Haziran!
Umutlarımızı bir şeylere bağlamak, kapının önüne yığar gibi yığmak, derdimize derman neden olmasın diye hülyalara dalmak, beklentilerimize cevap olsun diye aylara bel bağlamak son yıllarda bizi en çok saran konuların başında geliyor.
Bir koca yılın içerisinde kendimize göre uğurlu ve şanslı aylar seçmemizde tesadüf değil!
Haziran bu aylardan biri!
Temmuz gibi, Aralık gibi, Ocak gibi aylar olsa da, Haziran’ın yeri bir başka!
Özellikle Pandemi döneminde Haziran yeni başlangıçlara, yeni umutlara açılan kapıların ayı olmasından dolayı, insanımız 2022 yılının Haziran ayına da kırılma noktası gibi bakmaya başladı!
Ne kadar haklı, ne kadar haksız orası bu yaklaşımlarda bulunanlara ait!
Ne olur bu Haziran?
İyi olur iyi! Bak havalar ısındı, iliğimiz kemiğimiz de ısındı! Yarın bakarsınız, cep şenlenir, cepken şenlenir! Haziran birde bakmışsınız, Temmuz’un müjdecisi olmuş!
İyimserlik güzel şey!
Lakin, insanlar enflasyondan, virüsten, selden, depremden, yangından o kadar çok mağdur oldu, o kadar çok içleri yandı ki, sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yediği gibi, Haziran ayına da temkinli yaklaşanlar az değil!
Ancak, Haziran geldi hoş geldi, maske gitti, mesafe bitti, görün bakın yokluk da pılıyı pırtıyı toplayıp gidecek diye konuşanlar, iyi olacak iyi diyenlerde az sayılmazlar!
Hele bir gelsin, hele bir başlasın, hele bir açıklamalar başlasın, ondan sonra söyleyelim söyleyeceğimizi diyen ayağını sağlam basanlar dahi az yanılmadılar bugüne kadar!
Birkaç yıldır umut ayı Haziran.
Umut yağmurlarının sağanak-sağanak yağdığı ay!
Hayırlı başlangıçların, olumlu açılımların, en hoş hayallerin sabırsızlıkla beklendiği ay.
Haziran gelecek dertler bitecek, yüzler gülecek denilen ay Haziran!
*****
Haziran; Çıkış gibi…Yeniden toparlanma gibi…Ayağa kalkma gibi…Tutunma gibi, yeni bir gayret gibi…
Bu Haziran’da öyle…
Lakin; diğer yıllardan biraz daha farklı, beklentiler daha yüksek!
Acil cevap aradığımız sorulara, cevap bulabileceğimizi düşündüğümüz bir ay Haziran!
Çalışanlara, asgari ücretlilere, emeklilere, işsizlere, atama bekleyenlere bir cevap olur mu diye beklentilere girilen bir ay!
Bir yerde iple çekilen bir ay!
Vaatlerin yıl başından itibaren ötelendiği ay!
Nihayetinde Mayıs bitti, Haziran geldi!
Ancak, Haziran kolay gelmedi. Hazirana gelinceye kadar ne günler kolay geçti ne haftalar ne de aylar!
En çok da upuzun geceler damga vurdu, geçen beş aya ve yaklaşan Haziran’a!
Sabah olmadı, güneş doğmadı adeta…
İsli-sisli, puslu, kapalı ve soğuktu günler! Borcu-harcı çoktu insanların!
Enflasyon vurdu-kırdı, savurdu, yerden yere çarptı insanları, kimini kör kuyulara, kimini uçurumdan aşağıya fırlattı attı!
Hazirana ulaşmak, Haziran’a varmak kolay olmadı anlayacağınız!
Atalarımız her dağın dumanı ayrı derken anlatmak istedikleri böyle bir şeydi.
Yaslandığımız dağlar, çekti desteğini. Güvendiğimiz dağlara tepeleme karlar yağdı, kimimizin ayağı kaydı, kimimiz için dağ destek olmaktan, desten vermekten caydı!
