Ramazan ayının doyumsuz hazzını yaşayıp, bereketinden de bolca istifade ettikten sonra inşallah mağfirete ermiş olanlardan olmuşuzdur duasıyla bayrama ulaştık…

Geride kalan 2 yılda bayramı bayram gibi yaşayamamıştık. Buna bağlı olarak birikmiş ve ötelenmiş ziyaretlerimizin de, eli öpülecek büyüklerimizin de sayısı bir hayli fazlaydı. Bayramı 3 güne sığdırmaya çalıştık. Şahsen bana yetmedi. Daha olsa, daha bayram yapardım…

Yine de yeniden ev ziyaretleri yapabilmenin, büyüklerin ellerinden öpebilmenin, kucaklaşabilmenin mutluluğunu 3 güne sığdırmaya çalıştık. Bayram boyunca trafikteki araçlara göz attığımda hepsinin içinde çoluklu çocuklu aileleri görünce ‘Bu kez olmuş, bayram gibi bir bayram yaşıyoruz’ dedim.

Bayramın öncesinde kaleme almış olduğum ‘Protokol Bayramlaşmasın’ başlıklı yazımda aslında tam da işaret etmek istediğim nokta buydu. Şehri yönetenlerin de kendilerine vakit ayırabilmeleri ve bayramı aileleriyle birlikte yaşamaları gerektiğine işaret etmiştim.

Tabi protokol yine bayramlaştı ama protokolün içinde öyle bir isim vardı ki, ailesi Konya’ydı, Konya’yı unutmadı, Konya’yı ötelemedi ve Konya ile bayramlaştı…

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, şehrimizin kıymetli bir değeri Sayın Murat Kurum’dan bahsediyorum.

Murat Kurum’u kâh bir çay ocağında çay içerken, kâh dükkanınızda otururken, kâh bayram öncesi geleneksel ticaretin kalbinin attığı Bedesten Çarşısı’nda bir anda karşınızda görebilirdiniz bayram öncesinde…

Bu yıl anlaşılan içinde birikmiş özlem duygularını bastıramamış olacak ki, Sayın Bakan bayramdan önceki iki gününü ve bayramı Konya’ya ayırmıştı.

Şehri sokak sokak gezdi…

Hemşerileriyle ayaküstü de olsa sohbet etti. Kapı kapı gittiği esnafa hayırlı işler diledi. Konya’nın bayram telaşına ortak oldu. Bayram arifesinde gecenin geç vakitlerine kadar Konya sokaklarındaydı…

Dolaştıkça keyif aldı. Belki de eski günlerini hatırladı, anıları gözünde canlandı…

Karşısında bir anda Bakan Murat Kurum’u, Vali Vahdettin Özkan’ı, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ı, Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı’yı, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca’yı, Konya milletvekillerini, siyasi liderleri gören esnaf ve vatandaş da şaşkınlığını gizleyemedi.

Bayramı da Konya’da geçirdi Bakan Kurum. Çocuğundan gencine ve yaşlısına kadar hemen herkesle selamlaştı, musafaha etti.

Konya’nın bir bakanı olduğunu tüm Konya’ya her alanda ve her anlamda hissettiren ve bu hissi sürekli hale getirmeye çalışan bir isim Bakan Murat Kurum…

Bizler de Konyalılar olarak Bakan Kurum’un Konya’ya pozitif ayrımcılık uyguladığını görüyor ve kendisini takdir ediyoruz. Konya’nın birlik ve beraberlik ikliminin rahmet olarak yansımasını bu vesileyle görmüş oluyoruz.

Konya daha önce de birçok bakan çıkardı, bürokrat çıkardı ve hatta Başbakan çıkardı.

Somut olarak Konya’nın en iyi kayırıldığı, haklarının savunulduğu, sesinin en üst perdeden duyurulduğu, taleplerinin merkezi hükümette karşılık bulduğu dönem belki de bu dönem oldu.

Belediye hizmetleri söz konusu olduğunda emsal şehirlere örnek gösterilen, bu alanda rüştünü ispat etmiş bir şehir olan ve ‘Konya modeli belediyecilik’ söylemiyle anılan şehrimiz aslında insanının sıcaklığı, samimiyeti, azmi ve gayretiyle fırsat verildiğinde daha büyük işlere imza atabileceğini de gösteriyor.

Buradan hareketle Türkiye’ye mâl olmuş olan Konya modeli belediyeciliğin ardından Konya modeli bakanlığın da yolda olduğunu söyleyebilirim.

Hiç kimse hatasız, hiç kimse mükemmel değildir. Belki öncelememiz gereken başkaca şeyler, olandan ziyade olması gerekenler de vardı ama bugünün şartları itibariyle baktığımızda olanın en iyisini gördüğümü söyleyebilirim.

Bu vesileyle bir bayramı bitirip diğer bir bayramı karşıladığımız bu güzel günde, içimden geçenleri sizlerle kısaca paylaşıvermek istedim.

Ramazan Bayramı’nın hemen ardından karşıladığımız Cuma Bayramımızın da hayra vesile olmasını diliyorum.