlar? İnsanları birbirine düşman yapabilmek adına ne kadar küçük şeylerle mutlu olduklarını sanıyorlar. Vallahi çok acı ve vahim bir durum. Ve bana gönderilen bu yazıyı iki defa okuduktan sonra yazıklar olsun demekten kendimi alamadım.
Bakın Erdal Bey ne yazıyordu;
“Uğur Bey merhaba;
Hava lojmanları civarındaki Dolapoğlu Camii’nin Beyman Sultan Sokak üzerinde harici bir hoparlörü bulunmakta. 2 yıldır mücadele etmeme rağmen bu hoparlördeki bozuk ve yüksek sesi devam ettiriyorlar.
Şuan 7 yaşına yeni girmiş bir çocuğum var ve hoparlörden özellikle sabah ezanında gelen ses çocuğumun korku ve çığlıklar ile uyanmasına sebep oluyor. Çocuğumun ruhsal sağlığını, uyku düzenini etkilediği gibi onun dinle alakalı yaklaşımını da olumsuz etkiliyor.
Defalarca CİMER’e bildirimde bulundum, yetkililer geldi ses düzeni normale çekildi ama birkaç gün sonra tekrar yükseltiliyor.
Biraz araştırma yaptığımda mahallenin yaşlılarının duyamadıkları gerekçesi ile sesi yükselttirdiklerini öğreniyorum.
7 yaşında bir çocuğun kulağı ile 70 yaşındaki bir ihtiyarın kulağı aynı oranda duymaz. Onlara alarm kullanmalarını teklif ettim ama onlar da bana camlara fitil taktırmamı, pencerelerimi açmamamı önerdiler.
Bir çocuğun korku ve travmalarına sebep olmalarından dolayı, derdi sadece çocuğu olan bir baba olarak kendilerine hakkımı helal etmediğimi belirttim.
Bu yazıyı yazma sebebim şudur; ben 2 yıldır bu sorunu çözemiyorum siz gündeme getirirseniz belki bir faydası dokunur. Hem benim çocuğum korkularından kurtulur hem de o 70 yaşında ihtiyarlar kul hakkı yemeyi bırakırlar.
Saygılarımla...”
……………..
Erdal Bey’in isteği yersiz ve yanlış olsaydı CİMER’den dönüş Erdal Bey’in istediği gibi olmazdı.
Demek ki CİMER Erdal Bey’i haklı görmüş.
O zaman, siz sayın din görevlilerimiz, camimizin değerli görevlileri ve siz bazı yaşlı cami cemaati amcalarımız CİMER’e bile karşı gelerek zafer kazandığınızı mı sanıyorsunuz?
Yazık ki yazık.
Ah Sayın Müftüm, Sayın abim Ahmet Poçanoğlu ahhhh.
Bu işler çok ince ve nazik işler ahhhhhhhhhh hocam.
PİRİ REİS PARKI’NIN MANGALLARI
Bir okurumuz evinden sokağından mahallesinden penceresinden balkonundan çektiği sıkıntıyı çaresizlik içerisinde bizimle şöyle paylaşıyor ve yetkililere sesleniyordu;
“Sayın uğur abi çok uzun zamandır bu park hakkında size yazmamıştım.
Bugün size yine bu park hakkında yazma gereği duydum. Selçuklu Belediyesine defalarca sorunumuzu ilettiğimiz halde ilgilenen olmadı. Sorunumuz bu parkta özellikle hafta sonları mangal yakılması, bu parkta mangal yakmak yasak ama bu kurala ne uyan var ne de denetleyen.
3-5 kişi mangal yakıp koca mahalleyi rahatsız ediyorlar, ayrıca yürüyüş yolunda yakılan mangalın dumanı ve kokusu ile insanlar hem yürüyüş yapıyor hem de karnını doyuruyor (!)
Ben balkonumda duman ve ızgara kokusundan oturamıyorum, bazen çamaşırımızı bile asamıyoruz. Lütfen kural koyucular, koydukları kuralı takip etsinler.”
…………
Bence de…
TAVUSBABA’DAKİ O TABELADAKİ İNCELİK (!)
