Erol Sunat

Erol Sunat

Bitsin artık bu hasret!

Bitsin artık bu hasret!

Sezen Aksu, “Kaç yıl geçti aradan” adlı şarkısında diyordu ki, “Kaç yıl geçti aradan ayrı ayrı / Bitsin artık bu hasret bulaşalım gayrı.” Konya onlarca yıldır hasret şarkıları, hasret türküleri söyleyen bir şehir! Bu şarkı ve türkülerin kimi bir asrı aşmış, kimi bir asra yakın, kimi yarım asra dayanmış, kimi çeyrek asrı bulmuş! Bu şarkıların, bu türkülerin en içlisi, en yanık olanı, en hüzünlüsü ise Akdeniz üzerine olanı!

Buluşalım artık Akdeniz! Buluşalım gayrı!

Yetmedi mi bu hasret? Yetmedi mi bu ayrılık?

Buluşmak, kavuşmak demek, hasretin sona ermesi demek, bekleyişlerin sonu demek!

Bu buluşma coğrafyanın buluşması, şehrin buluşması, Anadolu’nun Akdeniz’e ulaşması!

İster karayoluyla…İster demiryoluyla…Uzadıkça uzayan bu hasret bitmesin mi artık?

Geçtiğimiz Cumartesi günü, 102 kilometrelik Konya-Karaman YHT hattı, sayın Cumhurbaşkanımız tarafından hizmete açıldı. Konya-Karaman arası 40 dakikaya indi.

Konya-Karaman, Akdeniz hattından bir önceki hat. Son merhale… Akdeniz’e bir kala…Şunun şurasında Akdeniz’e ne kaldı ki, diyebileceğimiz bir hat. Demiryoluyla, Karaman üzerinden Akdeniz’e ulaşmanın bir diğer adı…Bir başka deyişle bir rüyanın adı…

Akdeniz’e bir adım kaldı, kalmasına da…Konya kamuoyu, basınımız, siyasilerimiz, STK’larımız olaya bu yönden bakmayı ıskaladıklarının farkında değiller mi? Çünkü, bu ıskalama 70 yıla dayandı! Çünkü, önceliğimiz neden Akdeniz değil sorusu cevabını aramaya devam ediyor!

*****

Konya için iki çılgın proje vardı. Birincisi Konya’nın Akdeniz’e bağlanması… İkincisi Dış havzalardan su getirip Konya ovasının sulanması. Konumuz Akdeniz! Akdeniz’e bir an önce ulaşabilmek. Her geçen gün geç kaldığımızın farkına varabilmek!

Atılan manşetlerde Akdeniz’den iz yok! Akdeniz vurgusu yok! Akdeniz’e doğru koşan bir şehrin heyecanı yok!

Başka, başka heyecanlar, Akdeniz’in önünde, Akdeniz’in üzerinde! “Bekle bizi Akdeniz” benzeri bir başlık atamadık mesela…Elbet bir gün buluşacağız diyemedik…Akdeniz’e ulaşmadan cümle hayalimizin, cümle beklentilerimizin yarım kaldığını, yarım kalacağını vurgulayamadık!

Oysa, Konya- Karaman YHT hattının sadece Karaman’a gidiş-gelişi kısalttığı gibi bir yaklaşım, Konya gibi bir şehrin hayallerinden bihaber olmaktır! Sığ ve günübirlik düşünmedir! Ufuksuz kalmak, ufuktan yoksun olmaktır! Büyük düşünmenin çok ama çok dışında, denizleri geçip derelerde, çaylarda boğulmaya kalkmanın daniskasıdır! Karaman’a varıp, Akdeniz için dur bakalım, otur bakalım, olur bakalım demektir!

Ne demiş şair? “Gele gele geldik bir kara taşa / Yazılanlar gelir sağ olan başa!”

*****

Akdeniz’e ulaşamadığımız için, Akdeniz’i kolay aşılan bir yol yapamadığımız için, yollar, tüneller, daha bitirilemediği için neler kaybettik diye düşünenler, akıl yoranlar neredeler? Koşan Konya, büyük hayalleri olan Konya, tabiri caizse gıdım-gıdım yol alarak, Karaman’a kadar gelebildi!

Keşke her geçen yıl ne denli geç kaldığımızı görebilseydik!

Olsaydı da, başta Otomobil Fabrikası olmak üzere neler kaybettiğimizin biraz olsun farkına varabilseydik!

