Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ndeki Konya
On yedinci yüzyılın Konya’sı nasıl bir şehirdi, neler konuşulurdu, nerelere gidilirdi, bu gibi sorulara cevap bulabilmek için Seyahatname’yi tekrar gözden geçirdik. Evliya Çelebi yirminci seyahatini Konya’ya yapmıştır. Bakın Evliya Çelebi Konya’yı hangi sözcüklerle anlatmış… Konya Arifler Sultanı Celalettin Rumî Hazretleriyle 77 tabakalık büyük evliyaların teveccühüne mazhar olmuş, gönül alıcı bir şehirdir. 9000 kadar bağ ve bahçesi vardır. Buraların yabancısı bu bağların içine girse kaybolur gider. Güzel sesli kuşların nağmesinden insan taze hayat bulur. Konya, Meram bağının doğusunda düz bir ovada kurulmuş mamur bir şehirdir. Evliya Çelebi Konya’nın büyük bir ova olduğundan ve o güne kadar gezdiği yerlerde böyle güzel bir ova görmediğinden bahseder. Hatta bu kısımda biraz abartılı bir benzetme bile yapar. Budin’de Peçuy mesiresi, Sirem şehrindeki Baruthane mesiresi, Kırım yarımadasının Sudak Bağı, İstanbul’un bahçe ve gülistanları, Malatya’nın Aspuzu’su, Tebriz’in Şah-ı Cihan Bağı bu Konya’nın Meram mesiresinin yanında bir çimenlik bile değildir.
Konya’daki camilerin en eskisi, iç kalede Sultan Alâeddin Camii’dir. Dil ve kalemle anlatılamayacak kadar sanatkârane bir eserdir. Üçler Mezarlığı yakınlarında olan Sultan Süleyman Han Camii birer şerefeli iki minareli, geniş ve kurşunla örtülü bir camidir. Konya’nın mescitleri ve çeşmeleri de çoktur. Çeşmelerin kaynakları hep Meram’dadır. 300’den fazla sebili vardır. 11 tane aşevi olup bunların en meşhuru Mevlâna Tekkesi İmareti ile Sultan Süleyman Han İmareti’dir. Hamamlarının en çok bilineni Asitane Hamamı olup eski tarzda, suyu güzel bir hamamdır. Kale içindeki Sungur Hamamı da böyledir. 340 kadar bağlı, bahçeli, akarsulu sarayı vardır. Bunların en güzeli Paşa Sarayı’dır. Tekkelerinden en eskisi Şemsi Tebrizî Tekkesi’dir, mahkeme yakınlarındadır, burada bazı zamanlar Mevlevi ayini yapılır.
Konya halkı genellikle Hanefi mezhebindendir ve Türk’tür. İleri gelenleri, bilginleri, din adamları ve Mevlevi dervişleri çoğunluktadır. Havası ve suyu güzel olmasından dolayı bütün halkı sağlam ve güçlü yapılıdır. Evliya Çelebi burada ilginç bir tespitte bulunur. Konya’nın helvacı ve berber gençleri meşhurdur. Hususi helvacılar çarşısı vardır. Bedestenin zengin esnafında dünyanın en kıymetli ve en nadir mallarını bulmak mümkündür.
Konya’da 7 çeşit buğday yetişir. Devedişi denen bir iyi cinsi vardır ki ancak Şam civarında yetişir. Tahılı ve otları çok, tarlaları çok bereketli bir şehirdir. Evliya Çelebi bunları anlattıktan sonra Konya yemeklerinden de bahseder. O dönemin en meşhur yiyecekleri şunlardır; Beyaz ekmek, kahi (bir tür kuru poğaça), çörek, ballı börek, helva, zülbiye (bir hamur tatlısı), pandi (şekerli ve yumurtalı bir tatlı), pişmaniye, tahine, sabuni (nişasta helvası), beyaz halka (undan yapılan bir tatlı). Tabii ki çok zengin bir mutfak kültürüne sahip olan Konya’nın yiyecek çeşitleri bunlarla sınırlı değildir. Bunlar sadece Evliya Çelebi’nin bahsettiği yiyecek çeşitleridir.
Evliya Çelebi kitabının Konya’yla ilgili bölümünün sonunda Konyalılar çoluk çocuklarıyla birlikte 8 ay Meram’da oturur der. Meram’da bağ evleri, kulübeler, camiler, mescitler, hanlar, hamamlar, çarşı ve pazaryerleri vardır. Ahalisinin Konya’ya gelmeye pek ihtiyacı yoktur. Her nevi ihtiyaçlarını Meram’da karşılamaları mümkündür.
Aradan yaklaşık dört asra yakın bir zaman geçti. Seyahatname’de anlatılan bunca güzelliğin çok azı günümüze kadar ulaşabildi. Kitapta bahsedilen yerler, binalar, bağlar, bahçeler, çeşmeler, insanlar, yemekler büyük oranda değişime uğradı ya da yok olup gitti. Yaşadığımız şehrin kıymetini anlayabilmek için şehrin tarihini öğrenmek ve ona her yönüyle sahip çıkmak gerekir. Bu vesileyle merhum Evliya Çelebi’yi minnet duygularıyla yâd ediyor, Cenab-ı Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyoruz.
TAZİYE: Gazetemizin sahibi Harun Akgül Bey’in annesi Şerife Akgül Hanım’ın vefatını üzüntü içerisinde öğrendim. Merhumeye Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabr-ı cemil niyaz ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.