Şaire veda; Haluk Eren…
Konya’nın gönül şairlerinden Haluk Eren 13 Nisan 2024 tarihinde Rahmeti Rahmana kavuştu. 90 yaşındaydı.
Şairler Türk Milletinin gönlündekini, anlatamadığını, söyleyemediğini yazan, aktaran, paylaşan insanlar.
Şairlik Allah vergisi. Şair olunmaz, şair doğulur derler ya…Rahmetli Haluk Eren Ağabey şair doğanların neslindendi…
Gönül şairleri yanan gönüllerin kandilleri gibidir. Onların mısralarıyla gece gündüz aydınlanır yolunuz. Şaire veda dersiniz amma veda edemezsiniz. Onlar şiirleriyle birlikte yaşar dünya durdukça…
Rahmetli, Mevlâna diyarı Konya’nın güçlü bir kalemi ve gönül şairlerinden biriydi. Onunla ilgili bundan dört yıl kadar önce “Gönül Şairi; Haluk Eren “başlıklı bir köşe yazısı yazmıştım.
Haluk Ağabey, yazabildiği son ana kadar yazdı yazdı yazdı…En son ağlamaklı bir sesle, artık yazamıyorum demişti rahmetli.
Şairler ölmez, şairlerin yazdıkları silinmez. Bir şekilde ortaya çıkar. Hatırlatan hatırlatır. Aratır, buldurur. Hele ki o şair Rabbine olan aşkını dökmüşse mısralarına.
23 Eylül 1934 ‘de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk öğretmenlerinden rahmetli Ali Rıza Eren ve rahmetli Zeliha Hanım’ın en küçük oğlu olarak o zamanki adı Pirlerkondu olan Taşkent’te doğmuştu Haluk Eren.
Elektrik Mühendisiydi. YSE’de uzun yıllar çalışmış ve o kurumdan emekli olmuştu.
Konya’nın köy elektrifikasyonunun isimsiz kahramanlarından biri olarak anıldı. Konya’nın gezmediği, dolaşmadığı, köyü, kasabası, ilçesi kalmamıştı. Elektriksiz köyleri, ışığa kavuşturan önemli isimlerden biri olmasına rağmen, mütevazi kişiliğiyle öne çıktı. Onun yaptıklarını köylerine elektrik gelen insanlar anlattılar yıllarca…
Çok güzel, derin manalar içeren şiirleri vardı. Yeni Konya, Yeni Meram, Anadolu Manşet ve Konya Postası gazetelerinde şiirleri yayınlandı.
*****
Gençlik yıllarında bir arkadaşı, tanışsınlar diye Haluk Eren’i 1975 yılında vefat eden Türkistan Mücahidi, gönül adamı, Konya Üçler Mezarlığında yatan Ahmet Hâkî Efendinin oturduğu Ovalıoğlu Camiindeki mütevazi evine götürmüştü.
Arkadaşı Ahmet Hâkî Efendiye hitaben, Hocam dedi size bir yaren getirdim.
Hâkî efendi, genç Haluk Eren’e bakarak dedi ki;
Sen bana yanmış birini getirmişsin bana yanmamış birini getir.
*****
ARABANDAN BULASIN!
Rahmetliden 12 Haziran 2002 tarihinde dinlediğim bir hatıra;
Haluk Eren Kozağaç’taki bahçesini suluyordu. Su diğer komşularla birlikte sıra ile alınmaktaydı. Bahçe kapısının önünde dururken, bir pikap hızla geldi. Ve yanında durdu. İçinden otuz yaşlarında iri yarı bir genç indi. Yüzünde kızgın ve asabi bir hal vardı.
Sert bir ifadeyle;
Utanmıyor musun dedi senden başka su sulayan yok mu? Bu su her gün senin bahçene mi akacak?
Haluk Eren;
Bak delikanlı dedi. Seni hiç tanımıyorum. Burada su sırayla alınır. Bugün de sıra bendeydi. Dükkanımı bırakıp geldim.
Genç adam daha da kızdı.
Az ileride birisi dedi senin hep böyle davrandığını suyu devamlı kendi bahçene akıttığını söyledi.
Haluk Eren sakin bir şekilde;
Buyurun dedi, birlikte gidelim o adamı bana da gösterin.
Genç adam;
Ne yani dedi o adam yalan mı söylüyor?
Haluk Eren;
Benden bulma da dedi, arabandan bulasın…
Genç adam söylene söylene pikabına bindi. Hemen az ileride küçük bir viraj vardı. Her ne olduysa virajı alamadı. Bir bahçeye girdi. Ve karşısına çıkan ilk kavak ağacına ne olduğunu bilemeden vurdu.
Kavak kırıldı. Pikabın tamponu eğildi. Bereket versin ki kendinde en ufak bir şey yoktu. Bahçe sahibi” Geçmiş olsun delikanlı” derken olaya çok yakın olan Haluk Eren olanları seyrediyordu.
Genç adam, bahçe sahibine;
Yok baba dedi ben bunu hak ettim. Bana arabandan bulasın dedi. Arabamdan buldum.
Sonra Haluk Eren’in yanına geldi. Elini öptü ve dedi ki;
Sen dedi Veli misin, deli misin Abi? Özür dilerim. Beni affet. Hiç yüzünden kalbinizi kırdım.
*****
Şiirlerinden bazılarını hatırasına hürmeten okurlarımızla paylaşıyorum;
BENDE POSTACIYIM
“Biri var ki her gün güler veririm / Biri var ki ayda bulur veririm / Biri var ki yılda selam veririm/ İşte Postacıyım böylece bende”
“Biri var ki her gün yavaş geçerim / Biri var ki ayda telaş geçerim / Biri var ki yılda beleş geçerim /
İşte Postacıyım böylece bende”
“Biri var ki her gün selam geçerim / Biri var ki her gün kelam geçerim / Biri var ki yılda alem geçerim / İşte Postacıyım böylece bende”
****
HECE
“Ana baba yazmayı / Yere ilkin basmayı / Ve sonra da gezmeyi / Sen hece etmedin mi?”
“Baharı gül dalında / Anlatırken dilinde / Hele gençlik yolunda / Sen hece etmedin mi?”
“Bil varlığı yokluğu / Her açlığı tokluğu / Bazen de o paklığı / Sen hece etmedin mi?”
“Ömür boyu aşkını / O doğrular köşkünü / Beş vaktin coşkusunu / Sen hece etmedin mi?”
“Ereni der kısaca / Hayat bir tür koşmaca / Mutlu mutsuz açmaca/ Sen hece etmedin mi?
*****
VARDIR
Her mevsimde çiçekler vardır
Renkleri ayrı ayrı
Her yaşta sevgiler vardır
Gülüşleri ayrı ayrı
Her yerde yolcular vardır
Yolları ayrı ayrı
Her gönülde sevdalar vardır
Aşkları ayrı ayrı
Her başta başlar vardır
Bakışları ayrı ayrı
Her canda can vardır
Giderler ayrı ayrı…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.