Bir müjde, Venezuela ve Konya Ovası!
Önce bir müjdeyle başlayalım isterseniz! Son günlerde güzel müjdelere hasretiz! Bu müjde o müjdelerden! Tamda sükutu hayale uğradığımızı düşünürken gelen bir müjde!
Tarla gününden bir gün evvel, yani 14 Haziran 2022 Salı günü Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü arazinin imara açılmasıyla ilgili yapılan arazi tahsisi durduruldu.
Bu konuda 2 yıllık geçici bir tahsis yapılmış!
Konu ile ilgili yazmış olduğum “Bahri Dağdaş ve Tarla günü” adlı köşe yazım bu güzel haberle buluştu.
Ne kadar sevindiğimi anlatamam!
Dilerim bu geçici tahsis, kalıcıya dönüşür! Dilerim, bu müjde Bahri Dağdaş’a yeni bir can suyu olur! Dilerim, Bahri Dağdaş siler gözyaşlarını, tekrar ayağa kalkar, doğrulur, toparlanır!
Dilerim Konya adına, Tarım adına, Konya ovasına emek veren çiftçi ve köylü kardeşlerimiz adına, kalbi tarım için çarpan vefakar ve cefakar ziraatçi kardeşlerimiz adına hayırlı olur!
Bu haberin tarla günü öncesi gelmesi inanın çok anlamlı!
Haberi ve o haberin içeriğinde yer alan müjdeyi 14 Haziran 2022 gecesi aldım!
Müjde böylesi bir müjde olursa derman yetmez!
Bu ne demek bilir misiniz?
Küskün tarla kuşlarının tarlalara geri dönmesi demek! İçine kapanan tarla güllerinin yeniden açması demek! Tarla türkülerinin karamsarlıktan, efkardan ve hüzünden sıyrılıp tarlanın neşesine neşe katması demek! Tarlaların tarlalara emek veren insanımıza tekrar gülümsemesi demek!
Yüzü gülsün tarlaların! Yüzü gülsün Konya’nın!
Yüzü gülsün artık Bahri Dağdaş’ın!
Bahri Dağdaş’ın Uluslararası statüsünün alındığı dönemde de aynı hüznü, aynı üzüntüyü yaşamıştık.
Enstitünün birinci sınıf tarım arazisinin imara tahsisi kararında da!
Bu müjde, Bahri Dağdaş’a derin bir nefes aldırdı.
*****
Venezuela, Güney Amerika’da bir ülke! Ekvator kuşağına yakın! İklimi bizim iklimimize benzemez! Bir hayli sıcak! Hatta, sıcak, sıcak çok sıcak! Buğday yetişir mi, nasıl bir buğday yetişir, Uzman değiliz bilmiyoruz! Ahkam kesmeye de niyetimiz yok!
Venezuela Devlet Başkanı Maduro, Tarım Bakanımızın açıklamasında yer aldığına göre; ‘Bizim ülkemizde üretim yapın’ diye teklifte bulunmuş. ‘100 kilo buğday üretin 70’ini alın kendiniz dışarıda değerlendirin, 30'unu bize bırakın yeter’ demiş.
Türkiye Venezuela arası “on bin beş yüz atmış üç kilometre!”
İstanbul’dan uçakla 12 saat 16 dakika!
En büyük alternatifi Konya! Konya ise burnumuzun dibinde…
Üstelik bu şehirde, üzerinde kara bulutlar dolaştırdığımız Uluslararası niteliklere sahip, mazisi bir asırdan fazla Bahri Dağdaş gibi bir Tarımsal Araştırma Enstitümüz var!
Lakin Venezuela nere, buğdayı orada ekmek, dikmek nere!
Hadi ektin diyelim! Hadi biçtin! Hadi hasadını da yaptın!
Uçakla gelmez! Gelse gelse, gemiyle gelir!
Ne zaman gelir, nasıl gelir, kaça gelir?
*****
Mümbit Konya Ovası! Kimseyi mahcup etmez! Buğday ekeni boş çevirmez! Ambarlar dolar, taşar! Rekolteler kırılır!
Altın renkli başaklar boy vermeye başladı mı, yüzler güler!
