YENİ BULUNAN BİR SELÇUKLU KİTABESİ
Türk tarihinin her dönemine ilgi duysam da Selçuklu’nun benim nazarımda ayrı bir yeri vardır. Ne zaman Selçuklu’yla ilgili bir haber okusam heyecanlanırım. Nedense Selçuklu’ya karşı özel bir ilgim vardır. Selçuklu başkenti Konya’da doğduğum için de çoğu zaman Allah’a şükrederim. Selçuklu yapılarının bazılarını zaman içerisinde kaybetsek de Konya hâlâ tam manasıyla bir Selçuklu şehridir. Eski şehir merkezinde gezerken bir Selçuklu şehrinde olduğunuzu hissedersiniz. Yürürken apartmanların arasından bir Selçuklu mescidi, bir Selçuklu türbesi karşınıza çıkıverir. Bu mütevazı yapılar inciden yapılmış bir gerdanlığın taneleri gibidir. Dışarıdan oldukça basit bir görünüme sahip olan Abdülaziz, Hoca Hasan, Abdülmümin, Sırçalı, Aksinne, Zenburi, Tercüman, İç Karaarslan, Bulgur Tekke, Hacı Ferruh, Tahir ile Zühre, Beyhekim gibi mahalle mescitleri, içine girince müthiş bir güzellikle karşılar sizi…
İşte İç Karaarslan Mescidi de Konya’ya Selçuklu’dan miras kalan yapılardan biridir. Geçtiğimiz günlerde bu mescitle ilgili Dr. Öğr. Üyesi Zekeriya Şimşir ve Öğr. Görevlisi Ahmet Yavuzyılmaz tarafından kaleme alınan heyecan verici bir makale okudum. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi’nin Prof. Dr. Fuat Sezgin Özel Sayısında yayınlanan makalede mescidin inşa kitabesinin hikâyesi yer alıyor. Bir restorasyon sırasında ortaya çıkarılan bu inşa kitabesini tespit eden ve okuyarak bilim dünyamıza kazandıran hocalarımızın bu yazısından bazı bölümleri sizlere de aktarmak istiyorum. Çünkü bu keşif Selçuklu tarihi açısından son derece önemli olmasına rağmen ne yerel medya, ne de yaygın medya tarafından gündeme getirilmedi.
Şemsi Tebrizî Mahallesi, Apalılar Sokağı’nda yer alan mescidin yakınında mescidin banisi, Ziyaeddin unvanıyla da bilinen Necmeddin Karaarslan’a ait bir de türbe bulunmaktadır. Söz konusu kitabe bulunana kadar mescidin Selçuklu döneminde yapıldığı biliniyor fakat tam olarak tarihlendirilemiyordu. Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 1990 yılında mescitte yapılan restorasyon esnasında, mihrabın alt kısmında üst üste istif edilmiş çini parçaları ortaya çıkarılmıştır. Kitabenin ne zaman kırıldığı ve kim tarafından mihrabın arkasına koyulduğu bilinmiyor. Önce kitabe olduğu anlaşılmayan çini parçaları Eşrefoğlu Camii’ne ait olduğu yazılarak Sahip Ata Vakıf Müzesi’ne teslim edilmiştir. Zekeriya Bey ve Ahmet Bey yaptıkları araştırmalar sonucunda bu çini parçalarının Eşrefoğlu Camii’ne ait olmadığını ortaya çıkarmıştır. Çini parçalarını bir araya getirip okumuşlar ve İç Karaarslan Mescidi’nin inşa kitabesi olduğunu tespit etmişler.
Bazı parçaları kayıp olmakla birlikte, kitabeye ait büyüklü küçüklü on adet çini parçası bulunmaktadır. Kitabenin eni 38 cm, boyu ise 140-150 cm civarındadır. İki satır halinde istif edilmiş olan kitabe Selçuklu celî sülüsüyle yazılmıştır. Yazılar kobalt mavisi zemine kabartma olarak beyaz renkte imal edilmiştir. Kitabe parçaları bir araya getirilmiş ve dönemin diğer kitabeleri de göz önünde bulundurularak kitabenin eksik kısımları tamamlanmaya çalışılmıştır. Zekeriya Bey ve Ahmet Bey tarafından kitabe şu şekilde okunmuştur: “Bu mescid, büyük sultan, din ve dünyanın ulusu, fethin babası, müminlerin emirinin (halifenin) iktidar ortağı, Keyhüsrev oğlu Keykubad’ın devleti (iktidarı) günlerinde mütevelli ….. tarafından 631 (M.1233) senesinde inşa edildi.” Kitabe eksik kısımları boş bırakılacak şekilde bir araya getirilerek levha halinde Sahip Ata Vakıf Müzesi’nde sergilenmelidir. Ayrıca aynı teknik ve detayla kitabenin imitasyonu yapılarak İç Karaarslan Mescidi’nin uygun bir yerinde sergilenmelidir. Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Zekeriya Şimşir ve Öğr. Görevlisi Ahmet Yavuzyılmaz’a Selçuklu tarihine yaptıkları bu değerli katkından dolayı teşekkür ediyoruz. “Yeni Bulunan Bir Selçuklu Kitabesi: İç Karaarslan Mescidi Kitabesi” başlıklı makalenin tamamına dergisosyalbil.selcuk.edu.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.