14 Mayıs’ta seçimlerin yapılması için artık kafalarda herhangi bir şerh ve şüphe kalmadı. Yetkisini kullanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, malum olanı ilan etti ve tarih tescil edildi.

Her ne kadar seçime az bir zaman kalmış olsa da şehrimizde şu an itibariyle tam bir seçim atmosferi yok. Seçim rüzgarları esmiyor, seçim havası alınmıyor.

Daha ateşli, daha yoğun tempoda, daha kapışmalı bir seçim beklenirken öyle tahmin ediyoruz ki yaşadığımız büyük felaket nedeniyle seçmen, sadece seçme görevini yerine getirmek için sessizlikten yana tavır aldı.

Bu tavra siyasi partilerin yaklaşımının da aynı şekilde olacağı yönünde bir beklenti var. Zaten gürültülü, patırtılı, müzikli seçim araçlarının şehir merkezlerinde, cadde ve sokaklarda bangır bangır bağırarak gezmesi de 1980’li yıllardan kalma bir adetti.

O dönemler için değerlendirildiğinde insanların oy tercihlerine bu tür hamlelerin etki ettiği bariz bir şekilde görülmüş. Ama bugünün seçmeni siyasi partilerin buram buram siyaset kokan müziklerle yönünü belirlemiyor. Siyaset kokulu müzik ne kadar yüksek sesle bağırtılırsa bağırtılsın, o kokunun bir cazibesi olmuyor.

Bugün medya ve özellikle sosyal medya alanı insanların üzerinde daha büyük bir etkiye sahip. Bu yadsınamaz…

Ancak bu etki her zaman olumlu yönde olmuyor. İnsanları birbirine de düşürebiliyor. Yolda görse birbirini tanımayacak olan insanlar zaman zaman sosyal medyada büyük laf dalaşlarına ve hatta küfre uzanan sözlerle birbirilerini rencide etmeye kadar uzanabiliyor. Yani ipin ucunu kaçırabiliyor.

Hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım, hangi partinin liderine gönül vermişsek verelim temelde insan olduğumuzu unutmamamız, görüşlere ve fikirlere saygı göstermemiz gerektiğini çoğunlukla unutuveriyoruz.

Seçime gidilen bu süreçte de insanların birbirilerine nasıl kin ve nefret kustuklarına ve öfkenin vücut bulduğu alanın sosyal medya olduğuna şahitlik ediyoruz.

Düşünüldüğünde ve basite indirgendiğinde bugünkü sosyal medya kavgalarının ve siyasi çatışmaların sonunda bir birey olarak siyasete etki edebilecek bir tek şeyimiz var, sandıkta kullanacağımız oyumuz.

Yani bir oyun var ey vatandaş, günü zamanı geldiğinde git sandığa, seni en iyi kimin temsil edeceğine kanaat getirdiğin kişiye bas mührünü ve çekil kenara. Gelme oyuna… Unutma ki sen sadece oyun kadarsın. Birileri oyun kuruyor ve senin sadece bir oyun üzerinden seni de oyuna alet ediyorsa, uyanık ol ve bu oyuna gelme!

ŞİMDİ SAHNE ADAY ADAYLARINDA

Allah başımıza bir felaket vermeseydi, o zaman hep birlikte seyreylerdik cümbüşü. Milletvekilliği hayali kuranların ya da kendini ait hissettiği siyasi partinin çığırtkanlığını yapmak için kimler kimler adaylıklarını açıklayacaktı.

Halâ zaman var… Yine bir kamyon isim önümüze düşüyor. Aday adayı olabilecekleri konuşuluyor. Ben şimdilik isim paylaşmaktan yana değilim. Artık sahne aday adaylarında. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürecin başladığına dair işaret fişeğini ateşlemişinin ardından farklı siyasi partilerden milletvekili aday adayı olduğunu ilan edenler oldu bile.

Tek temennim kavgasız, dövüşsüz, hırsız, gürsüz, kazasız, belasız bir seçim süreci geçirip nihayete ulaşmaktır.