Yeniden aspir
20 yıl kadar öncelerine gidelim. Akademisyenliğim yanında, siyasette yeni bir dönemle beraber Tarım Bakanlığında önemli bir vazife almıştım. Vazifemin ağırlığını ve mesuliyetini biliyordum. Zira bu görevi 28 Şubat öncesinde de üstlenmiştim bu sebeple Türkiye tarımında ki eksiklikleri ve çözüm yolları hakkında bilgim vardı ve ne yapılacağını biliyordum. Bu da benim için bir şanstı.
Tarımda esas konulardan biri yağ bitkileri konusunda ki ülkesel açığımızdı. Yıllar yılı süren bu açık o dönemde de büyüyor, ihtiyacımızı karşılamak üzere ödediğimiz para 4.5 milyar dolarlara ulaşıyordu.
Mesele hakkında çözümler üretmek üzere sadece Bakanlık nezdinde değil, yağlı tohumlu bitkilerin (tohum ve yemeklik hamyağ) ticaretini yapan, işleyen ve satışa sunan özel ve tüzel kurumlarla da dirsek temaslarımız oluyor onların da fikirlerini alıyorduk. Zira onlar işin mutfağında idiler.
Bunlar arasında konu ile ilgili politika üretmek üzere Yağ Sanayicileri Derneği ile yakından ve samimi temaslarımız oluyordu. Özel sektör temsilcisi bu kurumla zor olsa da üretimi artırmak için sözleşmeli tarıma geçme ve desteklemelerin artırtılması üzerinde duruyorduk.
Bunları tartışılırken o zamanda dünya ekonomisini zorlayan petrol krizi devreye girdi. Petrolün varili 100 dolarları aşmıştı. Bu sebeple de tüketici ve bazı sanayiciler alternatif enerji kaynakları üzerinde duruyor, bunun için de tüketime en yakın olan bitkisel yağları işlemeden veya yarı işlemlerle tüketime sunuyorlardı. Böyle de olsa Türkiye’de hiçbir teknolojisi ve standardı olmayan, biyodizel denen bir yakıt ortaya konuyordu. Aspir ve kanola bitkileri için esas yolculuğumuz da bundan sonra başlıyordu.
Konu Aspir ve kanola üzerinde durmaya değecek kadar önemliydi. Zira bu bitkiler dünyada kendini kabul ettirmiş, ülkemde bir zamanlar az da olsa üretilmesine rağmen unutulmuştu. Kötü bir tecrübe geçiren bu bitkiler üzerinde samimi ve inanarak başladığımız bu yolculuk daha önceden olduğu gibi başarısız olmamalı idi. Bu sebeple de üretim ve tüketim felsefemizi sağlam bilgiler üzerine kurduk.
Aspir ve kanola üretimini o zamanın biyodizel hammaddeleri olarak devreye alınmasını savunduk. Önceliğimiz bu bitkilerin üretimini bir şekilde ülkemize kazandırmak, buna ulaşmak için de üretici nezdinde onları tanıtmaktı. Köy, kasaba, şehir; üretici, işletme ve tüketici; devlet, özel sektör, birlik demeden gezerek konferanslar, paneller, bilgi şölenleri yaptık. Çeşitli tenkitler de, övgüler de aldık.
Çeşitli bakanlıklarla (Tarım, enerji, maliye, Çevre) bakanlıkları, Tarım Kredi, EPDK vs. gibi kurum ve kuruluşlarla bağımız oldu. Hiç bilinmeyen biyoyakıtların standart ve değerlerini kazandırdık. Esas meselemiz aspirin kaliteli yağını biyodizele işlemek değil, üretici ve tüketiciye tanıtmaktı. Bunun karşılığını da aldık. Üretim 2000 li senelerde sıfırken, 15 sene sonra 70 binli tonlara çıktı. 2015 li yıllarda çeşitli sebeplere bağlı olarak üretim 20 bin tonlara kadar düştü.
Felaketler istenmez ancak bazen de işe yarıyor. 3 sene önce başlayan Pandemi, insanları kısmen de olsa kendine getirdi, pahalılık ve savaşlar da buna eklenince ülkesel temelde ülkeler temel gıda ihtiyaçlarını karşılamak üzere ülkesel potansiyellerine yöneldiler. Ülkem de özellikle yemeklik yağ ihtiyacını karşılamak üzere yeniden Aspir bitkisine döndü. Gelinen noktada aspir; yağının kalitesi, üretiminin kolay ve ucuzluğu, kuraklığa dayanıklılığı, en önemlisi de yağa işlenmesinin kolay olması ile üretici ve tüketici için vazgeçilmez oldu. Şimdilerde geleneğimizde var olan bulgur ve un ihtiyacı için özel bitkiler üreten üretici, yağ için de aspir bitkisine yöneldi.
Bunun için arazilerinin bir kısmı Aspir’e ayrılıyor, hem kendi, hem ticari olarak kasaba ve köylerde küçük-büyük soğuk sıkma tesisler kuruluyor. Üreticiler de kendi ihtiyaçları için aspir üretimi yapıyor. Böylece de 20 sene önceki üretim idealimiz gerçekleştirilerek kurak bölgelere uygun olan, yağ için elzem olan aspir bitkisi üretimi ile ilgili vazifemizi yapmış oluyoruz.
Aspir ülkem için her yönüyle ve her kesim için önemli bir bitkidir.
Aspir yağını tatmanız, sağlık ve huzura ulaşmanız dileklerimle; kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.