Ta…Venezuela’ya gidinceye kadar, dönün yüzünüzü Konya’ya…
Konya ovasına, çiftçisine ve köylüsüne destek verilirse, destek olunursa, omuz verilirse, bir Türkiye’yi daha doyurur!
Eskiden git gel Konya altı saat derlerdi ya, onlarda bitti!
Konya için uzaklar, komşu kapısı kadar yakın oldu!
Unun hası, birinci sınıf olanı burada! Buğdayın en verimlisi bu ovada!
Venezuela hikayesi duyulunca, ne mi dedi insanlar?
Önce, “ Haydaaa! Ne işin var çayda!”, ardından da…”Haydaaa! Ne işimiz var Venezuela’da!” deyiverdiler!
Aklın yolu bir demişler. Herkesin aklına ilk neresi geldi?
Buğday ambarı olan Konya Ovası!
İşte tamda burada Bahri Dağdaş’ın önemi bir kez daha ortaya çıktı!
Ne mi diyor insanımız?
Ova arıyorsan Konya Ovası! Şehir arıyorsan Konya! Anadolu’nun ortasında, en merkezi şehirlerden birisi! Karayolu, demiryolu, hava yolu hepsi mevcut! Bir eksiğimiz deniz yani Akdeniz! Ona da ulaşmaya az kaldı!
****
Çok şükür kendi coğrafyamızda yetişmeyen hiçbir şey yok! En başta buğday!
Sebze ve meyve konusunda ise üstümüze yok! Lakin elimizden bir tutan olmalı, elimizi tuttuğunda bir daha bırakmamalı!
Hz. Mevlana diyor ki; “Bırakacağın eli hiç tutma, tutacağın eli ise hiç bırakma.” Bizim siyasilerimizden beklediğimiz de bundan ibaret! Elimizi uzattığımızda, elimiz havada kalmasın!
Bizim elimizden kim tutarsa, bu badirelerden, bu yangınların alevlerin içinden hep birlikte çıkar kurtuluruz! İnsanımız diyor ki; tut elimi, tutayım elini! Bir elin nesi, iki elin sesi var, birlikten kuvvet doğar bizim deyimlerimiz değil mi? El ele verdiğimizde nelerin üstesinden geldiğimizi, gelebildiğimizi defalarca görmedik mi, ortaya koymadık mı?
Asla ve asla ümitsiz değiliz! Yapılacak şey belli!
Tarım arazilerine acil geri dönmek! Hem de hiç vakit geçirmeden!
Küskün çiftçimizi ve köylümüzü tarlası ve arazisiyle barıştırmak!
Onun da yolu bu küskünlüğü sona erdirmek! Aşılamayan ne varsa aşılmasına destek olmak!
Mazotta, gübrede, tohumda, elektrikte yani her neye ihtiyaç varsa indirimlere gitmek, arka çıkmak, insanımızın yanında olmak, sıkıca elinden tutmak ondan sonra da, boş tek bir metre kare tarım arazisi kalmayacak demek! Yani sil baştan, yeni bir coşku ve heyecanla Tarım seferberliği başlatmak!
*****
Venezuela Türk tarımını, Türk çiftçisini, Türk köylüsünü daha da küstürmekten başka bir şey değil!
Bunun adı, sizce de, Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmaya benzemiyor mu?
Tarım gözümüzün önündekini görmek, elimizin altındakini değerlendirmek, öyle uzaklara, çok uzaklara gitmek olmamalı. Kolay olanı zorlaştırmak ise hiç!
Anadolu, binlerce yıldır tahılın anavatanı! Konya Çatalhöyük, buğdayın Anadolu’daki izlerini binlerce yıl ötesinden bugünlere taşıyan eşsiz bir örnek!
Bu işin çözümü Konya ovası! Ovanın dili olsa da konuşsa! Onun yerine Tarih konuşuyor, bulgular buğday için Amerika’ya gitmeye gerek yok diyor, burası buğdayın en sevdiği coğrafyalardan biri. Gör artık, dur artık, duy artık!
Daha ne diyelim ne söyleyelim? Neden ta…Venezuela’ya gidelim?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.