Ne varsa dalga -dalga geliyor üzerimize. Deniz dalgasız olmaz diyebilirsiniz! Denizler durulmaz dalgalanmadan diyebilirsiniz.

Hatta bu arada efkarlanıp, “Dalgalandım da duruldum” şarkısını dahi mırıldanabilirsiniz!

Rahmetli Müzeyyen Senar çok güzel söylerdi! Bir ara Nilüferle birlikte düette yapmışlardı.

Dinledik dinlemesine, söyledik söylemesine amma, kesmedi, yeminle teselli dahi etmedi diyenleriniz olabilir.

Neşemizi kaybetmişiz, halay çekecek halimiz mi var?

Şöyle neşeli bir türkü söyleyecek, ya da bir oyun havası eşliğinde çiftetelli oynayacak isteğimiz mi kaldı?

Değil oynamak, elimizi kaldırmaya dermanımız yok!

Moraller, halimiz gibi dibe vurmuş!

Diyeceksiniz ki oynayan çok!

O oynayanlar kalk şöyle bir ayağa, süklüm-püklüm durma diyorlar! Çık meydana! Kurtlarını dök, ne istiyorsan o hava çalsın!

Kalkabilsek kalkacağız, lakin oynamak için değil, ayakta durmak için, ayakta kalmak için!

Ne mi oldu?

Dalga geliyor dalga! Eskisi, yenisi, varyantı! Ardı arkası kesilmeden geldikçe geliyor!

Valla billa bizim haberimiz yoktu, ne zaman geldi diye soranlar var!

Dalgadan haberi yokmuş gibi davranmakta yeni moda galiba!
Dalgalarla boğuşmayan ne bilsin dalgayı!

Ne bilsin azgın dalgalar karşısında yapayalnız bırakılmayı!

*****

Dalgayı dalga geçmek sananlarda az değil!

Ne var canım bunda!

Alt tarafı dalga!

Islandıysan kurur!

Dalga değil mi, durur!

Olacak o kadar, vurur!

Sonunda geçer gider, ortalık sütliman olur deniyor!

Bunun adı teselli mi?

Dalga geçmek mi?

Dalgalanmalardan korumaya kalkmak mı?

Artık neye sayarsanız sayın!

Deniz görmemişe, dalga anlatılır mı?

Denizi tabi ki gördüm!

Denizi elbet bilirim!

Nasıl bilmem dalgayı?

Ben sahillerde doğdum büyüdüm!

Diyenlerde unutmuş görünüyor dalgayı!

Ha…o dalga mı, o dalganın yanında bunlarda dalga mı canım!

O dalga başka, bu dalga başka diyerekten!

*****

Üç tarafı denizlerle çevrili bir coğrafyada görmediğimiz dalga kalmadı diyeni hiç kimse dinlemekte istemiyor, görmek ve anlamakta!

Ne mi deniyor?

Ne dalgası?

Hangi dalga o?

Dalga mı var?

Biz ortada dalga falan göremedik!

Deniz sakin, çarşaf gibi!

Dalga varsa bakarız icabına!

Amacımız zaten sizi dalgalardan korumak!

Dalga başka şey, dalgacılık başka şey, olan bitenle dalga geçmek daha başka bir şey!

Yüzme bileni de aldı gitti dalgalar, yüzme bilmeyeni de, ne oluyor böyle diye seyredeni de!

Dalga geldi dalga, daha da gelmeye devam ediyor dense ne olacak, dalgalar insanları alıp götürdükten sonra vah..vah…tüh tüh…Sonrası bir kucak dolusu “-ecek” ve “–acak”!

*****

Bu dalgaların nesi normal!

Hangisi normal!

Onca dalgayla boğuş!

Onca dalgayla mücadele et!

Dalgalar arasında kal!

Dalgalanmalar tarumar etsin!

Dalgaların ne ardı ne arkası kesilmiş olsun.

Sonrada maruz kalınan bu dalgalardan yani dalgalanmalardan korunacakmışız!

Ba'de Harabi'l-Basra yani, Basra harap olduktan sonra mı?

Uçurumdan aşağı düştükten sonra mı?

Dibe vurup, bundan sonra bir daha toparlanamaz, kendine gelemez, ayağa kalksa dahi iflah olmaz dendikten sonra mı?

Yangın cayır cayır yaktıktan, külünü savurduktan, yan diye odun üzerine odun attıktan sonra mı?

Sel önüne katıp, çamurların, kumların içine gömüp, kendine gelse de, bu iş bitti dedikten sonra mı?

Deprem vurup enkaz altında bırakıp, bu enkazın altından sağ çıkan olmaz diye kanaat getirdikten sonra mı?

*****

Dalgaların sahilleri dövdüğü gibi, o dalgalar kimini hırpaladı, kiminin kalbini yaraladı, kimini yakaladı vurdu yere! Kimini aldı götürdü denizin derinliklerine…

Nem kaldı, dalgalardan, dalgalanmalardan ve dalga geçme muhabbetlerinden başka diyenleri yok mu bir dinleyecek olan, duyan, gören, bilen, ben geldim diyen!

Bir dikili taştan başka nem kaldı demiş, Ozan!

Bir akılsız baştan başka nem kaldı demiş, Ozan!

Gözlerimde yaştan başka nem kaldı demiş, Ozan!

Hayatımda borçtan başka nem kaldı demiş, Ozan!

Sonrada nem kaldı, nem kaldı diye bitirmiş şiirini!

Şimdi vatandaş, benim onca dalgalanmalardan sonra, korunacak nem kaldı, dese haksız mı?