Karanlığın hikayesi
Uzun uzun zaman önce memleketin birinde, Bedestende dükkanları, bağları, bahçeleri, bağlantıları çok olan genç bir adam varmış. Nerde ne olup bitse, haberi olurmuş. Bu kadar bilgi neden ona gelirmiş, o bu bilgilerle ne yaparmış kimse bilmezmiş. Ahali ona karanlık dermiş. Doğrudan dürüstten, işini düzgün yapandan yanaymış. Hilekârlar, yalancılar, talancılar, açgözlüler, fitne ateşi yakanlar, bozguncular, art niyetliler, kargaşa çıkaranlar, tamahkarlar onun hedefindeymiş. Herkesin ne kadar kirli ve yanlış işi varsa bildiği için, koymuşlar hedefe. Onu karanlıkların içinde yok edelim diye çok tuzak kurmuşlar.
Her defasında tuzaklardan kurtulmuş. Sultana o kadar çok şikâyet yağmış ki, Sultan bulun getirin huzuruma demiş. İşte demişler ya kellesi gitti ya sürgün. Sultan, Vezirlerinin ve Beylerinin huzurunda, sana demiş karanlık diyorlar, bu şehirde bir sevenin varsa on sevmeyenin var. Hakkında kulağıma hiç de iyi şeyler gelmedi. Baban bu memlekete çok büyük hizmetlerde bulundu. Lakin senin işin, dedikodu, insanların açığını aramak, zihinleri bulandırmak. Ölmüş babanın hatırına, senin kelleni almıyorum.
Sürgüne gidiyorsun. Şansını ve hatır meselesini fazla zorlaştırıp geri dönmeyi düşünme. Atına atla ardına dahi bakmadan çık git Payitahtımdan. Karanlık atlamış atına çıkmış gitmiş. Vezirlerinden Sultana en yakın olanı, isabet ettiniz Sultanım demiş. İnanın şehir derin bir nefes aldı. Kısa bir süre sonra karanlığın şehri terk ettiği her tarafa yayılmış. İyi gününde yanında olan dost bildikleri, bundan böyle demişler o karanlık sıfatlı, karanlık niyetli bizim dostumuz falan değil. Silelim onu işimize bakalım.
Karanlık, saatler sonra bir hana varmış. Hancı ben demiş bildim seni, sen şu karanlık denen bela adamsın. Garip kılıklı biri sana bu heybeyi bıraktı. Yeminle mesele sen olunca elimi dahi sürmedim. Heybeyi al, benim hanımda falanda kalmayı düşünme. İki saat kadar ilerde küçük bir han var. Orada seni kimse bilmez de tanımazda, git kalacaksan orada kal. Karanlık, bir süre sonra, bir koruluğun içindeki bir çeşmenin başına gelmiş. Heybede ne var diye bakmaya başlamış.
Eline bir ferman geçmiş. Açmış fermanı. Sultan, Karanlık diyormuş, bu fermanı alır almaz gerisin geriye döneceksin. Şehre gece yarısı gir. Seni birileri karşılayacak. Ondan sonra ne yapacağını sana söyleyecekler. Karanlık, şüpheye düştüyse de, gece yarısı Payitahtın kapısına varmış. Kapı açılmış, yüzü sarılı birisi eliyle işaret edince atıyla ona doğru ilerlemiş. Birlikte şehrin uzak bir köşesine kadar gitmişler. Sonra ne olmuş ne bitmiş ne kadar zaman geçmiş kendini hiç bilmediği bir odada bulmuş.
Başında da bir kız. Kız kusura bakma Karanlık demiş, kafana ağır bir şeyle vurdum. Sonra seni buraya getirdim. Karanlık, neresi burası demiş. Kız bunu da bilmeyiver demiş. Zaten başına ne geldiyse karanlık işlere merakından gelmedi mi? Karanlık, sen kimsin demiş. Kız, demek hatırlamıyorsun, seninle dün evlendik. Burası bir konak, sen iki gün önce bu Konağın Kâhyası oldun. Hemen kalk Bey seni bekliyor. Karanlık, ben demiş bugüne kadar Sultan hariç kimsenin emrine girmedim. Senin derdin ne, kimsin sen? Kız, dedim ya demiş, seninle dün evlendik.
Karanlık, varmış Beyin huzuruna. Bey aksi, suratsız biriymiş. Kâhya demiş, bir daha geç kalma. Karanlık, sende kimsin demiş, neresi burası? Sana neden Kâhya olayım. Ben senin karınım diyen o kız kim? Bey kalkmış ayağa, kimse demiş, benimle böyle konuşamaz diye
Karanlığın üzerine yürüyünce, Karanlık, Beyin suratına yapıştırmış yumruğunu. Bey bir daha yerden kalkamamış. Koşup gelenler, Beyimizi öldürdü diye yakalamışlar atmışlar zindana. Karanlık, oradaki mahkumlara bu zindan hangi şehrin zindanı demiş neredeyim ben?
Sen demişler, memleketin kuş uçmaz, kervan geçmez bir şehrinin zindanındasın, Beyi öldürmüş olman, seni gözümüzde yüceltti. Zindancı başı dahi senden korkar oldu. Az sonra Zindancı başı gelmiş yanına, Beyim demiş, seni buraya Vezirin adamları getirdi. Vezir, Sultanı öldürüp, Sultanlığa el koydu deniyor. Beyi öldürdüğün için, bu şehrin şu anda Beyi yok, Karanlık o zaman demiş, bu şehrin Beyliğini devralacağız, Aç zindanın kapısını, sende yanımda ol. Kısa bir süre sonra şehri teslim almışlar.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.