Bahri Kılınçel

Bahri Kılınçel

28 Şubat’ta Konya’da Neler Yaşandı (3)

28 Şubat’ta Konya’da Neler Yaşandı (3)

28 Şubat  gerçekte ülkemizde yeterince tartışılıp bu konuda her gün yeni belgeler yayınlanmaktadır. Devlet arşivlerindeki belgeler yayınlandığında, gizlilik dereceleri kaldırıldığında daha birçok belge yayınlanacak bu karanlık aynı zamanda muhbirciliğin yoğun olduğu dönem aydınlanacaktır. Bu konuda “Rahmetli Necmettin Erbakan neden bir şey yapmadı, nasıl haber almadı” diyenler haksızdır   rahmetli  Erbakan her şeyi biliyordu, nerelerde  hangi toplantıların yapıldığını, hangi planların  devreye sokulduğunun belgeleri, bilgileri geliyordu. Bunları önlemek için de çok gayretler göstermiştir.

Örneğin  ABD’ye ait  artık asker harekete geçmeli konulu bir kripto o dönemde refah partisinin dış ilişkilerinden sorumlu cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’e İsviçre’den göndereni meçhul bir mektup gönderilmişti içinden çıkan belge Warren Cristopher imzalı ve D-8’lerin kurulmasından önce yazılmış özetle şöyle yazan bir rapordu, “Refah icraatlarının ABD menfaatlerine uymadığı bu yüzden acil iktidardan uzaklaştırılması için gereken çalışmaların  yapılması ve askerin harekete geçirilmesi isteniyordu.” Rahmetli Erbakan elindeki belgelerle Demirel, Ecevit ve Mesut Yılmaz’a gitmiş ancak hiçbirinden destek bulamamıştır.

Konya’ya dönersek Konya’da bir vakfa ait olan hastane hakkında çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı izleme komitesi rapor yazmış ve cemaatın olduğunu tespit etmiştir. Seydişehir SSK Hastanesi’ndeki çalışan personel fişlenmiş, Ürdün asıllı doktorun illegal örgütlerle ilişkisi var denmiştir. Yeni Asya gazetesinin Konya Fuar Kültür Merkezi’ndeki konferansı, Hacıveyiszade camiindeki Cuma namazı sonrası başörtü yasağını ve 8 yıllık eğitim protestolarını, Personel Okulu ve Eğt. Merkez Komutanlığı askeri istihbaratı izlemiş, MÜSİAD’ın konferansları, MAZLUMDER’in açıklamaları anında rapor edilmiştir.

En ilginç olanı ise 17 ağustos 1999 depreminde Konya’dan yardıma giden Kombassan grubuna ait 15’nci kolordu komutanlığının fişlemesi şöyledir. “05 Eylül 1999 günü Konya’da faaliyette bulunan KOMBASSAN şirketinden bir grup yardım görüntüsü altında ADAPAZARI şehir merkezinde halkı devlet aleyhine kışkırtma girişimlerin il emniyet müdürlüğünün anılan grubu şehir dışına çıkartmasıyla son bulmuştur” denilmiştir.

Konya’da Cumhuriyet Savcısı Abdulvahap Yaren’i Konya’daki askeri istihbarat “yazıcı grubu nurcu” diye fişlemişti. Değerli, çalışkan dürüst bir cumhuriyet savcısı Yaren kimdi, Deniz Feneri yolsuzluğunu soruşturan ve buradaki başarılarından dolayı görevden alınan üç savcıdan biriydi. Yargıtay’da görevi dolayısıyla yargılandığında verdiği savunmada, “Deniz Feneri yardım paralarının yoksullara değil şirket ortağı yapılan metreslere” gittiğini. Bu devlet bize bir görev verdi. “Almanya'ya gidin delilleri inceleyin” dedi. Belgeleri bulduk. Isparta, Burdur, Trabzon'da ve Türkiye'nin her yerinden yardım yapıldığı iddia edilen bu insanları dinledik. 600 kişinin biri bana 'Deniz Feneri e .V bana yardım yaptı' demedi. Yüzde 80'i “Bu imzalar sahte. Bana yardım yapılmadı” dedi. Yüzde 20'si ise, “Buradaki imza bana ait ama bana bu miktarda yardım yapılmadı” dedi. Adama 20 avro yardım yapılmış ama 400 avro yardım yapılmış gibi belge düzenlemiş. Sözleşmiş gibi hepsi yalan mı söylediler? Soruşturma belli bir aşamaya geldiği zaman bizi aldılar, delillerin tamamına ulaşılması engellendi. Yardım paraları nereye gitti? Metreslerini şirket ortağı yaptılar. Cinsel istismara devam edebilmek için, şantaj malzemesi olarak kullanmak için. Paralar buralara (yoksullara) değil, oralara gitti” diye şok savunma yapan Cumhuriyet Savcısı’dır. 28 Şubat’ta askerler fişledi, normal dönemde iktidar görevden aldı bu da kaderin garip cilvesi galiba.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Bahri Kılınçel Arşivi
SON YAZILAR