Rasim Atalay

Rasim Atalay

Konya’ya gelmek için bir sebep daha

Konya’ya gelmek için bir sebep daha

Bugünlerde biraz fazla Konya milliyetçiliği yapıyormuşum… Öyle diyorlar…

Haklılar…

Yapmıyorum diyemem, inkar edemem, aksine Konya milliyetçisisin diyenlere teşekkür ederim. Zira bununla da gurur duyuyorum…

Keşke her Konyalı, Konya milliyetçiliği yapabilse…

Keşke her Konyalı, Konya’da yaşıyor olsa da Konyalı olduğu halde başka şehirlerde yaşıyor olsa da bu şehri doğru anlayıp, doğru anlatabilse…

Keşke, Konya’yı Konya dışında daha güçlü bir şekilde temsil edebilsek.

Keşke, Konya’yı daha güzel pazarlayabilsek…

Keşke, içinde yaşadığımız şehrin nasıl bir cevher olduğunun farkına varabilsek…

***

Birçok şehirden çok sayıda dostumuz, arkadaşımız var… Sizlerin de muhakkak vardır.

Kimisi Konya’dan nüfus itibariyle daha büyük, kimisi daha küçük şehirlerde yaşıyor.

Konya’da yaşayıp memleketi başka olan birçok dostumuz, arkadaşımız da mevcut…

Konya’da yaşadığı halde, kendi memleketinden bahsederken ağız dolusu laflar eden, kendi memleketini Konya ile kıyas edip arşa çıkarmaya çalışan birçok insan tanıdım. Yeri geldi tatlı sert münazaralarımız oldu dost meclislerinde…

Sonrasında nasip oldu, Konya ile mukayese edilen şehirlere gidip görme fırsatı da buldum. İsmini vermek doğru olmaz, şehirleri karşı karşıya getirmek gibi bir yanlış anlaşılmaya gidebilir.

Öncesinde bana ballandıra ballandıra anlatılan şehirlerin aklınıza gelebilecek her yönüyle Konya’nın yarısı kadar dahi edemeyeceğini gidince gördüm.

Sonrasında da çıkarımım şu oldu; Başkaları şehirleriyle ilgili kuru kavaktan düdük çıkarmaya çalışırken, biz belde-i muhayyere olan, hem altındakilerle hem üstündekilerle adeta bir inci tanesi kadar kıymetli olan şehrimizi tanıtma konusunda ne yazık ki eksik kalıyoruz.

Kendi şehrini savunanlara kızmıyorum, aksine şehrimizi yeterince savunamadığımız ve emsal dahi olamayacak şehirlerle mukayese edilir hale getirdiğimiz için kendimize kızmamız gerektiğini düşünüyorum.

Buradan hareketle;

Konya ki, her zaman, yılın dört mevsiminde ziyaret edilesi, gezilesi, görülesi bir şehir… Aslında bunu fark etmek için önce içinde yaşayanlar olarak bizim, şehrimizi keşfetmemiz gerekiyor.

Sadece Alaeddin’den Mevlana arkasına kadar yürüdüğümde (bu yürüyüş sabah yola çıktığımda akşama kadar sürdü) Konya’nın ne kadar kıymetli bir kültür şehri olduğunu gördüm.

Eşim ve oğlumla birlikte yaptığımız bir hafta sonu yürüyüşünün ardından bunları kaleme almak hatırıma düştü. Birbirimize dedik ki, “Başka bir şehirde yaşıyor olsak, Konya’ya gezmek için gelsek, deriz ki ne kadar güzel bir şehir. Bu şehirde yaşanılır…”

Konya’da yaşayıp da benim gibi Konya’yı yaşamayı zaman zaman ıskalayanlara tavsiyem çıkıp şehri adımlamalarıdır. Çünkü Konya’da yaşamak başka, Konya’yı yaşamak başkadır…

Vaktiniz daha genişse, kendinize Konya’yı keşfetmek için daha çok zaman ayırmalısınız. Şehir merkezini başlı başına gezmek bile bir haftanızı alır.

Sonrasında da ilçelerdeki cevherleri keşfe çıktığınızı düşünün. Her gün gezseniz yine de bitiremezsiniz bu şehri…

Tüm bunlar, özellikle Konya’ya daha önce gelmemiş ve niyeti Konya’ya gelmek olanlar için küçük bir ön bilgi olsun.

***

Önümüzde Hz. Mevlana’nın 751. Vuslat Yıldönümü Anma Etkinlikleri var. 7 Aralık tarihinde başlayıp 17 Aralık tarihinde son bulacak olan bu dönem 11 gün sürecek.

İşte bu dönem henüz Konya’ya gelmemiş olanlar için önemli bir fırsat dönemi. Şehrin manevi atmosferini doyasıya teneffüs edip, Mevlana’nın ikliminde bulunmak için bu fırsatı kaçırmayın derim…

Hoşgörüsüyle, muhabbetiyle, sevgisiyle, saygısıyla, toplumsal değerleriyle, kültürel ögeleriyle, medeniyetiyle bu şehir sizi en iyi şekilde karşılayacaktır.

O nedenle Konya’ya gelmek için, Konya’da yaşamak için, Konya’yı yaşamak için 7-17 Aralık 2024 tarihleri aralığında Konya ile ilgili bir planınız muhakkak bulunsun. Bu fırsatı iyi değerlendirin.

Cumanız hayrolsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Rasim Atalay Arşivi
SON YAZILAR