Erol Sunat

Erol Sunat

Kırılma Noktası!

Kırılma Noktası!

 

Edebiyat öyle güzel bir şeydir ki…İster tadından yenmez deyin. İster tadı damağımda kaldı. İster bir türlü onunla yıldızımız barışmadı.

Edebiyat parçaladığımız kavramların biri de kırılma noktasıdır…

Her kırılma noktasında kırılıp kaldığımızı bir türlü kabullenemeyiz oysa…

Hayatı kırılma noktalarından ibaret olarak gösterenler, bu noktayı genelleştirdiler.

Devletlere ve milletlere de mal etmeye başladılar.

Hem de uzunca bir zamandan bu yana…

Kırılma diye başlayan kelime, ağır azam bir kelime…

Hele iş kırılma noktası diye oldukça nazik bir mevzuya nişanlanıyorsa, konuşun konuştuğunuz kadar!

Hele bir de hitabet yeteneğiniz varsa değmeyin gitsin!

Getirin kırılma noktasını, işaretleyin ya da dikin bir yere…

Hedef tahtası mı yaparsınız, sonra o hedefe ok mu atarsınız, taşlar mısınız, kuş avlar gibi avlar mısınız, siz bilirsiniz!

Sonra, o noktadan yola çıkmak gibi düşünceler içinde de olabilirsiniz!

Yola çıktıktan sonra,

Üzerine neşeli, kederli, acılı şarkılar,

Her yöreden türküler söylersiniz.

Hikayeler yazarsınız türlü-türlü…

Ve cilt-cilt romanlar…

Maksat muhabbet olsun babından, dedikodu olsun babından…

Tevatürler ve rivayetler dolaştırırsınız her köşede, her bucakta…

Benim için kırılma noktası şöyleydi, böyleydi diyerekten…

 

*****

Ne mi diyorduk?

Kırılma noktası…

O nazik nokta bir kez kırılmaya görsün!

Kırılma noktasını en çok kimler mi sevdi?

Siyasetçiler tabi…

Bu bir kırılma noktasıdır diye başlayan cümleler,

Yeni bir açılımı,

Yeni bir değişimi,

Yeni bir müjdeyi,

Yeni bir başlangıcı,

Yeni bir atılımı anlatmaya vesile edildi!

İnsanlar kendi hayatlarından kesitler anlattıklarında,

Benim için kırılma noktası şöyle bir olaydan sonra ortaya çıktı diye,

Anlatımlarına es verdiler, ta…nerelerden ses verdiler!

Sonra ne mi oldu?

Muratlarına erdiler!

Lakin, kerevetlerine oturanı gören olmadı!

 

*****

Mevzubahis olan kırılma noktası olunca, geriye kalan, geride duran, göz ardı edilen her ne varsa cümlesi teferruat mesabesinde kaldı!

Konu tatlı olunca, anlatımı da tatlı oluyor.

Kırılma ne zaman olmuş?

Az mı kırılmış, çok mu?

Alınmış mı?

Küsmüş mü?

Dargınlık çok mu sürmüş az mı?

Kırılma noktası, dönüm noktası gibi falan mıymış?

Merak ve meraklanma faslına ayrı bir parantez açmazsanız olmaz!

Mevzu kırılma noktası olunca;

Kimi için bu nokta bir tesadüftür diye anlatılır…

Kimi için bir rastlantı…

Kimi için birinin Hızır misali yetişmesi…

Kimi için hiç beklemediği bir haber…

Kimi için dibe vurup, o hızla sıçrama yaparak kurtulmak…

Kimi için mesleğinde yaptığı bir tercih…

Kimi için hiç beklemediği bir dokunuş…

Kırılma noktası talihimizin döndüğü bir andır belki de…

Ya da her şeyin bittiğini sandığımız o anda, mucize diyebileceğimiz hiç beklemediğimiz bir hadise!

 

*****

Kırılma noktası, milletler için bir silkiniş anı…

Diriliş anı…

Bir ideal etrafında bir araya gelme anı…

Direnme ve direniş gösterme kararı…

Bir lider etrafında toplanma, toparlanma anı…

Vatan toprağını kurtarma andı…

Dağılan bir yuvayı, dağılmak üzereyken gösterilen feragat…

Uçurumdan düşeni tutan el…

Balkondan düşen bir bebeği yere düşmeden yakalayan cesaret…

Sele kapılan bir insanı selin arasından çekip çıkarma gözü karalığı!

Yanan bir eve dalıp, insanları yanmadan, sağ salim çıkarmanın tarifi imkansız anlatımı…

Deprem enkazı altında şahit olunan mucizeler…

Bunlar ve benzeri sayabileceğimiz bir çok olay hep kırılma anı olarak anlatılagelmiştir.

Özellikle hayat kurtarma anları isimsiz kahramanların cesaretlerine sahne olmuş kırılma anlarıdır.

 

*****

Kırılma noktaları insanın elinde midir?

Kader midir?

İnsan kırılma noktasına adım adım kendi mi yaklaşır?

Kendi mi hazırlar bu noktayı, söylemek güç!

Netice olarak, kırılma noktalarında kırıldık mı kaldık?

Darıldık mı kaldık?

Yoksa, bayıldık mı kaldık?

Hepsinden daha çok, bayıldığımızı saklamaya gerek yok…

O halde başlayın anlatmaya…

Benim için kırılma noktası şurasıdır diye anlatmaya bir başladınız mı, kim tutar sizi!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR