Konya Büyükşehir Belediyesi’nin her yıl düzenlediği ve bir gelenek halin getirdiği Konya Kitap Günleri etkinliği 19 Ekim tarihinde başladı. Halen devam eden ve çok özel olduğunu düşündüğüm bu etkinlikler 27 Ekim tarihinde son bulacak…

Yaklaşık 8 gün sürecek olan Konya Kitap Günleri’nin ilk günü olan geçtiğimiz Cumartesi günü etkinliklerin yapıldığı Selçuklu Kongre Merkezi’ndeydim…

Adına ister etkinlik, ister kültür bayarım, ister kitap şöleni deyin…

Önemli olan adının ne olduğu değil, içinin neyle doldurulduğudur.

Ve gittiğimde gördüm ki, Selçuklu Kongre Merkezi bugüne kadar ev sahipliği yaptığı etkinlikler içinde en kıymetli olanı için kapılarını aralamış.

Daha kitaba, yayınevlerine, yazarlara yönelmeden, kapının girişinde sizi müthiş bir ortam karşılıyor.

Bu yılki etkinliklerin teması olan ‘Özgürlük İçin Oku’ o devasa merkezin her yerinde çeşitli argümanlarla göze ilişiyor.

İnsanı kitapların derin dünyasına götüren organizasyonun daha kapısını aralarken sizi Mescid-i Aksa’nın bir maketi karşılıyor.

Organizasyonun niyetini, cihetini, düşünce altyapısını, bakış açısını, vermek istediği mesajı daha girişte almaya başlıyorsunuz.

Kitaba doğru attığınız her adımda sizi yine özgürlük temalı argümanlar karşılıyor, selamlıyor. Dikkatinizi cezbediyor. Hemen durup, orada verilen mesajları zihninize iyice yerleştiriyorsunuz.

Hedef kitlesi tüm insanlık olmakla birlikte özellikle gençlerin büyük ilgi gösterdiği kitap şöleninde etraftaki özgürlük ve Filistin temalı görsellere gösterilen yoğun ilgi de aslında hangi yaşta olursa olsun, insanımızın içindeki insanlık duygusunun, yaşanan zulmü unutmadığının, dünya gerçeklerinin farkında olduğunun, hayatı nasıl anlamlandırdığının ve zulüm karşısında bir duruş gösterildiğinin bir göstergesi…

Bu mesajlarla birlikte o devasa Selçuklu Kongre Merkezi’ndeki salonları tek tek gezmek için yöneldiğinizde en az bir gününüzün burada geçmesi gerektiğini anlıyorsunuz. Zaten çıkmak isteseniz de çıkamıyor, kitapların mana dolu derin dünyasında ilerlerken huzura doğru ilerlediğinizi fark ediyor ve çıkmak dahi istemiyorsunuz.

Okumak istediğiniz yahut okuduğunuz bir kitabın yazarını karşınızda bulmak an meselesi… Bir anda elinizdeki kitabın yazarını karşınızda bulabiliyorsunuz. Okurla yazarın ortak paydası olan kitap okuru ve yazarını zihin dünyasında buluşturduğu gibi, gerçek hayatta da buluşturmuş oluyor.

Size tavsiyem, etkinlik takvimlerini de dikkatle takip etmeniz yönündedir.

Çünkü her gün, onlarca yazarın söyleşisi oluyor. Bu söyleşilerde hayranı olduğunuz birçok ismi birebir dinleme, onun hayatından kesitler bulma, hatta kafanızdaki soruları doğrudan sorup cevap bulma şansı da yakalıyorsunuz.

Tüm bunlarla birlikte şunu da görmüş oluyoruz;

Her yıl dalga dalga büyüyen bu etkinlik, yine her yıl katılımcı sayısını da katlayarak artırıyor. Geçtiğimiz yıl yanılmıyorsam kitap şölenine 1,7 milyon kişi katılım sağlamıştı. Sadece Konya’dan değil, Anadolu’nun dört bir yanından insanlar bu kitap şöleninden paylarına düşeni almak için Konya’da buluşmuştu.

Bu yıl öyle tahmin ediyorum ki, ziyaretçi sayısı Konya nüfusunu aşacak…

Ve bu rakamlar, organizasyona gösterilen yoğun ilgi, organizasyonu Anadolu’nun en büyük kitap etkinliği haline getiren alaka, insanımızın aslında kitaba küskün olmadığını, sanılanın aksine kitap okuduğunu ve kitapların deryasında damla nispetince de olsa yer aldığını gösteriyor.

Başlıkta da sorduğum gibi, kim demiş kitap okumuyoruz diye?..

Onu diyeni bir bulsam, Selçuklu Kongre Merkezi’ne salıveririm. Bakalım tekrar aynı yorumu yapabilecek mi?

Etkinliklerin henüz başındayız. Önümüzdeki Pazar akşamına kadar kitap şöleni devam edecek. Buradan son cümlelerimde, milyonlarca kitabı, yüzlerce seçkin yayınevini, yazarları biraraya getiren; imza günleri, konferanslar, seminerler, gösteriler ve tiyatro etkinlikleri ile eğlendiren ve eğlendirirken düşündüren bu etkinliği kaçırmamanızı tavsiye edelim.