Erol Sunat

Erol Sunat

Bu sabah 26 Ağustos

Bu sabah 26 Ağustos

Bu sabah bir başka sabah…Bu sabah göz aydınlığı…

Bu sabah içim içime sığmıyor denen bir sabah… Bu sabah tarihten altın bir yaprak…

Bu sabah çifte zafer… Bu sabah Türk Milletinin şahlanışı…

Bu sabah diriliş…Bu sabah silkiniş…Bu sabah kendine geliş…

Bu sabah 26 Ağustos…

Onun içindir ki, bu sabah bir başka…Bu sabah bir başka doğar güneş Türk Milleti için…

Bu güzel sabahta, 26 Ağustos 1071 Malazgirt var…

Bu güzel sabahta, 30 Ağustos 1922 ile taçlanan, 26 Ağustos gece sabaha karşı başlayan Büyük Taarruzun başlangıcı var…

Kutlu günlerle dolu ağustos ayı, bu sabah da o kutlu günlerin en güzellerinden biri.

Ağustos ayı, Türk Milleti için öylesine kutlu bir aydır ki, zaferler ardı ardına dizilir, adeta bir resmi geçit yapar.

11 Ağustos 1473 Fatih Sultan Mehmet’in kazandığı Otlukbeli Zaferi…

23 Ağustos 1514 Yavuz Sultan Selim’in kazandığı Çaldıran Zaferi…

24 Ağustos 1516 Yavuz Sultan Selim’in kazandığı Mercidabık Zaferi

29 Ağustos 1526 Kanuni Sultan Süleyman’ın kazandığı Mohaç Zaferi…

1 Ağustos 1571 Lala Mustafa Paşa’nın fethettiği Kıbrıs…

*****

Malazgirt için rahmetli Niyazi Yıldırım Genç Osmanoğlu “Malazgirt Marşı” adlı şiirinde şöyle diyordu;

“Aylardan Ağustos günlerden Cuma”

Ve devam ediyordu…

“Önde yalın kılıç Türkmen Başbuğu, / Ardında Oğuz’un elli bin tuğu / Andırır Altay’dan kopan bir çığı”

“Budur, Peygamberin övdüğü Türkler…/ Ya Allah... Bismillah… Allahuekber!..”

Büyük Taarruz için rahmetli Yusuf Ziya Ortaç, “Akdeniz’e” adlı şiirinde şöyle diyordu;

“26 Ağustos, gece sabaha karşı, / Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı.”

“Bu ölüm bestesinin içinde yandı dağlar, / Altüst oldu siperler, eridi demir ağlar.”

Bugün Malazgirt’in üzerinden tam dokuz yüz elli üç yıl geçti.

Büyük taarruzun üzerinden ise yüz iki yıl.

Büyük Selçuklunun büyük Sultanı Sultan Alpaslan bugün öyle bir zafer kazandı ki, Anadolu kapıları ardına kadar açıldı Türk Milletine.

Yine bugün Türk Ordusunun başında olan Gazi Mustafa Kemal Paşa öyle bir hücum başlattı ki, yaklaşık üç buçuk yıl, Egeyi ve Güney Marmara’yı işgal eden Yunan Ordusunun kurduğu hatlar paramparça oldu.

Türk ordusu 26 Ağustos’u takip eden 14 gün içinde 9 Eylül’de İzmir’e girdi.

Ve ardından tek tek kurtarıldı, şehirler, ilçeler, kasabalar ve köyler Yunan işgalinden ve mezaliminden…

*****

İki 26 Ağustos arasında tam sekiz yüz elli bir yıl var.

Sekiz buçuk asır…

Aynı güne denk gelen iki kutlu zafer…

Doğu Roma İmparatoru Romanos Diogenes’in akıbeti neyse, Yunan Orduları Komutanı General Trikopis’in akıbeti de aynı oldu.

Türk Milleti Malazgirt’le birlikte, Türkiye Selçukluları ve Osmanlı gibi iki Türk hanedanıyla Anadolu’ya hem hâkim olmuş hem de sahip çıkmıştı.

