Bu gençlere ne yapalım?
Z kuşağı diye bahsedilen bir nesil artık hızla hayatın içine giriyor. Kısa bir süre sonra onlar hayatta daha aktif roller üstlenmeye başlayacaklar. Bu nesil 2000 yılı ve sonrasında dünyaya gelenleri ifade etmek için kullanılıyor. Bu nesil dijital bir dünyaya gözlerini açtılar ve onlar doğdukları günden itibaren dijital aleme sürekli maruz kaldılar. Tüm bilgi kaynakları içinde dijitale ait olanlar büyük bir yer tutmaktadır. Bilginin edinilmesi anlamında yaşadıkları çağa en uygun nesil Z kuşağıdır.
Hayat bizim doğduğumuz dönemde olduğu gibi yavaş akmıyor artık. Bilginin üretilmesi, yayılması ve tüketilmesi internet ağı yoluyla korkunç bir hızla gerçekleşiyor. Bizim yaşımızdakiler için artık bu hıza ayak uydurmak nerede ise mümkün değil. Artık elde ettiğimiz tecrübenin de dikkate alınmadığı, belki de anlamsızlaştığı bir dönemi derin bir şekilde yaşamaya başladık. Z kuşağına gelecek tasarımı ve hayal kurmaları bakımından söyleyeceğimiz fazla bir şey yok. Ama hayatta başarılı olmaları için bazı genel kuralları onlara yazılı, sözlü ve fiili olarak aktarmak zorundayız.
Yeni nesil bizim tecrübe ettiklerimizi hiç görmedi, duymadı ve tadına bakmadı. Biz anlatırken de masal dinler gibi dinlediklerini hepimiz biliyoruz. Onlar emojilerle konuşup anlaşıyorlar. Bizim onlarca kelimemizi tek simge ile ifade ediyorlar. Bu doğru ya da yanlış demiyorum ama bu bir durum tespitidir. Onların işini, aşını ve eşini belirlerken belki bizim tecrübelerimize kulak vermeyecekler çünkü bizim birikimimiz dijital çağda çok da çalışmayabilir.
Gençler nereye gidiyor? Nasıl yaşıyorlar? Nereye gidecekler? Neyle geçinecekler soruları ana- babanın kafasını meşgul ederken onlar aileden ne bekliyorlar? Aileyi nereye koyuyorlar? Bu sorular bizi ne kadar ilgilendiriyor? Yeni neslin önemli dedikleri, öncelikli dedikleri hakkında fikri olan var mı? Sizi genetik mirasınız sebebiyle suçluyorlar mı? Bırakamadığınız mal mülk yüzünden zaten eleştirecekler. Ben atalarından aldığı mirası yeterli bulanı görmedim. O yüzden miras bırakma derdinizi büyütmeyin.
Sanki bu çağın ana- babası olmak sanki daha mı zor acaba? Bu hıza ayak uydurmak zor. Ama kurabildiğimiz kadar çağımızla temasımızı diri tutmalıyız ki yeni nesilleri uyarabilelim. Dünyanın nereye gittiğini tahmin edelim ki tehlike ve tehditleri önceden haberdar edebilelim.
Her şeyin kolay olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Ulaşmak istediklerinize ulaşmak ne kadar kolay kısacık düşünürseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Dün yurt dışındaki akrabanızın sesini duymak için saatlerce süren bekleyişlerin ardından, anında görüntülü görüşme imkanına kavuşmak en basit örnek. Para kazanmak ne kadar zor? Hele de haram helal gözetmeden parayı öncelikli konuların başına yerleştirmişse, internet ve telefon dolandırıcılığı yoluyla büyük vurgunlar yapıyorlar mı? Ahlaksızlığın her türlüsüne ulaşmak çok kolay artık. Kolaylık belki çağın en önemli sorunu.
Yeni nesil başarısızlığının ardında ebeveyninin genetik mirasının olduğunu söylemekten çekinmiyor. Kısmen doğru da olsa kendi sorumluluklarının farkında görünmüyorlar. Yaşadıkları basit olayların onların hayatlarında travmalar oluşturduğunu, bunları ana- babalarının bıraktığını söylemekten geri durmuyorlar. Babanızın size nasıl bağırdığını unutamamak travma değildir. Anısı bizde kalmış bir kötü olaydır sadece. Baba kendi çocuğunun kötülüğünü ister mi? Hiç mi uyarmayacak, hiç mi tedbir almayacak? Bu uyarılar sebebiyle ne kadar kırılgan nesiller yetiştirmişiz ki psiko-terapiye giden gençlerin sayısı azımsanmayacak oranlara yükselmiş.
Omuz silkeleyip sürekli şikâyet eden neslin kazancı nedir? Şikâyet ve esareti kendi yaşam araçları haline getiren genç nereye gidiyor? Bugün travma diye tarif edilen olaylar daha dün vakay-ı adiyeden sıradan işlerdi ve geliştirici zorluklar olarak anlaşılırdı. Kabz olmadan bast olmaz (Sıkışma olmadan gelişme olmaz) derlerdi eskiler. Hortumun ucunu, suyu daha geniş ve uzağa ulaştırmak için sıkarız. Ailede bazı sıkıntılar yaşanabilir. Aile büyüklerini şeytanlaştırmanın ve tüm sorumluluğu bu sıkıntılara bağlamanın anlamı kendi sorumluluklarının örtbas etmektir.
İnsan, kendi çocuğunu ihtiyaç listesini aklı yettiği kadar oluşturmalı, çocuğunu tanımaya çalışmalıdır. Dünyanın peşinden koşmaktan, her şeyden haberdar olma derdinden, her şeyin tadına bakma telaşından vazgeçmelidir. Çocuklarımızı kendi yapamadıklarımızı yapsınlar diye yetiştiremeyiz. Bizim için öncelikli ve önemli değerleri yeni nesillere kazandırırsak bazı sorunları çözmek çok kolay olacaktır. Yoksa hayattan nefret eden, aşırı boş vermiş, sınırsız yaşamayı isteyen ve kararsız nesiller geliyor.
Sevgili ana-babalar küçük yaştan itibaren sorumluluk vermediğiniz çocuktan şikâyet edemezsiniz. Geleceğimiz olan gençlere karar vermeleri konusunda destek vermeli ve harekete geçirmeliyiz. Eyleme geçmeyen niyet pişmanlıktır diyor Gestalt. Sonra onların heyecanını körüklemeliyiz. Motivasyon sağlamak büyüğün küçüğe yapacağı en büyük yardımdır. Her zaman ekonomik destek veremeyiz ama cesaretlendirebiliriz. Cesaret etmek esaretten kurtulmanın ilk adımıdır. Aslında işimiz o kadar da zor değilmiş. Sadece modası geçmiş, hayatta karşılığı kalmamış tecrübelerinizi kimseye dayatmayın yeter.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.