Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

TARIM ŞURASINDA SON DURUM ve YANSIMALAR

TARIM ŞURASINDA SON DURUM ve YANSIMALAR

İsterdim ki çok güzel bir başlıkla ve zevkle bir yazı kaleme alayım. Olmadı olması da zor gibi. Bir şey söz konusu olduğu zaman hep devleti ve siyasetçileri suçlarız da hiç kimse kendini sorgulamaz.

Bazen kendi kendime sorarım, siyasetçi mi milletin önünde olmalı, millet mi siyasetçinin. Çoğu siyasetçi milletin önünde olmalı der. İşte işin tıkandığı yer burası. Bazen de siyasilere toplum yön vermelidir. Siyasi otoriteler millete fırsat tanıyor, yasalara dayanan yetkilerini kullanmasını istiyor, ancak milletim bilmeden veya bazılarının küçük çıkarları uğruna yönlendirmelerle çıkarlarını yok sayabiliyor. Durum bu.

Şura nasıl sonuçlandı” diyenlere söyleyeceğim tek şey; bir süre önce ortaya atılan “Tarımda Milli Birlik Projesi” ve onun yapılanması olan “Semerat Holding” gölgesinde bir Şura oldu diyebiliyorum. İşin bu tarafı bir yana bir de muhtemelen şura delegasyonundan basına sızdırılan, daha da ötesi ne denmek istendiğini bilmeyen bir görüşün Semerat Holding uygulanması olarak görülmesinin etkisiyle bir Şura yapıldı. Konuyu alan Ali Ekber Yıldırım isimli köşe yazarı da kendince yorumlar yaparak “Şüyuu, vukuundan beter” sonuçlara sebep oldu. Ali Ekber Yıldırım ile taslağı bana ait “üretimin toplulaştırılması” projesini de her zaman tartışmaya açık olduğumu da bildirmek isterim.

 Bu proje benim 15 yıldır üzerinde çalıştığım, dünyadan ve tarihten örneklerle açıkladığım bir “taslak” projedir. Grup raporunda ele alınan konular nihai rapor değildi. Ancak görüşülen tüm konular Grup Başkanı olarak tarafımdan kaleme alınmış, grubun diğer elemanlarına gönderilen “taslak rapora” itiraz gelmeyince de Şura yönetimine tarafımdan bu rapor gönderilmiştir. Son karar elbette öncelikle Şura merkezi, ardından da siyasi, Bakanlık ve Devlet iradesinindir.

Raporda ele alınan ve “üretimin toplulaştırılması” esasına dayanan tüm görüşlerin de arkasındayım. Bundan dolayı kimseye karşı eziklik duymam ve her zeminde herkesle de tartışabilirim. Buna kendisi de bir ziraat mühendisi olan ve de basına yanlış algılarla taşıyan Ali Ekber Yıldırım da dâhildir. Bu vesile ile işin aslına astarına eğilmeden konuyu başka mecralarda tartışan, maksadını aşar şekilde başka taraflara çeken, buna aracı olan hatta birilerine pirim veren her kim ise onları da kınıyorum.

Bu nedenle de çiftçi, ülke ve tüm kesimlere yarayacak konuların üzerine gitmek gerekir. Tarımsal üretim ve politikalarla ilgili, ilgisiz ağzını açan her kesim ne yazık ki iyi veya kötü niyetle tarımı ve tarımcıyı tenkit ediyor. Bu tenkitçilerle tarımın meselelerini ve geliş sebeplerini konuştuğumuz zaman “doğru” diyor. Çözüme gidelim dendiği zaman da “ıh, mık” ediyor, sonra da “ardında ne var ki diyor”. Bunu sadece çiftçisi değil, işçisi, pazarcısı, depocusu, dağıtıcısı, yiyicisi de diyor. Yakın çevremden bir örnekle konuyu ele alayım. Bundan birkaç sene önce 10 gün süreyle köyümde kaldım. Tamamı çiftçi olan köylümle (çoğu akrabam) de tarımın ve çıkmazda olan meseleleri konuştuk. Tamamı ilgilendi.  Çözüm için bazı tekliflerde bulunduğum zamanda “doğru söylüyorsun, hemen yapalım” diyor, ben ayrıldıktan sonra ise “ardında ve var ki” şeklinde tezviratta bulunuyorlardı. “Siz bir çözüm söyleyin ben size tabi olayım” dediğimde de susuyorlardı.

Durum bu. Bu anlayışla nereye varılır ancak tüm projeler böyle başlar. Yılacak değiliz ama esas mesele ortaya atılan yeni bir proje ile ilgili  “psikolojik bir eşik” ya da “altında bir şey arama” düşüncesi var.

Başka bir ortamda vuku bulan olay da şöyle. Bir proje ile ilgili bir toplantıda muhataplarla görüşme ile başlayan bir sürecinde, içlerinden 3 kişinin konuyu başka tarafa çekerek kışkırtması neticesinde sonlandıramayan bir dostum, görüşme sonrasında yaptığı araştırma ile toplantıda buluna 3 kişinin şahsi çıkarına dokunduğu için projeyi provoke ettiğini tespit etmiş. Çok şeyimiz böyle değil mi?

3. Tarım Şurasının çıkan kararlarıyla ilgili görüşümü başka bir yazımda kaleme almak istiyorum. Tarım ve tarımcı ülke olarak en sancılı meselemiz.

Saygı ve muhabbetle

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR