KORONA VİRÜS TEHLİKESİ DEVAM EDİYOR
İlk korona virüs vakaları görülmeye başladığı günden bu yana dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de sosyal hayatla ilgili ciddi tedbirler alındı. Virüsten önceki alışkanlıklarımızın çoğunu terk etmek zorunda kaldık. Alınan tedbirler sebebiyle günlük hayatımız neredeyse baştan sona değişti. Hastalığa yakalanmamak için Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu tarafından belirlenen kurallar doğrultusunda yaşamaya başladık. Bu kurallar ilk günlerde hepimize zor gelse de sağlığımız için kurallara uymaya özen gösterdik. İş hayatımız, sosyal ilişkilerimiz, alış veriş alışkanlıklarımız, hobilerimiz, yeme içme tercihlerimiz de dâhil hayatımızdaki pek çok şey değişti. Yaptığımız her eylemde, her davranışta korona virüs etkili oldu.
Sağlık Bakanlığı’nın korona virüsle ilgili olarak açıkladığı rakamlar düşme eğilimine girdiği zaman toplum olarak bir hayli rahatlamıştık. Rakamlardaki bu iyimser hava kuralların biraz gevşetilmesine de yol açtı. Hatta hükümet bir adım daha ileri gidip seyahat yasakları ve sokağa çıkma yasakları da dâhil pek çok yasağı kaldırarak insanları hem psikolojik, hem de ekonomik olarak rahatlattı. Toplum üç ay süresince devam eden yasaklar sebebiyle psikolojik olarak da etkilendi. İnsanların alışkanlıklarını bir süreliğine de olsa terk etmek zorunda kalmaları onları her yönüyle etkiledi. Günlük hayattaki bu kısıtlamalar gerek ekonomik gerekse psikolojik olarak önemli sonuçlara yol açtı. Hükümet bu kısıtlamaların toplum üzerindeki etkilerini önleyebilmek için ciddi tedbirler aldı fakat işin ekonomik boyutu da olduğu için hem kamu hem de özel sektör bu olağanüstü süreçten olumsuz yönde etkilendi.
Dünyadaki çoğu ülkeye göre Türkiye korona virüsle mücadelede nispeten başarılı olsa da yaşanan hadise küresel bir durum olduğu için krizin ülkemize olumsuz etkileri de devam ediyor. Özellikle havayolu taşımacılığı, turizm, petrol, fuarcılık, eğlence, restoran ve spor organizasyonları gibi uluslararası yönü bulunan pek çok sektör bu süreçten olumsuz yönde etkilendi. Bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin çoğu işlerine uzunca bir süre ara vermek zorunda kaldılar ve büyük gelir kayıplarına uğradılar. Tabii süreç şirketleri etkilediği gibi bu şirketlerle iş yapan firmaları ve buralarda çalışan işçileri de etkiledi.
Yeni normal dönemin başlamasıyla birlikte toplum olarak korona virüse karşı alınan tedbirlere uyma oranı da azaldı. Virüsten etkilenen kişi sayısındaki düşüşler bizleri rehavete sürükledi ve daha önce hassas olduğumuz konuları bile ihmal etmeye başladık. Mesela dışarı çıkarken maske takmamaya ya da maskeyi bir aksesuar gibi kullanmaya başladık. Maskeyle ağzımızı ve burnumuzu kapatmak yerine maskeyi boynumuza indirdik ya da tek kulağımıza takıp neredeyse kendimizle alay ettik. Bayramda dahi ziyaret etmediğimiz akraba ve dostlarımızı fiziki mesafe kurallarını ve maskeyi hiçe sayarak ziyaret etmeye başladık. Ev oturmaları, piknikler, asker uğurlamaları, seyahatler, kapalı mekânlarda yeme içme gibi eylemlerimiz korona virüslü vakaların yeniden artmasına sebep oldu. Şayet bu şekilde yaşamaya devam edersek toplum olarak biz bu virüsten kurtulamayacağız. Bence bu dönemde daha da hassas olmamız lazım. Toplum içerisinde bir de bu korona virüs konusuna şüpheyle yaklaşıp, olan biteni büyük bir yalan olarak gören bir kesim var ki onlara ne söylesek ikna olmayacaklar. Onların da böyle bir dünyası var işte… Sonuç olarak henüz tehlike geçmiş değil, hem kendimiz için, hem de yakın çevremiz için kurallara azami dikkat göstermeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.