Erol Sunat

Erol Sunat

Öğretmenim!

Öğretmenim!

Öğretmenlik hayatımın ilk adımı her birimizin Mektebi Şahane dediği Bursa Eğitim Enstitüsüydü.

İzmir-Ödemiş Lisesi mezunuydum. Aynı sınıfta birlikte okuduğumuz sınıf arkadaşım Süreyya Özgören’le birlikte, Bursa’yı yazıp, yatılı olarak kazandığımız bir okuldu.

Bursa Eğitim Enstitüsü ve kurada çektiğim ilk görev yerim olan Gümüşhane-Kelkit-Söğütlü Ortaokulu benim uğurum oldular.

Söğütlü, Bursa Eğitim Mezunu olan bizlerin ardı ardına görev yaptığı bir köy oldu. Bu olay meslek hayatımızda zor rastlanan hadiselerden biridir.

Askerlik nedeniyle Söğütlü’den ayrılmamın ardından, okul arkadaşlarımdan, Kahramanmaraş- Elbistanlı Adnan Öztürk, ondan sonra da, Sivaslı Mustafa Necati Öncel Söğütlü’ye gelip Öğretmenlik yaptılar. Kader bizleri ayrı ayrı tarihlerde Söğütlü ile buluşturmuştu. Bu asla tesadüf olamazdı.

1974 yılı 12 Ekim’inden 1975 yılı Kasım ayına kadar Söğütlü’de öğretmenlik yaptım. Stajyerliğim Söğütlü’de kalktı. Yedek Subay olarak Ankara Polatlı Topçu ve Füze Okuluna 1975 yılının Kasım ayında başlayıncaya kadar geçen bir süreçti, bu süreç.

O yıllarda, Söğütlü İlkokulunda üç öğretmen görev yapıyordu. Köyün yerlisi olan Niyazi Arslan okul Müdürüydü. Yıllar sonra rahmetli olduğunu öğrendiğim, 1991 yılında eşim ve çocuklarımla bir Karadeniz gezisi sırasında yarım saatliğine de olsa Kelkit’te evine uğradığım rahmetli Hüsnü Taşdemir ve Erzincan’a yerleşmiş olan Kamil Çağan.

Bu geziden bir yıl sonra, kader, siyaset artık ne derseniz deyin, beni Nevşehir-Gülşehir’den aldı. Önce Giresun-Çamoluk’a, sonrada Giresun-Alucra’ya getirdi. Sürgün İlçe Milli Eğitim Müdürüydüm. Ve ilk görev yerim olan Söğütlü bana çok yakındı. 1992’de Alucra İlçe Milli Eğitim Müdürü olduğum günlerdi. Kaymakam Bey’den izin aldım. Milli Eğitimin Kartal marka bir aracı vardı. Aracı kullanan Alucralı Öğretmenevi Müdürü Ali Tütüncü ve Elazığ’lı öğretmen arkadaşım Mehmet’le birlikte düştük Söğütlü yoluna. Söğütlü’yü ziyaretimde aynı gün hem Niyazi Arslan’ı, hem de Hüsnü Taşdemir’i bir kez daha görmek nasip olmuştu.

*****

1974 yılı Ekim’inde Ortaokul yeni açılmıştı. 20 kadar öğrencimiz vardı. O yıllara ait tutmuş olduğum günlükte, birkaç tanesinin adını yazmışım. İlkokul Müdürü Niyazi Arslan’ın en büyük çocuğu olan Metin Arslan öğrencilerimizden biriydi.

Sağ olsun, arkadaşlarının isimlerini ve ne durumda olduğu bilgilerini 2021 yılının Ekim ayında ondan aldım.

Ancak öğretmenlik hayatımın ilk öğrencilerinden iki tanesi, mekanları cennet olsun, Hakkın rahmetine kavuşmuşlardı

Arabistan’da vefat eden Zikri Şahin ve Ankara’da 2017’de vefat eden Maden Mühendisi Haluk Mutlu.

Söğütlü Ortaokulunun ilk Sınıf Başkanlığını yapan İsmail Bedir, Erzincan’da lokantacı…

Recep Türkel, İstanbul’da toptancı…

Necmi Türkel İnşaatçı…

Muammer Türkel, Söğütlü de Arıcı…

Erol Tok, İnşaatçı…

Hasan Türkel, Belediyelik olan Söğütlü’de bir dönem Belediye Başkanlığı yapmış.