Anadolu Haçlı istilalarına karşı dayandı, Moğol istilasına dayandı. En son sömürgeciler kendi aralarında parsellediler Anadolu’yu.

İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, Ruslar, Ermeniler, İtalyanlar herkes kendi çıkarına göre bir parça aldı Anadolu’dan. İstanbul’u da semt-semt bölüşmüşlerdi kendi aralarında.

*****

Yunanlıların 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkmaları dağınık gibi görünen Türk Milletini kendine getirdi. İstanbul’da 23 Mayıs 1919’da öyle bir Sultanahmet Mitingi vardı ki, rahmetli Halide Edip hem İstanbul’u hem Anadolu’yu hem de dünyayı titretti yaptığı konuşmasıyla…

Ne mi demişti;

“Ey Türk ve Müslümanlar!

Bugün gözlerimizin önünde öteyi görmeye engel olan bir karanlık var. Bu karanlık belki aylar, belki de yıllarca devam edebilir. Fakat Türk ve Müslüman dünyası, elbette bir sabaha kavuşacaktır. Ufkumuzda güneş doğacak ve ortalığı aydınlatacaktır.

Türk İstiklal güneşi, şimdi sapsarı olan benizlerimize taze bir pembelik, ümit, saadet ve zafer getirecektir. Gözlerimizi bu güneşi görmeye alıştırmalıyız. Fatihlerin, Yavuzların, Kanunilerin ülkesi, istiklâlsiz kalamaz. Mithat Paşaların, Namık Kemallerin, Tevfik Fikretlerin vatanı, asla özgürlükten mahrum edilemez. Birbirimize ellerimizi uzatalım. Tek bir hedefe, yalnız Türk özgürlük ve bağımsızlık gayesine doğru yürüyelim.”

Ve sonrasında başta Konya olmak üzere Anadolu’da birçok şehirde mitingler ve gösteriler yapıldı.

Bir Millet uyanıyordu. Kendine geliyordu. Ayağa kalkıyordu.

Hem öyle bir ayağa kalktı ki…

Vardı, Mustafa Kemal Paşa’nın yanında durdu.

Sonra da hep birlikte yürüdüler Samsun’dan ta…İzmir’e kadar.

26 Ağustos, İzmir’in dağlarında çiçeklerin açtığı gündü.

*****

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’dan başlayan hareketi, Erzurum ve Sivas Kongreleri Türk Milletini onun etrafında birleştirdi.

Ve tabi ki, 23 Nisan 1920 vardı. Gazi Meclisin açıldığı o kutlu tarih…

O günler Milli heyecanın zirvede olduğu günlerdi. Silahını kapan, cümle yorgun savaşçı, Ankara’da İstiklal mücadelesinin kalbinin attığı şehirde toplandılar.

“Ankara, Ankara güzel Ankara/ Seni görmek ister her bahtı kara / Senden yardım ister her düşen dara / Yetersin onlara güzel Ankara” dizeleri o günleri o kadar güzel anlatıyordu ki…

Ve her şey adım adım, 26 Ağustos’a doğru ilerliyordu.

15 Mayıs 1919 ‘da bir Hasan Tahsin vardı. Çifte tabancalı. Yunan Sancaktarını alnından vurup, Yunan birliklerini gemilerine geri döndüren…

Antep de Karayılan ve Şahin Bey vardı. Fransızlara karşı destan yazan…

Ege de Yarbay Ali Çetinkaya vardı, Demircili Mehmet Efe vardı, Aydında Yörük Ali Efe vardı Yunan birliklerinin başına bela olan…

*****

26 Ağustos 1071 Malazgirt öyle bir zaferdi ki, Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın yolunu açtı. Anadolu’da Türkiye Selçukluları yeni bir devlet kurdu.

26 Ağustos 1922 ile başlayan Başkumandanlık Meydan Savaşı öyle bir zaferdi ki, Mustafa Kemal Paşa ve Türk Milletini esaretten hürriyete taşırken, yeni bir devletin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesini vermişti Anadolu’ya…

İki 26 Ağustos, iki kutlu zafer, Türk Milletine kutlu olsun…Türk Milleti, Ebediyyen var olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR