Erol Sunat

Erol Sunat

Uzak Mahalle Çıkmazı!

Uzak Mahalle Çıkmazı!

Atalar, “gözden ırak olan gönülden de ırak olur” demişler. Malum şehirler büyüdü. Merkez İlçelerimiz birçok İl’den çok daha büyük.

Yeni Büyükşehir Yasasıyla, kasabadan mahalle, köyden mahalle olan kadim kasaba ve kadim köyler şu andaki Merkez İlçelere, dünde uzaktaydılar, bugünde…

“Yollar uzak gelemedim…” diye güzel bir türkümüz var ya…

Yöneticilerimizin kurduğu, “Gönlümüzden hep geçiyorsunuz, bugün gidelim, yarın gidelim diyoruz, tam son anda acil bir şeyler çıkıyor” diye başlayan cümleler uzak mahallelerin kaderi gibi…

Geçmişin gidilemeyen, gelinemeyen uzak köyleri için, bugüne kadar yazılan en güzel şiir ona aitti.

Kim mi o şair?

Ahmet Kutsi Tecer…

Onun kaleme aldığı “Orda bir köy var uzakta” adlı şiirin ilk dörtlüğü şöyle başlıyordu;

 “Orda bir köy var, uzakta, / O köy bizim köyümüzdür. / Gezmesek de, tozmasak da / O köy bizim köyümüzdür.”

Bu şiir, siyasi literatürümüze girdi. Bu şiirin 3. dizesi, “Gitmesek de, gelmesek de / O köy bizim köyümüzdür “diye değiştirilip okundu yıllarca.

Bugün dahi geçerliliğini muhafaza ediyor.

Yeni Büyükşehir Yasasıyla mahalle olan kasaba ve köylerimizin şehre bağlanmaları, bir anda şehrin mahalleleri olmaları sonrasında çok sıkıntılı süreçler geçirdiler.

Şehre intibakları, bir anda kendilerini boşlukta hissetmeleri o günlerde iyi yönetilemedi.

Köylerin ve eski belediye olan kasabaların feryatları yankılandı kaldı.

Ne duyan oldu, ne gören, ne de, ne oluyor diye bir bakan!

Seçimden seçime gidilen, dertleri dinlenmeyen uzak mahalleler olarak kaldılar. 

 

BEN DEMEDİM, BENDEN DUYMADIN!

Merkez İlçelere prestijli caddeler açılırken, bir dönemin kadim köyleri, kadim kasabaları, o eski yamalı asfaltları yol diye sineye çektiler.

İki metreye yakın kar yağdı, yollar kapandı. Merkez İlçelerde bekleyen kar makineleri, yolumuz kapalı diye feryat eden bu yeni ama uzak mahallelere bir türlü gidemedi, yollarını açmadı.

Ne mi yaptı uzak mahallenin insanları?

Toplandılar, el ele verdiler. Herkes eline bir kürek aldı, açtılar mahalle içindeki yolu.

Karlar eriyinceye kadar kimse gelmedi.

Merkez İlçeler anladı mı?

Anlamadı…

Kar küreyen araçlar, makine parkında süs misali baharı bekler gibi bekledi.

Hemen şimdi neresi orası, ne zaman yaşandı bu olaylar, kimin döneminde filan diyeceksiniz?

En iyi bildiğiniz konuları yine bilmiyormuş gibi yapacaksınız!

Herkes her zaman yaptığı gibi çok iyi bildiği mevzulara Fransız kalacak, ilk defa duyuyormuş gibi davranacak!

Konuşanlarda, ben demedim, benden duymadın, benim ismim geçmesin, adımı verirsen inkar ederim diye saçmalayacak!

İnsanlar doğruyu ne zaman söyleyecekler? Huzuru mahşerde mi?

 

UZAKLARI YAKIN EDENLERİN, İKİ DÜNYADA DA YÜZÜ AK OLUR!

