Mesafeyi korumayan kul hakkına girer
Hava sıcaklıklarının bir anda yükseldiği, termometrelerin 35 dereceleri gösterdiği yaz mevsimin bir anda geldi…
Bayramdan birkaç gün öncesine kadar yaza duyduğumuz özlemi birbirimize anlatırken, şimdilerde bunaltıcı sıcakların etkisinden kurtulmak için adeta kaçacak delik arar olduk…
Hava sıcaklığı insan fizyolojisine doğrudan etki ediyor. Bu durum dikkat eksikliği, dalgınlık gibi durumları da beraberinde getiriyor. Tabi bu durum zaman zaman acı olaylarla yüzleşmemize neden olabiliyor.
Özellikle trafikte bir anlık dikkatsizliğin nelere mâl olabileceğini acı tecrübelerle görüyor ve öğreniyoruz.
Son günlerde Konya’da trafik kazalarının sayısının bir hayli fazla olmasını doğrudan hava sıcaklığına bağlayamayacak olsak da etkisinin varlığından şüphe yok. Yine bu trafik kazalarına baktığımız zaman en önemli nedenin trafik kurallarını ihlal etmenin baş aktör olduğunu görüyoruz.
Trafikteki kurallar uzun zaman içerisinde ortaya çıkan deneyimler neticesinde ortaya koyulmuş. İnsanların hem kendi can ve mal güvenliklerini korumak, hem de trafikteki diğerlerinin can ve mal güvenliğine zarar vermemek adına tecrübeler ve deneyimler ışığında dizayn edilmiş kaideler bütünü olarak beliriyor.
Bunlara uymamanın acı tablosunu dün Konya’da meydana gelen trafik kazalarında bir kez daha görmüş olduk.
Şehrin orta yerinde, en işlek caddelerden biri olan Yeni İstanbul Caddesi’nde meydana gelen trafik kazasının kamera görüntüleri aslında neyi anlatmak istediğimi açıkça ifade ediyor.
Trafikteki en önemli kurallardan biri de takip mesafesini korumak. Önünüzdeki araçla aranızdaki mesafeyi koruyamazsanız olası trafik kazalarına davetiye çıkarırsınız.
Hele Yeni İstanbul Caddesi gibi trafiğin sürekli aktığı bir yolda önünüzdeki aracın adeta tamponuna dayanıp gidecek olursanız davetiye çıkarmaktan öteye geçmiş olursunuz.
Sürekli kullandığım bir yol olduğu için ne kadar nizami olsa da bir o kadar tehlikeli bir yol olduğunu gayet iyi biliyorum. Hatta şunu da söyleyebilirim ki neredeyse her gün bu yol üzerinde bir trafik kazasına şahitlik ediyorum. Tabi bunların büyük bir bölümü basit sıyrıklarla atlatılmış ya da maddi hasarlı kazalar olduğu için pek de haber niteliği taşımıyor. Ancak zaman zaman ölümlü kazalar meydana geliyor ve meselenin ne kadar derin olduğu ortaya çıkıyor.
Dün yaşanan kazanın görüntülerinde takip mesafesini korumamanın ve bunun sonucunda arkadan çarpmanın ceremesi acı bir şekilde anlatılıyor. Allah hepimizi kazadan, beladan, felaketlerden korusun.
Takip mesafesine dikkat çekmekle birlikte benim bahsetmek istediğim bir husus daha var. Bu yolun büyük bölümü 3 şeritli… Yolda ayrıca EDS yani elektronik hız denetleme sistemi var. Hız sınırı otomobiller için yolun bir bölümünde 82; bir bölümünde 70 kilometre.
Buna rağmen bazı araç sürücüleri yolun en sol kısmını adeta gasp edip 50-60 kilometre hızlarla ilerlemeye çalışıyor. Yani aslında bazen hız limitinin çok altında ve en sol şeritte ilerlemeye çalışan sürücüler de trafik kazalarına sebep olabiliyor.
Bilmiyorum, belli bir hızın altında gitmek de suç mu… Ama en azından yavaş gidecek olanlar yolun sağ şeridini kullansa trafik akışı tıkanmayacak ve daha rahat, konforlu ve güvenli bir seyir sağlanmış olacak.
Bir husus daha var…
Kameralarla sürekli izlenen, anlık denetlenen, hız sınırı aşıldığında otomatik olarak plakaya ceza yazılan, hız sınırının aşıldığı hem görüntü hem de fotoğraf ile ispat edilen bu yolda zaman zaman makasçılara da rastlayabiliyoruz. İnanın en tehlikelisi bunlar…
Sözde iyi şoför ya bu arkadaşlar… Sözde iğne deliğinden bile geçerler ya… Trafiği alt üst etmekte üstlerine yok. Zannediyorlar ki iyi şoför olmak daracık alanlara ani manevralar yapmak. Her bir makaslarında trafikteki diğerlerini nasıl tehlikeye attıklarını bilmiyorum ama hiç düşünmüyorlar sanırım. Dahası trafikteki kurallara uymamanın bir de kul hakkı boyutu var. Hoş insanı düşünmeyen, cana değer vermeyen, kul hakkını neylesin…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.