"Samsun’a doğru!"
13 Kasım 1918'de I. Dünya Savaşı'nın İtilaf Devletleri arasında yer alan Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Yunanistan İstanbul'u işgal ettiler. Bu işgal, Anadolu’yu işgal planının ilk adımıydı.
Ardından Fransızlar; Çukurova, İngilizler; Merzifon, Samsun, Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş’ı Yunanlılar ise İzmir ve İç Batı Anadolu’yu işgal etmişler, İtalyanlar; Antalya ve Konya’da birer garnizon bulunduruyordu.
Samsun’a doğru çıkılan yolun oldukça karanlık, oldukça karamsar ve sonucundan emin olunamayan bir yol olduğu anlatılıyordu.
Bandırma Vapurunun, Karadeniz’in dalgalarını yara-yara İstiklale ilerlediği gündü, o gün.1919 yılının 16 Mayıs’ıydı. 103 yıl önce bugündü. Bir gün öncesi 15 Mayıs 1919’da Yunan ordusu İzmir’e çıkmış, Anadolu’nun bağrına kor ateşler düşmüştü.
İzmir’in işgali Türk Milletinin hiçbir zaman kabul etmediği ve etmeyeceği bir işgaldi.
O işgale karşı sıkılmıştı ilk kurşun!
Gazeteci Hasan Tahsin, Yunan Bayraktarını alnından vurmuş, işgal bir anda durmuştu. Panik ve korku sarmıştı, Yunan askerlerini.
O ilk kurşun, Sevr dayatmasıyla Anadolu’yu işgal eden işgalcilere karşı bir işaret fişeği oldu.
İzmir’in işgalini kınayan mitingler yapıldı.
İstanbul Ayasofya’da ve sonrasında Konya Alaeddin Tepesinde…
Birinde Halide Edip vardı, diğerinde Konya Kuvayı Milliye Reisi Sivaslı Ali Kemali.
İzmir’in işgalinin ertesi günü, Bandırma Vapuru İstanbul’dan Samsun’a doğru yola çıktı.
İsmail Hakkı Kaptan’ın Kaptanlığında olan gemi, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını İstanbul boğazından Karadeniz’e çıkardı.
Karadeniz’de ki yolculuk 19 Mayıs 1919’ta nihayete erdiğinde, Mustafa Kemal Paşa ve yanındaki heyet Samsuna ayak bastıklarında ki manzarayı yıllar sonra şair Cahit Külebi, “Atatürk Oratoryosunda” şöyle anlatacaktı;
“Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı / Selam durdu kayığı, çaparı, takası / Selam durdu tayfası /
Bir duman tüterdi bacasından/ Bir duman / Duman değildi bu memleketin uçup giden kaygılarıydı/
Samsun limanında bu gemiden atılan /Demir değildi / Sarılan anayurda / Kemal Paşa’nın kollarıydı”
*****
Bandırma Vapuru ile Samsun'a giden Görevli Asker ve Memurlar kimler miydi?
9'uncu Ordu Kıt'aları Müfettişi Mirliva(Tuğgeneral ve Tümgeneral rütbelerine denk bir askeri rütbe) Mustafa Kemal Paşa.
3'üncü Kolordu Kumandanı Miralay (Albay) Refet Bey, Erkânıharbiye Reisi Miralay Kâzım Bey.
Sıhhiye Müfettişi Miralay İbrahim Tali Bey, Erkânıharbiye Kaymakamı (Yarbay) Arif Bey, Erkânıharbiye Binbaşı Hüsrev Bey, Topçu Müfettişi Binbaşı Kemal Bey, Sıhhiye Müfettiş Muavini Binbaşı Refik Bey,
Yaver (Emir Subayı) Piyade Yüzbaşı Cevad Abbas Efendi, Piyade Yüzbaşı Mustafa Vasfi Efendi, Piyade Yüzbaşı Ali Şevket Efendi, Piyade Yüzbaşı Mümtaz Efendi, Piyade Yüzbaşı İsmail Hakkı Efendi, Tabip Yüzbaşı Behçet Efendi, Piyade Mülâzım-ı Evvel (Üsteğmen) Hayati Efendi, Piyade Mülâzım-ı Evvel Arif Hikmet Efendi, Yaver Topçu Mülâzım-ı Sani (Teğmen) Muzaffer Efendi, Mülâzım-ı Evvel Abdullah Efendi.
Müşavir-i Adlî Ali Rıza Bey, Tabur Hesap Memuru Rahmi Efendi, Tabur Hesap Memuru Ahmed Nuri Efendi, Sınıf-ı Sani Faik Efendi, Zabit Vekili Tahir Efendi, Sınıf-ı Rabî Memduh Efendi.
Kıdemli Çavuş Osman Nuri oğlu Ali Faik Efendi, Kıdemsiz Çavuş İbrahim İzzet oğlu Atıf.
Çavuş Ali oğlu Musa, Çavuş Mustafa oğlu Kemal, Çavuş Kemal oğlu Mustafa
Onbaşı Tevfik oğlu Adem, Onbaşı Ali oğlu Rıfat, Onbaşı Rıfat oğlu Ali.
