Bazen kendini çağdaş, ilerici, demokrat, modern, devrimci vs. gören kesimi anlamakta güçlük çekiyorum. Olayları “körün fil’i tarif ettiği gibi” yorumluyorlar. Kulağına yaprak, hortumunu boru, dışkısına toprak diyor. Bütününe bakıp da “Ya hu! Bu fil, yaprak yer, toprak saçar” diyemiyorsunuz.

Bir de bunların daha akıllı, tecrübeli geçinen, yüksek perdeden konuşan, aydın geçinen “kendini beyaz Türkler olarak gören” ağa babaları yok mu? Şaşarsın, sonra da duygusal öfke ile taşarsın.

O kadar masum ki bu demokrat geçinen, demirci çırakları. Bunlar Gezi de yer almamışlar, geziyi bir avuç terörist bozmalarına teslim etmemişler, polise saldırmamışlar, devlet ve millet malına zarar vermemişler. Bunlar “dek duranın devesi imiş” de birileri bunların sırtına binmiş miş.

Devlete meydan okumayı marifet, hakka karşı haksızlığı adalet, polise bilye atmayı mertlik, toma karşısında durmayı yiğitlik olarak görüyorlar. “Demokratik eksik kafalar” bu ayaklanmaları “masum çocukların safiyane davranışları” olarak değerlendirip, demokrasiye saldırılar için de “demokrasi tahammül rejimidir” diyerek kendilerine “haklılık payı” çıkarmaya çalışıyorlar.

Bu ülkede daha 10 yıl öncesine kadar onlarca demokrasi, insanlık dışı olay oldu. Atılmalar, kovulmalar, fişlemeler, ikna odaları. Bunu yapanlarda sizlerdiniz. O zaman demokrat değimliydiniz. Ya da insani duygularınız nerede idi? Olaylara tek taraflı bakmak muhakemesizliktir. Muhakeme olmayınca adalet de olmuyor, böylece de sizin “gezinizden gaz çıkıyor”.

Efendiler. Buna yutturmaca derler. Biz bu yutturmaca oyunu defalarca gördük ama yutmadık, şimdi de yutmayacağız. Böyle olunca da daha çok seziyoruz ki, geziden sezi çıkıyor.

İçinizde iyi niyetli, gerçek demokratlar yok değil. Ama sizlerin oyunun görmediler, bir gün gelip onlar da sezecekler. Sizin demokrat, aydın, özgürlükçü olmadığınızı, demokrasi kılıfını zulüm aracı olarak kullandığınızı görecekler. Muhakeme noksanlığını aşacaklar, gerçek demokrasiye ulaşacaklar

Sizin derdinizin temelinde ülke sevdalılarını hazmedememek. Sizin yapamadıklarınızı yaptıkları, başardıkları, insan ve ülkemizi birinci sınıf konumuna getirdikler için. Aşağılayamıyorsunuz bari çeşitli bahaneler bularak diktatör, padişah gibi yaftalamalarla, demokrasi dışı yollarla aşağı indirelim diyorsunuz.

Sizin derdiniz sadece Erdoğan değil. Erdoğan gibi düşünen, onun gibi yaşayan, onun gibi taşan, onun gibi coşan, onun gibi koşanlardır.

Şunu unutmayın, Erdoğan bir zihniyetin adıdır. Adları Erdoğan, Gül, Arınç, Erbakan, Özal, Menderes. Sıfatları mücahit, başbuğ, reis olur. Bu silsile bir zihniyetin halkalarını oluşturur.

Bu zihniyetten padişah, diktatör, kral çıkmaz. İşte bunu hazmedemiyoruz. Bu sizin yaftalamanız. Bu sıfatlar size aittir. En zor zamanlarda bile bu zihniyet yakmadı, yıkmadı, kırmadı, dökmedi. Korunu köz oldu örttü, gözyaşını içine akıttı, barışını el ele tutuşarak, feryadını sessiz yürüyüşlerle haykırdı. Bu zihniyet sizleri yine de merhamet kervanının yükleri olarak görüyor.

Bizim için ayrım yoktur. Bunu siz yapıyorsunuz. Yazınızla, tavrınızla, isyanınızla, küfrünüzle, twitinizle, afişinizle, bakışınızla. Ama dek (dölek) durun. Anadolu tabiriyle dek duranın devesine kimse tepmez.