Ziya Eroğlu, Söğütlü’de çiftçilik yapıyor…

Metin Arslan, Ankara’da çalışıyor…

Hikmet Türkel, İstanbul Kadıköy Belediyesinde Şoför…

Selahattin Onuk, yurt dışına giden Söğütlülerin neredeyse tamamının bulunduğu Fransa’da…

Hacı Tok, Kelkit-Söğütlü arası dolmuşçu…

Salih Kara, Kırşehir’de İnşaatçı…

Dönemin Karakol Komutanı Sabri Beyin oğlu Atilla Astsubay...

Ahmet Zengin, İstanbul’da Ziraat Mühendisi.

İsmail Arslan, Derince ‘de İnşaatçı… Siyasetçi… En son Mahalli seçimlerde Belediye Başkan aday olmuş seçimi az bir farkla seçimi kaybetmiş.

Benim için oldukça önemli olan bu bilgiler için öğrencim Metin Arslan’a teşekkür ediyorum. Bana dünyaları bağışladı. Rabbim hatırını yapsın.

Bu öğrencilerim arasında birde Cihan Tosun vardı. 14 yaşındaydı. Dedesi evlendireceğim diye tutturmuştu. Ne dediysek olmadı. Kimseyi dinlemedi. Ve evlendirdi Cihanı. Cihanı yönetmelik gereği okuldan ayırdık.

*****

47 yıl sonra, 20 Ekim 2021’de can dostumuz, o dönemim Söğütlü Sağlık Ocağı Sağlık Memuru Kütahya-Gediz’li Mustafa Ergenç’le telefonla görüştüm. Bu bağlantıyı sağlayan Halil Zeytin kardeşime teşekkür ediyorum.

Mustafa kardeşimizle, çok güzel bir dostluğumuz vardı. Meslek hayatımızın o günlerinin en renkli, en sempatik, en güleç yüzlü, en neşeli insanıydı. Neredeyse görüşmediğimiz gün yoktu.

O yıllarda Mustafa Ergenç kardeşimiz, Okulumuzun ayrılmaz bir parçasıydı.

Okul açılmasına açılmıştı amma, harita yok, fen dolabı yok, on on iki kadar sıra, duvara dayalı bir kara tahta, Kelkit’ten aldığımız birkaç kutu beyaz ve renkli tebeşir.

Hepsi o…

Bereket versin daha ilkokuldan itibaren gözü kapalı Türkiye haritasını her birimize kara tahtada tek tek çizdiren Öğretmenler tarafından yetiştirilmiştik.

Çizdim Türkiye Haritasını, Gümüşhane’nin yerini, Kelkit’in yerini ve bulunduğumuz Söğütlü köyünün yerini kabaca belirledim.

İşte dedim, biz buradayız!

*****

Bir gün, söz sinemadan açılmıştı. Sordum çocuklara, hiç sinemaya giden yoktu. Müdür Vekili olan ev arkadaşım Bergamalı Halil Zeytin’le çocuklarımızı sinemaya götürmeye karar verdik.

İlkokul Müdürü Niyazi Arslan’ın minibüsü, Söğütlü ve Kelkit arasında sefer yapıyordu. Sinema biletlerini aldırdık, o gün akşam çocukları bindirdik minibüse, Niyazi Arslan’ın şoförü Tahsin, Niyazi Arslan hep birlikte Kelkit’in tek kapalı sinemasına geldik.

Cüneyt Arkın’ın Kıbrıs Barış Harekatıyla ilgili “Önce Vatan” filmi oynuyordu. Ve çocuklarımız ilk kez sinemaya gidiyorlardı.

Çocukları ön sıralara oturttuk, Halil Zeytin’le de ben onların hemen birkaç sıra gerisinde, yerimizi aldık.

Ve film başladı. Savaş filmi ve hareketli sahneler olunca, çocuklar hem çok şaşırdılar, hem sevindiler, hem de çok korktular.

Filmin bir yerinde tanklar yürümeye başladı. Öğrencilerin hepsi, “uy öğretmenim üzerimize geliyor” diye, sinemanın tahta sandalyelerinin altına attılar kendilerini.

Kalkın dedik bu film, üzerinize tank filan gelmiyor. Kimi yumdu gözünü, kimi ne oluyor diye merakla izledi sonuna kadar.

*****

Öğretmenlik acı-tatlı hatıralarla dolu bir meslek. Ve biz öğretmenler hatıralarımızla yaşayan, hatıralarımızla ayakta duran şerefli bir mesleğin mensuplarıyız.

Dünyanın en güzel kelimelerinden biri olan, “Öğretmenim” kelimesiyle geçen bir ömür bizimkisi…

Rahmeti rahmana kavuşan bütün öğretmenlerimizin ruhu şad, mekanları cennet bahçelerinden bir bahçe olsun inşallah.

Öğretmenler gününüz kutlu olsun sevgili öğretmenler!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR