Kadın ve erkek
Serpil Tuncer, edebiyat dünyasını takip edenler için yabancı bir isim değil. Büyülü Deniz, Kuşları Uğurlama Sanatı, Sinekler de Uyur, Filler Ölüme Yalnız Gider, Mor Sokak Sakinleri ve Erik Ağacı adlarında hikâye kitaplarından, Erik Ağacı hikâye sitesinden tanıyoruz kendisini. Tuncer, sevenlerine bir sürpriz yaparak roman türünde bir eserle karşımıza çıktı bugünlerde ve sağ olsun önceki kitapları gibi bunu da tarafıma ulaştırdı. Henüz okuma imkânı bulamadım, ama bu uzun sürmeyecek. Daha önce ‘Sinekler de Uyur’ adlı eseri üzerinden değerlendirdiğim Tuncer’in roman serüvenini merak etmiyor değilim, bekleyip göreceğiz bakalım.
Bu vesileyle Tuncer’in Sinekler de Uyur’u hakkında daha önce Kültür Atlası’nda yer alan yazımı değişiklikler ve güncellemeler yaparak yayınlamayı roman öncesinde daha yakından tanıma imkânı yakalamak isteyenler için faydalı buldum. Ardından kısa bir süre sonra Serpil Tuncer’in yeni kitabı, ilk göz ağrısı romanı hakkında yazacağım inşallah.
&&&
Serpil Tuncer; Dil ve Edebiyat, Aşkar, Dergah, Temrin, Mavi Yeşil, Lacivert, Yedi İklim dergileri müdavimlerinin aşina olduğu bir öykücü, son olarak Konya’da çıkan Mahalle Mektebi dergisinde de bir öyküsüyle boy gösterdiğini hatırlıyoruz. Tuncer, aynı zamanda ilki 2011’de yayınlanmış beş öykü kitabı ile kendini kanıtlamış bir kalem. Tüm bunların üstüne tek başına omuzladığı Erik Ağacı öykü sitesiyle de edebiyatımıza katkı sağlıyor.
Önceki öykü kitapları arasında birkaç yıl ara olan yazarın son üç öykü kitabı birer yıl aralıklarla art arda çıktı. Bugün ele alacağımız ‘Sinekler de Uyur’ Okur Kitaplığı etiketiyle arz-ı endam etmiş. Kitap 143 sayfa, 15 öykü yer alıyor. Öykülerin merkezinde genel olarak kadın kahramanlar yer alıyor, ana tema ise kadın-erkek ilişkileri. Tuncer’in bu öyküleri bir bütün olarak öykü türünde olması ve olmaması gerekenleri somut şekilde gösterdiği için tek tek üzerinde durmanın isabetli olacağını düşünüyorum. Değerlendirmelerimizi öykülerde yeri geldikçe örnek parçalar üzerinden belirtmek ve nihayetinde Z raporu almak öykü üzerine kafa yoranlar için istifade edici olacaktır kanaati taşıyorum.
İlk öykü ‘Kör Kuyuda Bir Züleyha’, düğününe bir ay kala sevdiği genç, Yusuf’un köye yeni atanan imamın kızı Selvinaz’la evlenmesiyle alt üst olan Züleyha’nın dramını anlatıyor. Olay örgüsü kuyuya girerken, kuyunun eşiğinde ve kuyudan çıkarken gibi ara başlıklara bölünerek anlatılmış. Kör kuyu tabiri de annesi babası ölmüş, abisi de şehre taşınmış Züleyha ile Yusuf’un imkansızlıklar içinde bir ömrü birlikte geçirmenin sembolü: “Biz her şeye rağmen birlikte olacağız, çeşitli güçlükler yaşayacağız ama hiç ayrılmayacağız.” Yazık ki evdeki hesap çarşıya uymaz. Nişanlıyken ve düğüne bir ay kala, hatta Züleyha, Yusuf ile Selvinaz’ın bir çocukları olacağını öğrenir ve içine hapsettiği aşkı depreşir, herkesin herkesi tanıdığı kendi halinde bir kasabada aşkının küllendiğini de duyurur. Kurgu sürükleyici, üslup akıcı ve fakat kurguyu aksatmasa da gereksiz sözcükler var Tuncer’in bu öyküsünde: ‘demir orak’, ‘hızlı ve çabuk attı adımlarını’ örneklerinde olduğu gibi ve ‘Yusuf’u kaldırıp elinden yere attı’ cümlesindeki gibi ne anlatıldığı belli olmayan ifadeler de.
‘Demir ve Pembe’ öyküsünde bir köfteciye gelen müşterinin Saadet adında sevdiği bir kadınla tutkulu macerası anlatılır. Müşterinin ‘Sen Saadet’i bilir misin?’ sorusuyla ateşlenen Saadet mevzuu, ‘Kadınlığın kitabını yazar Saadet’ cümlesiyle daha bir merak ettirir okuru.
Kitaba da adını veren ‘Sinekler de Uyur’, “Ben, bir senin bir de yaz mevsiminin gelişini dört gözle beklerim Kamuran” sözleriyle başlar. Yaşlı bir kadının evinde Kamuran ismindeki bir kadınla dertleşme, anıların anlatımına şahit oluruz. Tamamına yakını ev sahibinin ağzından şekillenen öyküde Kamuran hiç konuşmaz, hakkında fazla bir bilgi de verilmez. İroni ve bilinç akışı destekli öykü, okuyucuyu yaşlı insanların duygu dünyalarına çekmeyi başarıyor.
‘Duvara Bir Çizik At’, diğer öykülerde de yer alan fal bakma, Hz. Adem ile Hz. Havva, Yaratılış gibi göndermelerle doğru sevgiliyi bulma gibi meseleleri odağa alıyor.
Yarın kaldığımız yerden devam edelim inşallah…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.