*****
Bu beş ay kolay geçmedi derken, zamları, fiyat kargaşalarını, doların artmasını, enflasyonun sınır tanımamasını, acı reçetenin ağırlığını, ödenme noktasında iki ayağımızı bir pabuca sokan faturaları nasıl unutabiliriz!
Özellikle doğalgaz ve elektrik faturaları nefes aldırmadı! Akaryakıtın litresinin 25 liraya ulaşması sonrasında iğneden ipliğe her şeye gelen zam, hepimizi dayanacak hali, tutunacak dalı olmayanlara döndürdü
İşte böyle bir manzarada ulaştık Haziran’a!
3 Haziran’da TÜİK yeni rakamlar açıklayacak.
Sonra herkes alacak kağıdı kalemi eline….
Temmuz’u bekleyecek! Şu olursa, bu olur, şuradan şu kadar gelirse, buradan bu kadar gelirse diyerek!
Haziran, yaz başlangıcı…
Bazı günleri Mart gibi serin ve soğuk geçen Mayıs ayından sonra, sıcak bir havayla, sıcak bir gündemle, sıcak mı sıcak beklentilerle geldi Haziran!
Haziran muhtemel bir seçimin belki de adını koyacak, seçime ayrı bir bölüm, ayrı bir başlık açacak!
Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur derler ya hani…
Seçimin gelişi Haziran’dan belli olur da diyebileceğiz belki…
*****
Gündemin oldukça çabuk değiştiği günler yaşıyoruz!
Yaz demek sebze ve meyve fiyatlarının düşmesi demek! Bildiğimiz yazlar, o yazlar değil! Köprülerin altından çok sular aktı! Eski çamlar çoktan bardak oldu!
O dediğin eskidendi, o dediğin neredeyse mazi oldu, o dediğin akaryakıta yani ulaşıma dünya kadar zam gelmeden önceydi.
Antalya’dan, sahillerden sebze ve meyve yüklü bir kamyon kaça geliyor haberin var mı sorusunun cevabını verecek olan yok!
Tüketiciye ulaşıncaya kadar, katmer-katmer zamlanıyor sahillerden gelen sebze ve meyve!
Yazın doğalgazdan yana biraz rahatlayacak olan bizlerin elektrik yönüyle, su yönüyle pek bir rahata ereceğimiz yok!
Hele yeni-yeni zamlarda gelirse!
Çünkü gelmeyeceğinin bir garantisi yok!
Kim konuşsa bu fiyat bugün için geçerli, yarın ne olacak bilmiyoruz diyorlar!
Bu arada ev kiraları artmaya devam! Kira fren tutmuyor, gittiğim yere kadar giderim, ne olacağına da o zaman bakar karar veririm havalarında!
Ev almaya kalkanın en büyük rakibi yabancılar. Biz paramızı zor zahmet denkleştirmeye çalışıp, üzerine de şu miktarda kredi çekersem diye düşünürken, deyim yerindeyse parmak hesabı yaparken, yabancı yatırımcı bastırıyor doları, avroyu, alıp geçiyor senin almak istediğin daireyi.
Satanlarda para peşin, kırmızı peşin dercesine ellerini ovuşturup duruyorlar.
Umduğumun da üstünde sattım diye anlatılan hikayelerden geçilmiyor ortalık!
Haziran; kira ve konut derdine çare olacak mı diye soran sorana…
*****
Haziran bunalmazsa, bunalım geçirmezse, ne haliniz varsa görün, benim sizden başka bir derdim yok mu demezse, istisnasız her konuda cevap beklenen bir ay!
Çünkü; herkes ve her şey kilitlendi kaldı Haziran’a!
Her ne varsa, bütün çıkışları, bütün beklentileri, bütün taahhütleri Haziran’a doğru savurduk!
Her biri tam isabet dercesine Haziran aynına düştü.
Kimi Haziran başına…
Kimi ortalarına doğru…
Kimi Haziran sonuna…
Bu ne mi demek?
Bugünden itibaren dolu-dolu bir Haziran geçireceğiz demek!
Çarşı viran, pazar viran, iş viran, aş viran! Ekmek viran, mutfak viran, hane viran, kalp viran!
Hoş geldin Haziran!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.