Emanet akıllılar
Hepimiz uyuyoruz
Yaşlımız ve gençlerimiz, hepimiz.
Kimse uykusundan uyanamamış sanki.
Bir dolmuş klasiği.
13-14 yaşlarında iki erkek çocuğu yanyana oturuyorlar ve gülüşüyorlar.
Arkalarında, onlardan biraz daha büyük 16-17 yaşlarında iki kız çocuğu, ellerinde akıllarını emanet ettikleri akıllı telefonlarla oynarken kikirdeşiyorlar.
Dolmuşa kucağında ki çocukla bir bayan ve yaşlı bir teyze biniyor.
Kimse farkında değil gibi görünse de, belli ki umurlarında değil onlara yer vermek.
Dedik ya uyuyorlar. Gülüşen çocuklar nasıl uyur demeyin.
Öyle bir uyuyorlar ki gözleri felfecr okur ama ruhları uyur.
Değil mi ki; ninelerimizin annelerimizin dizinde sallanırken bize okudukları “ uyusun da büyüsün ninniii”
Değil mi ki ilkokul da ilk hece çalışmamış “ Ali yat uyu, yat uyu Ali yat”
Uyumaktan başka ne yapsın çocuklar.
Otuz beş yaşlarında biri çocuklu bayana yer veriyor da, onlarda hala tık yok saygı ve hürmet adına.
Sanırım serpici bu yardımseverlik, onu gören yanında oturan aynı yaşlardaki diğeri de yaşlı teyzeye yer veriyor.
Bir an aklıma geliyor büyüklerimizin verdiği mesel; nasıl hürmet ederseniz yaşlanınca da aynı hürmeti görürsünüz, ne ekerseniz onu biçersiniz sözleri. Acaba bu çocuklu bayan ve yaşlı teyzem de yaptıklarını mı çekiyor diye düşündüm.
XXX
Sevgili hayvan sever dostlar.
Ne olur evinizde besleyip büyüttüğünüz hayvanları başıboş olarak parklara sokaklara bırakmayın.
Besleyip büyütmekle olmuyor, ne olur eğitimlerine dikkat edin.
Toplum içerisinde nasıl davranması gerekir onlara öğretin.
Dört ayaklıların yapmadıklarını onlar parklarda yapıyor.
Ne olur onları parklara göndermeden önce evinizde bir imtihana tabi tutun.
Ellerine bir avuç ayçekirdeği verin. Ve davranışlarını gözleyin. Halının üzerine mi atıyorlar, yoksa diğer ellerinde çöplerini biriktirip kalkarken çöp tenekesine mi atıyorlar?
Bir gün parkta yürüyüş bandının kenarında oturan iki ayaklı iki yaratık, oturdukları bankın etrafına çekirdek küllükleriyle desen vermişler!
Yürüyüşte yanımda olan arkadaş yanlarına sokulup “oturma odanızda da aynısını yapıyorsanız devam edin” dedi. Bir sonra ki turda yine aynısını görünce, gerçekten dört ayaklıların bu iki ayaklılardan daha anlayışlı olduğunu fark ettim. En azından onlara “hoşt, pist” derseniz, kızarsanız oradan uzaklaşırlar.
Sakın hayıflanmayın, üzülmeyin ve kınamayın. Bunların hepsi sizin, bizim ve onların eseri. Neyi nerede nasıl yiyeceklerini, nasıl davranmaları gerektiğini, birlikte yaşamanın sorumluluklarını anlatamadık. Maalesef hala tarlada yürüdüğünü, elindeki çöpü tarlada gibi yere atacağını zanneden bu iki ayaklılar bizim eserimiz.
Hayrını görelim, beslemeye ve böyle iki ayalıları yetiştirip topluma başıboş salmaya devam edelim! Başıboş salalımda, belediyelerin başıboş köpeklere yaptıkları gibi aşılarını yapıp kulaklarına küpelerini çakalım ki, hem sahiplerinin kim olduğunu bilelim, hem de aşılanmışlar mı bilgimiz olsun.
Maazallah ısırırlarsa kuduz olmayalım.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.