Pazar günü bir okurumuz şu fotoğrafları bizimle paylaşıp altına da kısa ve öz şöyle diyordu;
“Uğur abi, Meram Tavusbaba’da bulunan bu levha ne anlatmak ister abi? Ben anlayamadım da”.
…………..
Allah var ben de anlayabilmek için bir iki kere okudum. Zaten okusanız da okumasanız da, okuduğunuzu anlasanız da anlamasanız da bizim millet için fark etmez ki. Yukarıda da bir okuyucumuz aynı şeyi kast etmişti.
Biz kural koyarız. Takip etmeyiz. Takip etsek de cezası yoktur. Sonuçta kurallara uymayanların yaptıkları yanlarına kar olarak kalır.
Ben de her cumartesi pazar hafta içi gündüz ya da akşam yasak olmasına rağmen Erenköy Parkı’nda çimlerin üzerlerinde aile boyu mangal yapanları gördükçe hem sövüyorum hem de Allah’a havale ediyorum.
Peki sonuç?
Şimdilik bu dünyada yapan kazanıyor. Gönlünce eğleniyor, mutlu(!) oluyor.
Bizim ümitlerimiz ise öbür tarafa inşallah.
BİZİM RECEP 10 BİN KİŞİ DEMİŞ AMMA…
Konya’mıza şehrin açılamayan hizmete bir türlü konamayan dahası adını veremediğimiz iki tane nur topu gibi yeni Millet Bahçemiz var. (Adları var kendileri de olacak inşallah)
Biliyorsunuz değil mi?
Bir tanesi eski stadyumun olduğu alan, ikincisi de Meram Yeni Yol ile Eski Yol arasında kağıt üzerinde Milli Savunma Bakanlığından Büyükşehir’e alınan tankların bulunduğu ağır bakımın bulunduğu bölge.
Meslektaşımız, dostumuz Recep Çınar geçtiğimiz hafta köşesinde Anıt’ın orada yapılacak olan Millet Bahçesine 10 bin kişilik caminin yapılacağını yazmış hatta yazısının bir bölümünde “Projesini de İstanbul’da yaşayan Konyalı bir mimarın çizeceği söyleniyor...
Kim mi bu mimar?
Muharrem Hilmi Şenalp...
İstanbul Ataşehir Mimar Sinan Camii’nin mimarı.” demişti.
……………
Vallahi Recep’im ne diyeyim.
Yani cami işini senin kulağına, benim kulağıma ya da birilerinin kulağına fısıldayanlar aynı merkezdenler. Bundan hiç bir kuşku ve şüphemiz yok.
Yalnız birileri ya bizimle dalga geçiyor ya da oynuyorlar. Ya da onlar bizimle oynaşırlarken de atı alan Üsküdar’ı geçiyor gibiler.
Aynı yerden bize de uçurulan bilgilerde önce bu konuya inanmak istemedim.
Ama burada hem seni doğrulamak hem de az bile yazmışsın bana da söylenenlerle şunları da ilave etmek için yazayım istedim;
“Evet Çamlıca Camiinde imzası olan Konyalı mimar hukukçu Hasip Şenalp abimizin kardeşi Muharrem Hilmi Şenalp Bey’in Konya’ya yapılacak camii için bizzat çalıştığını biz de öğrendik.
Amma velakin Konya’nın şanına 10 bin kişilik cami hiç olur mu? Bu bize hiç yakışır mı?
Şu kadarını söyleyeyim Konya’ya yapılacak camii 30 bin kişilik.
Bir de yer konusunda bana aktarılan bilgide 30 bin kişilik cami yukarıda da yazdığımız gibi ikinci Millet Bahçesinin olacağı Meram Yeni Yol ile Eski Yol arasındaki ağır bakım tank taburunun olduğu bölge imiş.
Recep’im madem ucunu kanattın biz de bu kadarını yazalım istedim.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
“Çok yoruldum” dedi genç adam. “Tevazudan yoruldum” dedi. “Anlatmaktan yoruldum”…. Hafifçe tebessüm etti ihtiyar. “Seni tevazu yormamış evlat. Et verdiğin atlarla ot verdiğin kurtlar yormuş”
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Son yasayı yanlış yorumlayan bazı yayalar, her yerde gönüllerince karşıdan karşıya geçmek için yola atlamadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.