Evde Otururken Küreselleşmeye Devam Ediyoruz!
Üst üste ‘’salgının piyasalara etkisini’’ yazmıştık. Son aşamada bu hafta itibariyle ben de salgının ekonomik etkilerinden doğrudan etkilendim. ‘’Ücretsiz’’ ve ‘’Süresiz’’ bir izne ayrılma sürecine girildiği tarafıma tebliğ edilince psikolojik olarak yaşadıklarımı tahmin edebilirsiniz. Zamanlama olarak evlilik hayallerinin artık somut adımlarının atıldığı bir dönemde böyle bir haber doğal olarak pek kolay karşılanabilir değil.
Bunların yanında belirtmeliyim ki geciken elektrik faturası için mesaj yoluyla uyarı yapılınca anında ödemeyi gerçekleştirdim. Ancak ödeme sonrasında bu kez ses kaydı aracılığıyla ‘’enerji kesimi’’ ile ilgili bir arama gerçekleştirilince kurumu aradım. Borcum olmadığı standart bir uygulama ile arandığımı söyleyerek özür dilediler. Ben de şu dönemde ‘’enerji kesimi yapıyor musunuz?’’ diye sorduğumda, aldığım cevap biraz mahcup ‘’evet, enerji kesim işlemlerimiz devam ediyor.’’ oldu. Mahcubiyetin sebebi ise müşteri temsilcilerinin de bizim gibi ay sonu faturasını düşünen insanlardan olmasından kaynaklıydı.
İnşallah bu salgın bir an önce geçer gider ve bugünleri hızlıca atlatırız.
Küreselleşme Devam Ediyor
Geçen hafta değindiğimiz küreselleşme ve ulus devlet tartışmalarına virüs sonrasında yeniden bakış konusunda aldığım eleştirilerden bir tanesine yer vermek istiyorum.
‘’Küreselleşme devam ediyor, ulus devlet şakşakçılığına gerek yok.’’ Şeklinde aldığım bir eleştiri biraz ağır olmakla birlikte yazının yeteri kadar derdini anlatamadığına da işaret ediyordu. Öncelikle Küreselleşme, Ulus devletin düşmanı ya da Ulus devlet, küreselleşmenin hasmı değildir. Bu kavramlar süreç içerisinde birbirlerini dönüştürürler ve birbirlerini beslerler. Bu dönüşüm ve beslenme beraberinde bu kavramların varoluşuna ve varoluş biçimlerine etki eder. Üstelik küreselleşme içerisinde ulus devleti ve yereli de dahil eden bir süreç halinde devam etmektedir.
Bunların yanında küreselleşmenin devam ettiği bir dönemde ulus devletlerin var olduklarını da unutmamakta fayda vardır. Ancak bu virüs salgını sonrasında kimi uygulamalar ulus devletlerin gücünü artırıcı bir hal almıştır. Bu da normal olarak yeni bir dönemin yaşandığına işarettir.
Hatta tarihi bir dönüm noktası yaşıyorsak bu dönüm noktalarında yaşananlar daha gündemimize girmemiş birçok yeniliğin habercisi olacaktır. Bu da doğal olarak küreselleşmenin de ulus devletlerin de yeni bir döneme geçeceklerini göstermektedir.
Bu yeni dönemde küreselleşmenin araçları ile yoğun şekilde gündemimize gireceğini düşündüğüm meselelere değineceğiz;
Uzaktan ya da Online Eğitim
Salgının önüne geçmek adına ortaya konan uygulamalardan bir tanesi de insanların bir arada bulunma durumunu azaltma girişimleriydi. Bundan doğal olarak en çok etkilenen alanların başında ‘’eğitim’’ gelmektedir. Okulların fiziki anlamda kapatılması ile birlikte eğitimin devam edebilmesi için bakanlık ‘’uzaktan eğitim’’ uygulamasına geçti.
Özellikle özel okulların eğitim içeriği sunuşu itibariyle ve online etkileşim ağları çabalarıyla yeni bir dönemin başladığını söyleyebilirim. Eğitimin devam etmesi ve karşılıklı iletişimin anında sağlanabilmesi adına soru-cevap şeklinde mesaj uygulamalarının hem sesli kayıt hem de videolar ile kullanılması da gelinen noktada önemlidir.
Üniversitelerin de bu şekilde bir eğitime geçtiğini gördük. Özellikle üniversitelerde kimi derslerin görüntülü arama yöntemiyle herkesin katıldığı bir şekilde yapıldığına şahit olduk. Lisans döneminde ‘’Küreselleşme’’ ile ilgili bir derste, dersin hocası Prof. Dr. Murat Çemrek’ten duyduğum ve iddialı bulduğum bu eğitim formatının bugün nasıl uygulandığını görmekteyiz.
Bütün bu uygulamaların yanında küresel anlamda birçok kaynağa ücretsiz erişimin açılması da küreselleşme açısından ve yeni eğitim metotları noktasında önemlidir. Misal artık müzelerin bir kısmının bilgisayar ekranında ücretsiz geziliyor olması ziyadesiyle yaygınlaşmaktadır.
Bu uygulamaların hepsi vardı. Ancak bu kadar hızlı gündemimize salgın sonrasında girdiğini ifade etmek gerekiyor.
Devlet kurumlarının da artık online ya da uzaktan eğitim formatına yönelebileceğini söylemeliyim. Örneğin belediyelerin meslek edindirme eğitimleri artık uzaktan bir eğitimle sertifikalandırılabilir.
Ayrıca bu alanlarda uzun süredir var olan sertifikalı eğitim platformlarının da bu tecrübe ile büyük bir avantaja sahip olduğunu düşünmekteyim.
Evden Çalışma
Bu süreçte kurumların birçoğunun ‘’evden çalışma’’ uygulamasına geçtiğini gördük. Birçok sektör evden yürütülen bir sistemle işlerini yürütmeyi deniyorlar.
Çağrı merkezlerinin bir kısmı dahi evlerde bilgisayarlara yüklenen çağrı alma programları ile evden çalışma yöntemine geçtiler.
Özellikle İstanbul’daki arkadaşlarımın tamamı bu şekilde online kalarak çalıştıklarını ve önemli bir aksama yaşamadıklarını belirttiler.
Kimi aksaklıklar olsa da özellikle bazı sektörlerde çok daha az masraflı bir iş yöntemi olarak bunun kalıcı olacağını düşünmekteyim.
Turgut Özal’ın yurtdışı tedavi döneminde bir bakanlar kurulu toplantısı düzenlemesi o günlerde büyük bir ses getirmişken bugün Cumhurbaşkanı’nın diğer lider ile bir araya gelmeden bu yöntemle diplomasi yürütmesi ilginç karşılanmıyor.
Dolayısıyla, tabi ki bu yenilikler eskiyi komple yok etmeyecektir. Eski eğitim metotları birçok açıdan önemlidir ve devam edecektir. Öğretim meselesi bu anlamda var olacaksa fiziki alanlarla var olacaklardır. Öbür taraftan uzaktan çalışmanın verimlilik açısından olumsuz tarafları da değerlendirilmektedir. Öyleyse bu yenilikler hayatımıza virüs sonrasında hızla girmiştir, evet. Lakin yine geleneksel metotlarla birlikte yeni bir gelecek inşa edebileceklerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.