AŞKIMIZ ESKİ BİR ROMAN
Edebiyatımızın polisiye türünde, özellikle ‘ Başkomiser Nevzat’ karakteriyle nam salan Ahmet Ümit’in aynı türde yeni kitabı, Ümit’in yeni yayınevi Yapı Kredi’den çıktı; Aşkımız Eski Bir Roman.
Kitap 223 sayfadan müteşekkil ve üç uzun hikayeden oluşuyor. Kitabın ön ve arka kapaklarında türüyle ilgili bir ibare bulunmadığı için roman sanılabilir ama ‘Aşkımız Eski Bir Roman’ üç uzun hikayeden oluşan bir eser.
Aşkımız Eski Bir Roman’ı okuduktan sonra roman ve hikayede polisiye türünü okumada aldığınız hazzın farklı olduğunu hissedeceksiniz. Girift bir hal almayan, ince detaylar ve ayrıntılı tasvirler aktarmayan, iç içe şaşırtıcı kurgusal unsurlarla bezenmeyen bir polisiye eser sadece katilin kim olduğunu merak ettiğimiz sıradan bir okuma edimine dönüşüyor. Ümit de hikaye sınırları içinde kalma zorunluluğundan dolayı, okuyucuyu yeterince şaşırtma, hatta tabiri caizse ters köşe etme hallerini yaşatamıyor. Üç hikayenin her birinde tek olay, tekdüze bir ilerleme, şahıs kadrosunun azlığından dolayı tahmin ve heyecanın belli dozda kaldığı bir kitap Aşkımız Eski Bir Roman.
Kitaba da ismini veren, en uzun hikaye olan(90 sayfa) Aşkımız Eski Bir Roman adlı ilk öyküde zengin bir adamın Pera Palas otelinde Agatha Christie kılığına girmiş bir kadın tarafından öldürülmesi anlatılıyor. Edebiyata düşkünlüğü babadan miras kahramanımız, birlikte olduğu kadınları okuduğu romanlardaki kadınların kılığına sokmaktan zevk almaktadır. Bu detay bana Zülfü Livaneli’nin çok satarı ‘ Kardeşimin Hikayesi’nde her odanın kitap konularıyla alakalı şekilde adlandırılmasını hatırlattı. Cinayeti kimin işlediği konusunda tahmin edeceğimiz kişi sayısı, öykü türüne uygun olarak oldukça azdır: Adamın eski ve yeni eşleri, eski eşinin kız kardeşi ve psikiyatristi. Katilin verdiği mesaj ise sevgi, sevdiğini tekrar kazanmak için sonuna kadar uğraşmaktır.
İkinci öykü Overlokçu Kız, 52 sayfa. Burada ilkine göre daha zengin ve çeşitli huylarda karakterle karşıyayız. Okuyucunun cinayeti kimin işlediğine dair tahminini biraz daha girift hale sokan kurgusu var.
Abisiyle birlikte köyden şehre taşınan genç ve güzel bir kız, köyden tanıdıkları bir adamın tekstil atölyesinde çalışmaya başlarlar. Kız overlokçu, abisi ise gece bekçisi olarak işe alınmıştır. Abisi köyde olduğu gibi bazı kötü alışkanlıklara tutulur, çevreyi rahatsız eden serseri tiplerle arkadaşlık kurar. Kızın planları ise daha zengin olmak, her istediğini kendisine alabilecek zengin bir kocayla evlenebilmektir. Bu konuda engel ise, kızın aşiretlerindeki bir gençle beşik kertmesi olmasıdır. Bir gece çalıştığı atölyede öldürülür, sabah bulunan kanlı cesedinin yanında uyuşturucu müptelası kardeşi baygın vaziyette yatmaktadır. Başkomser Nevzat ve yardımcıları Ali ile Zeynep vakit kaybetmeden cinayeti kimin işlediğini soruşturmaya başlarlar.
Kitaptaki son öykü olan Sergey Nikolayeviç Jerkovski’ye Ne Oldu?’da uluslararası sulara açılıyoruz ülkemiz sınırlarını aşarak. Kanserin çaresini bulan bir Rus doktor, aşık olduğu evli bir Türk kadın, kanser olan çocuğuna çare arayan bir mafya babası, ilacın peşindeki gözlerini hırs bürümüş kişi ve firmalar hikayenin kadrosunu oluşturuyor. Meçhul bir şekilde ortadan kaybolan bilim adamının akıbeti pek de sürpriz olmayan bir finalle aydınlanıyor.
Eserleri 27 farklı dilde yayınlanan, uluslararası bir okur kitlesine ulaşan Ahmet Ümit, daha önce ‘ Aşk Köpekliktir’ adında aşk temalı öykülerden oluşan bir öykü kitabı yayınlamıştı. O kitaptaki öyküleri kısa, öykü türünün ve polisiyenin sınırlarını zorlamayan bir yapıya sahipti. Aşkımız Eski Bir Roman’da ise uzun hikayelerde roman tadı arıyor okuyucu; olayı çözmek, çözerken de tahminlerde bulunmak, yer yer şaşırmak, kahramanların ağzından aforizmalar duymak istiyor. Tüm bunları ne kadar uzun olursa olsun, novellaya yaklaşırsa yaklaşsın öykü kalıplarında bulmak elbette zor. Bu yüzden Aşkımız Eski Bir Roman’da detay, girift bir kurgu, ayrıntılı tasvirler, etkileyici aforizmalar yok, dolayısıyla son tahlilde afilli bir polisiye tadı da yok.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.