Nefer Hüseyin oğlu Mehmed, Nefer Ahmed oğlu Emin, Nefer Mustafa oğlu İsmail, Nefer İbrahim oğlu Ömer, Nefer Kerim oğlu Mehmed, Nefer Hasan oğlu Ulvan, Nefer Mehmed oğlu Mehmed, Nefer Mehmed oğlu Hasan, Nefer Mehmed oğlu Durmuş, Nefer Mehmed oğlu Ali, Nefer Abdullah oğlu Musa, Nefer Abdullah oğlu Mehmed, Nefer Şakir oğlu Nuri, Nefer Hasan oğlu Hüseyin, Nefer Bekir oğlu Mahmud, Nefer İhsan oğlu Mehmed Lütfi, Nefer Abdullah oğlu Ali.
Ayrıca gemide sivil olarak Sinop Mutasarrıfı (Vali) Mazhar Tevfik Bey Piyade Yüzbaşı Mustafa Vasfi Efendi'nin eşi Aliye Hanım, kızı Nefise ile oğulları Mithat ve Salih bulunuyorlardı.
*****
Bandırma Vapuru'nun Mürettebatına gelince;
Kaptan Kayserili İsmail Hakkı (Durusu) Bey, İkinci Kaptan Üsküdarlı Tahsin Bey.
Kâtip İsmail Bey, Güverte lostromosu Hasan Reis, Serdümen Temel Şükrü Efendi, Serdümen Basri Ali Efendi, Ambarcı Ahmet Hasan Efendi, Ambarcı Maksut Süleyman Efendi.
Tayfa Cemil Süleyman Efendi, Tayfa Rahmi Hüseyin Efendi, Tayfa Temel Mesut Efendi
Baş Makinist Hacı Süleyman Bey, İkinci Makinist Süleyman Bey
Vinççi Osman Emin Efendi, Vinççi Galip Ali Efendi, Ateşçi Halil Yusuf Efendi, Ateşçi Mansur Arif Efendi,
Ateşçi Bahri Mehmed Efendi
Kömürcü Mehmed Hasan Efendi, Kömürcü Mehmed Ali Efendi
Birinci kamarot Tevfik Muharrem Efendi, İkinci kamarot Mehmed İbrahim Efendi, Muavin kamarot Ahmet Muhtar Efendi, Kamarot yamağı Halit Mustafa Efendi, Aşçı Hacı Hamdi Osman Efendi
*****
Bandırma Vapuru, Büyük Britanya'da inşa edilmişti.
1878’de Glasgow – İskoçya’da yapılmıştı, boyu 47.7 metreydi, ağırlığı ise 192 ton.
İlk adı Trocadero olan gemi, Londra limanına yük gemisi olarak tescil edilmişti.
1894 yılında Osmanlı İdare-i Mahsusa'nın satın aldığı gemiye Panderma adı verildikten sonra Tekirdağ, Mürefte, Şarköy , Karabiga, Erdek arasında yük ve yolcu seferleri yapmaya başladı.
1910 yılında ise Osmanlı İdare-i Mahsusa , Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi olunca Panderma adı Bandırma olarak değiştirildi.
Ve gemi o tarihten sonra da Bandırma adıyla anıldı.
Geminin Kaptanlığına atanan İsmail Hakkı Kaptan’ın atanma tarihi 1 Mayıs 1919’du. O günlerin şahitleri, “41 yaşındaki Bandırma Vapuru'nun Karadeniz'in hırçın dalgalarına karşı güçsüz kalacağı yönünde düşünceler olsa da kurtuluş mücadelesini başlatmak için Samsun'a gitmek Mustafa Kemal Paşa için elzemdi. Mustafa Kemal Paşa ile Kaptan İsmail Hakkı Şişli'deki evde bir araya gelerek rota üzerine çalıştı. 'Ne olur ne olmaz' düşüncesiyle kıyıya yakın bir şekilde yol alma konusunda mutabık kaldılar.” diye özetlemişlerdi durumu.
Bandırma Vapuru ile Karadeniz'e açılacak olan 49 görevli, 5 sivil, 25 mürettebattan oluşan listenin 15 Mayıs'ta onaylanması sonucu yola çıkış vizesi verildi. Bandırma Vapurunda aynı zamanda 18 at bulunuyordu.
İngilizler, demir almadan önce Bandırma Vapuruna çıkarak yolcu ve yük kontrolü yaptı. Ve 16 Mayıs 1919 günü Bandırma vapuru ve içindeki mürettebatıyla birlikte Samsuna doğru yola çıktı.
*****
Hepsi aynı gemideydiler. Türk Milletinin umudunu, kaderini taşıyan bir gemiydi Bandırma Vapuru.
Şair Mesut Tarcan, o günleri yansıtan “Bandırma Vapuru” şiirinde, şöyle seslenmişti;
“Ben «Bandırma Vapuru» / Esme rüzgar esme halim perişan / Mustafa Kemalim güvertede / Ben Karadeniz’de dalgalarla boğuşan / Küçük köhne bir tekne / Baştan ayağa dek iman dolu / Bu hasretlik daha ne kadar uzar/ Uçmak isterim Samsuna doğru / Bakışlarım kararır gözlerim dolar.”
“Ben «Bandırma Vapuru» / Duyarım sesler gelir Anadolu’dan / Samsun’a doğru!”
Samsun’a doğru yola çıktı Bandırma Vapuru. İzmir için, Antep için, Urfa için, Maraş için, İstanbul için, bir uçtan bir uca Anadolu için.
Bandırma Vapuruyla 16 Mayıs 1919 günü Samsun’a doğru yolan çıkan başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, o gemide bulunanların ruhları şad, mekanları cennet olsun inşallah!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.