Karaman’a ulaştık mı, ulaştık! Mesele bitti mi? Bizim nihai hedefimiz Karaman mıydı?

Bazılarımıza göre Karaman yeterli olabilir! Lakin; Karaman, Konya için mola verilecek bir yer dahi değil! Akdeniz gibi bir hayaliniz varsa, bizim molayla, dinlenmekle, yorulmakla, soluklanmakla bir işimiz olabilir mi?

102 kilometrelik yolu gelene kadar ne kadar süre geçti hiç hesap eden oldu mu?

Sürekli bekleyen ve bekletilen bir şehir burası…Ancak, bekletilmekten şikayeti yokmuş havasında…

Ne mi diyoruz?

Yaparlar elbet, gelirler elbet, görürler elbet, bilirler elbet! En nihayetinde gelmediler mi, yarım kalan işleri bitirmediler mi, biz göremediysek, oğullar, olmadı torunlar görmediler mi?

*****

Ey Konya! Mevlânâ diyarı, Selçuklunun Payitahtı! Senin için, Karaman ne hedef, ne de yolun sonu…Önemli olan Karaman’dan ötesi…Çünkü Karaman’dan ötesi, Mersin yani Akdeniz!

Konya’dan birkaç saat sonra Akdeniz’e ulaşmak daha da kolay olmalı…

Bu hayal neredeyse tam tamına 70 yıllık bir hayal! Ancak geciktikçe, geciken bir hayal! Bu gecikme ise;

Rahmetli Adnan Menderes’in Konya’ya kazandırdığı ve aşıladığı Akdeniz’le buluşma ve Akdeniz’le kavuşma hayalinin iyi okunamadığının bir göstergesi!

Konya bu hasret kalmayı, bu kavuşmayı aynı Mavi Tünel’de olduğu gibi bir asra taşımamalı, Akdeniz’e kavuşmak için bir asır beklememeli!

Konya kamuoyu artık, karelere girmenin, övünmenin, hava atmanın dışında fazla bir kıymeti harbiyesi olmayan gündelik telaşlar ve koşuşturmaları bırakıp, Akdeniz’le buluşmak gibi ciddi meselelerin bir ucundan tutmayı kendisine şiar edinmek zorunda.

Hatta bunu bir mecburiyet olarak kabul etmeli! Hem de hiç vakit kaybetmeden!

*****

1909 Konya-Beyşehir doğumlu olan ve 22 Ocak 1978 tarihinde kaybettiğimiz Demokrat Parti 9. Dönem Konya Milletvekili rahmetli Dursun Kemal Ataman, Konya ile Antalya’yı kavuşturma fikrinin en kuvvetli savunucularından biriydi.

Merhum Kemal Ataman, 27 Mayıs 1960 sonrasında, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinden 12. Dönem Konya Milletvekili olmuş, 13. Dönem de ise yine aynı partiden İçel (Mersin) Milletvekili olarak görev yapmıştı.

O devrin o zor şartlarında Konya ve Antalya arasında adeta mekik dokumuş olması, takdire şayan ve unutulmaması gereken çalışmaların başında gelir.

25 Mart 2019 tarihinde Yeni Meram Gazetesinde yayınlanan, “Kemal Ataman’ı hatırlayan var mı?” başlıklı yazımda, rahmetli Kemal Ataman’ın bu konuda ki sözlerine yer vermiştim.

Şöyle diyordu Kemal Ataman; “Antalyasız Konya ve bilhassa Konya’sız Antalya düşünülemez. Bu hususu tarihte teyit etmektedir. O takdirde iktisadi hareketi sağlayacak bir devlet yolunun tahakkuku zamanı gelmiştir. Bu mevzuda Antalya Konya birleşmelidir.”

Milletvekili Ataman, Antalyalılara birde teklif götürür, der ki; “Buğdayı biz yetiştirelim. Siz o çok değerli arazilerinizde size değişik gelir getirebilecek mahsuller yetiştirin. Amma aramızdaki şu dağları aşalım, bir yolla Konya’yı Antalya’ya Antalya’yı Konya ‘ya bağlayalım. Hem Konya kalkınsın, hem Antalya…”

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Akdeniz’e ulaşabilmeliydik! 70 yılda neden ulaşamadık, niçin ulaşamadık hiç düşündük mü?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Erol Sunat Arşivi

Yara

30 Ekim 2024 Çarşamba 00:03
SON YAZILAR