Türkiye’nin kaderinin tayin edileceği, yeni dönemde ülkeyi idare edecek Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin belirleneceği 14 Mayıs seçimlerine giden sürecin artık sonuna geldik.

Geri sayım başladı. Bugün itibariyle herkesin merakla ve sabırsızlıkla beklediği, sadece Türkiye’yi değil belki de tüm dünyayı ilgilendiren bu önemli seçimlere sadece 9 gün kaldı.

Seçime adım adım yaklaşılırken, siyasetin nabzının da daha yüksek perdeden attığını hissedebiliyoruz. İşimiz gereği siyasetçilerle dirsek teması halinde olunca nabzın ne kadar yüksek olduğunu da iyiden iyiye hissedebiliyoruz.

Sayılı gün çabuk geçiyor. Geride kalan zaman dilimi de göz açıp kapayacak kadar bir müddette geçecek. Ancak bu süreç özellikle de son günler çok riskli.

Daha dikkatli olmak lazım her alanda…

Seçim çalışmaları yapılırken geçmiş dönemlerde yaşanan kazalar sonucunda yaralanan ve hayatını kaybeden vatandaşlarımız olduğu gerçeğini unutmayarak, tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.

Bu konuda siyasi parti ayrımı gözetmeksizin uyarıda bulunmak istiyorum çünkü, her gün her siyasi partiden yüzlerce siyasi onlarca araçla seçmenlere ulaşmak için doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, merkezinden taşrasına, karış karış Konya’yı geziyor. Kilometrelerce yol kat ediliyor. Olası bir kazaya mahal vermemek gerekiyor. Olası bir can kaybına mahal vermemek, seçimden alınacak her türlü sonuçtan çok daha kıymetli.

Diğer yandan siyasetin dili de her geçen gün ağırlaşıyor, sertleşiyor, söylemler daha derinleşiyor. Adeta küfrün kıyısından dönüldüğü zamanlar oluyor.

Şükür ki Konya’daki siyasilerimiz bu konuda da hassas ve birbirilerine karşı daha anlayışlı. Ama ortam gerildikçe, liderler ya da üst düzey parti yöneticileri nezdinde yaşanan gerginlik tabana doğru yayılmaya yüz tutuyor.

Özellikle gençlik teşkilatlarının bu konuda sıkı sıkıya uyarılmasında fayda olduğunu düşünüyorum.

Yine bu sürecin en önemli aktörlerinden sosyal medyada da yolda görse birbirini tanımayacak insanların laf dalaşına girdiklerine şahitlik ediyoruz. Sosyal medyanın aklı selimleri uyarıda bulunduğunda ise çocuk gibi ‘Ama önce o başlattı. O da bana şunu dedi’ gibi basit bahaneler ortaya çıkabiliyor. İnsan okurken gülüyor…

Zaman zaman insanların partizanlık yaptıklarını, kendisi gibi düşünmeyenleri ötekileştirdiklerini, kendi destek verdiği siyasi görüşe destek vermeyenlere bakış açısının sözlü şiddete kadar uzandığını görüyoruz.

Ülkemiz için ne kadar önemli olacak olsa da bu seçim ve bundan sonra yapılacak olan hiçbir seçim hiçbir insanın bir başkasının hakkına girmesini gerektirecek, kırıp dökecek kadar önemli değildir. Bundan önceki seçimlerde olduğu gibi…

KISA SÜRELİ KESİNTİ, SUYUN ÖNEMİNİ ANLATMAYA YETTİ

Dün, şehre içme ve kullanma suyu pompalayan ana hatlardan birinde büyük bir arıza meydana geldi. Seçme’den şehre uzanan ana besleme hattında meydana gelen arızanın giderilmesi için KOSKİ ekipleri büyük bir gayret gösterdi.

Su kesintisi yaşatmamak adına kuyulardan su desteği sağlansa da şehrin bazı bölgelerinde su basıncının düştüğü, bazı bölgelerde de suyun bir süre tamamen kesildiği oldu.

Su kesintisinin kurumsal manadaki iyi yanı sürecin başından sonuna kadar hem Başkan Uğur İbrahim Altay tarafından hem de KOSKİ tarafından tüm aşamalarının vatandaşa hem mesaj hem de sosyal medya yoluyla bildirilmesiydi.

Kesintinin yaşandığı kısacak zaman diliminin bireysel anlamdaki iyi yanı ise suyun öneminin anlaşılmış olmasıydı. Sürekli uyarılar yapılıp su kaynaklarının verimli kullanılması gerektiği söylense de; hayatın hiçbir alanında müsaade edilmeyen israfa suyla ilgili de hassasiyet gösterilmesi gerektiği belirtilse de israf ettiğimiz gerçeği değişmiyor.

Ancak bir musibetin bin nasihatten daha evla olduğu gerçeğini de özellikle suyun basıncının düştüğü ve tamamen kesildiği bölgelerde yaşayan insanlar daha iyi anlamış ve yaşayarak görmüş oldu.

Allah su gibi aziz bir nimetten bizi yoksun bırakmasın duasıyla Cumanız hayra vesile olsun…