Aile yapımız ve değişimler
İlkokul yıllarında her çocuk “Aile toplumun en küçük yapı birimidir” tanımını hiç anlamasa da duymuştur. Aile, birlikte yaşayan, birbirine duygusal ve ekonomik olarak bağlı bireylerin oluşturduğu temel sosyal birimdir. Aile, genellikle ebeveynler ve çocuklardan oluşur. Aile, bireylerin sosyalleşmesi, değerlerin ve kültürel normların aktarılmasını, ekonomik iş birliğini ve birbirlerine destek olmayı içeren önemli fonksiyonları yerine getirir. Aynı zamanda, toplumun örnek bir parçasıdır ve toplumsal yapıyı şekillendiren önemli bir bileşendir.
Daha dün diyebileceğimiz döneme kadar Türk aile yapısının temel nitelikleri arasında geniş aile yapısı çok önemliydi. Dede, nine, ana-baba, çocuklar, torunlar hatta amca, yenge hepsi bir arada yaşarlar ve iş bölümü ve takım çalışmasını kendi içlerinde sağlarlardı. Yine Türk kültüründe aileye bağlılık oldukça önemliydi. Aile üyeleri birbirlerine duygusal destek sağlar ve birbirlerine yardım ederlerdi ve yaşlılara derin bir saygı vardı. Erkekler ailenin geçimini temin edenleri olarak kabul edilirken, kadınlar genellikle ev işleri ve çocuk bakımıyla ilgilenirdi. Kültürümüzde misafir rızkın bolluğuna işaret ederdi. Misafir ağırlamak ve aile üyeleri arasında sık sık ziyaretler yapmak çok önemliydi. Ailede evlilik kurumu en önemli müessese olduğu için evlilik kararlarına büyük küçük herkes katılırdı. Ailenin gözbebeği çocuklar her zaman eğitim, sağlık, yeme- içme, barınma, evlilik gibi konularda en önemli kişi sayılırdı. Hayat çocukların etrafında şekillenirdi. Özellikle bayramlar ve özel günlerde ailenin tüm fertleri bir araya gelir. Dertleşirler, problemlerine çözümler bulmaya çalışırlar ve eğlenirlerdi.
Zamanın değişmesi ile yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım özelliklerden kaçı halen canlılığını sürdürüyor? Çoğu artık tarihin tatlı anıları içinde yerini almış görünüyor. Bazıları şekil değiştirerek varlığını sürdürüyor. Değişim, dönüşüm zamanla kaçınılmaz, buna itirazım yok. Ama bu nitelikler toplumun alameti farikası olan özelliklerdi. Bu nitelikleri kaybederek milletin temek ayarlarının da değişime uğradığını görebiliyoruz. Acaba bu hızlı değişimin sebepleri nelerdir?
Kentleşme, geleneksel aile yapılarını etkileyerek aile birimlerinin ve bağımsız yaşayan bireylerin sayısını artırmıştır. Aile içi sıkı bağlar zayıflamıştır.
Kadınların eğitim düzeyinin yükselmesi ve iş hayatındaki daha aktif roller alması, geleneksel cinsiyet rollerini sorgulamaya ve değiştirmeye yönlendirmiştir. Erkek kadar belki daha fazla kazanan ve dünyadan haberdar olan kadın görünmeye başlamıştır. Bu ise erkeğin eski rolünü kaybetmesine sebep olmuştur.
İletişim teknolojisinin gelişimi, aile üyelerinin birbirleriyle daha kolay iletişim kurmalarını sağlar. Aynı zamanda, aile üyeleri arasında fiziksel mesafelerin artmasına neden olmuştur.
Ekonomik zorluklar, aileleri etkileyerek çocuk sahibi olma kararları, evlilik yaşları, toplumsal ahlak normlarının bozulması gibi konularda değişikliklere yol açmıştır.
Yurt içi ve yurt dışı göç olayları, farklı kültürlerin bir araya gelmesini sağlayabilir. Hatta daha fazla kültürel etkileşim sağlayarak kültürel zenginlik kazandırabilir. Ancak kapalı toplumlar korumacı kültürleri sebebiyle buna direnerek açık çatışmaların yaşanmasına sebep olabilir. Örnek olarak 60’lı yıllarda Almanya’ya işçi olarak giden yüzbinlerce insanımızın aile yapıları baştan ayağa değişime uğramıştır. Almanya değil de Portekiz’e gitmiş olsalardı açık toplum oldukları için insanımızı kabullenmeleri ve kültürümüze saygı göstermeleri daha mümkündü. Ama gittikleri yer alman toplumudur ve kapalı bir kültür olarak insanımızı sadece işçi olarak kabullenmiştir. Yıllardır orada yaşayan insanımız ırkçı baskılara boyun eğmiştir. Yine yıllardır ülkemizde bulunan sığınmacılar için de aynı durum söz konusudur. Onların aile yapıları da alt -üst olmuştur.
Hukuki düzenlemelerdeki değişiklikler, boşanma, miras, evlat edinme gibi konularda aile dinamiklerini etkilemiştir. Boşanma konusu kitaplarla ifade edilecek bir konu ama kadının ekonomik özgürlüğü, devletin dul aylığı, yaşlı aylığı, ana- baba sigortasının kız evlatlara devamı gibi yollarla desteklenmiş olması boşanmanın artmasına ve aile kurumunun parçalanmasına sebep olmuştur. Allah encamımızı hayır etsin. Ama değişim kaçınılmaz her şey değişirken aile yapımızın ve kültürümüzün değişmemesi mümkün değil.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.