Şu kadarını söyleyelim ki; Akıllı telefonlar ve sosyal medya olmasaydı, uzak mahallelerin durumunu ne görüntülemek mümkündü ne de görememekte inat edenlere duyurmak!

Gördüler, duydular da ne oldu?

Ne değişti?

Yine de, uzak mahallelere bir türlü ulaşılamadı …

Ne yazın, ne kışın…

Bugün uzak mahalleler konusunda sevindirici çabalar ve gayretler var.

Yeni Merkez İlçe Belediye Başkanlarımız uzak mahalleleri ziyaret etmeye başladılar.

Geçte olsa güzel…

Geçte olsa sevindirici…

En azından güzel bir başlangıç…

Uzakları yakın edenlerin,

Uzakları yakınlarla buluşturanların,

Uzakları hizmete kavuşturanların,

Derdiyle dertlenenlerin,

İki dünyada da yüzü ak olur.

Uzak mahallelerin başta ulaşım olmak üzere çözüme muhtaç meseleleri var. Hele ki şu Pandemi döneminde…

 

UZAK VAR, UZAKTAN UZAĞI VAR!

Uzak mahalle deyince daima şehrin kenar mahalleleri anlaşılır. Oysa uzak var, uzaktan uzağı var, uzaktan uzağının da uzağı var!

Bizim kastettiğimiz uzak mahallelere uzaktan da uzak olma meselesi…

Hz. Mevlana diyor ki, “Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.”

Hz. Mevlana bundan sekiz yüzyıl önce böyle demiş demesine de, günümüzde o mahallenin yöneticilerimizin gönlüne ve gözünün ta…içine girmesi lazım.

Mesele gönüle girebilmekte…

Nasıl girecekler o gönüllere, işte orası belli değil.

Siyaset söz sanatı olunca, ne kadar mahalle var hepsi siyasetçinin gönlünde…Madem ki gönlünde, gönülde olanın ispatı gerek!

Seçim döneminde gezilmedik yer kalmaz, En ücra mahalleye kadar konvoylarla girerler. O mahallenin halini ahvalini o giden heyetten herkes görür.

Seçim biter, seçilen Başkan, Başkanlık döneminin sonuna kadar, o uzak mahallelere ya bir kere gider, yada gitmek nasip olmaz!

Uzak mahallelerde yaşayanların esas anlayamadığı konu aslında burasıdır.

İş söze geldi mi, köyün muhtarı var! Uzak Mahallelere Muhtar seçmişiz. Muhtar yapsın, halletsin deyip, işin içinden sıyrılmışız! Muhtarının elinde ne var?

Uzak Mahalle Muhtarının elinde sihirli bir değnek vardı da, dokunup mahallesini güllük gülistanlık mı yapmadı?

 

GİDİNDE BAYRAM GELSİN, ŞENLİK HAVASI ESSİN O UZAK MAHALLELERE!

Uzak mahalleler, bize uzak olanlar, uzak saydıklarımız, uzak gördüklerimiz, bugünde falanca yere gidelim diyemediğimiz mahalleler olmamalı.

Park yaptık, mezarlık duvarı yaptık, çeşme yaptık, köprü yaptık, yolunu asfaltladık diyebilirsiniz.

Bunlar o mahalleler için elbette gereklidir.

Lakin, insanımızın büyüklerini aralarında görmeleri de lazım. Dertlerini dinlemek ve çözmek lazım.

Büyüklerin selamını getirenlerin, onları derdini, şikayetini, isteğini büyüklere iletmeleri, ulaştırmaları lazım. Yıkılan, hasarlı, kırgın gönül köprülerini yeniden inşa etmek lazım.

Merkez dışına arada bir çıkıp, yanlarına gitmek lazım.

Bu konuda bir hayli yalnız kaldı uzak mahalleler.

Gidinde bayram gelsin, şenlik havası essin o uzak mahallelere! Bizi unutan yok, bizi hatırlayan var, unutmayan var desinler!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR